Kanada hükümeti, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunan Türk yapımı Silahlı İnsansız Hava Araçlarının (SİHA), Dağlık Karabağ bölgesindeki çatışmalarda kullanılması sebebi ile Türkiye'ye silah ambargosu kararı aldığını açıkladı.
Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, "Son birkaç gün içinde, Dağlık Karabağ'daki askeri çatışmada Kanada teknolojisinin kullanıldığına dair bazı iddialar ortaya atıldı. Kanada'nın devam eden çatışmalar nedeniyle durumu daha ayrıntılı değerlendirilmesine zaman tanımak amacıyla Türkiye'ye yönelik ihracat izinlerini askıya aldım" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ürettiği İHA ve SİHA'larda kullandığı görüntüleme ve hedefleme sistemleri Amerikan L3Harris şirketinin bir yan kuruluşu olan
Kanada Ontario merkezli L3Harris WESCAM tarafından üretiliyor.
Geçen hafta bir rapor hazırlayan Kanadalı silahsızlanma grubu Project Ploughshares, L3Harris WESCAM tarafından üretilen ürünleri Türkiye'nin 2017'den beri kullandığını iddia etti. Kanada gazeteleri de L3Harris WESCAM'e bu yıl Türk drone üreticisi Baykar'a yedi sistem tedarik etme izni verildiğini duyurdu. Kanada, en son Ekim 2019'da Türkiye'ye yeni ihracat izinlerini dondurmuş, ancak Mayıs ayında yeniden satışlara izin vermişti.
Bu sistemler olmazsa SİHA'lar işe yaramaz
Hava, kara ve deniz alanları için tam entegre, çoklu spektral ve çok sensörlü elektro optik kızılötesi (EO/IR) görüntüleme ve hedefleme sistemleri tasarlayan ve üreten L3Harris WESCAM, sektörün en iyilerinden biri sayılıyor. Bu sistemleri kullanan SİHA ve İHA'lar savaş alanına son derece hassasiyetle 7/24 hâkim olabiliyor. Gündüz, düşük ışık ve gece görevleri için yüksek hassasiyetle görevlerini hatasız yerine getiren sistemler, SİHA ve İHA'ların beyni mesabesinde. Bu sistemler olmadan İHA ve SİHA'ların teneke yığınından farkı kalmıyor.
Özellikle Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki işgalcilere karşı kullandığı Bayraktar TB2'leri üreten firma olan Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, 1.5 yıl kadar önce yaptığı bir açıklamada, "SİHA'larda yerlilik oranı yüzde 93" ifadelerini kullanmıştı.
Sayın Bayraktar'ın bahsettiği bu araçlardaki yüzde 7'lik ithal kısım Kanada gibi ülkelerden satın aldığımız görüntüleme ve hedefleme sistemleriyse, 'yerli ve milli' iddialarının altı boş demektir. Zira Kanada'nın satmamam kararı aldığı bu sistemler olmadığı zaman geriye kalan yüzde 93 işe yaramayacak demektir.
Bu şuna benzer; insan beyni vücudun çok küçük bir bölümünü kaplasa da beyin olmadığı zaman vücut et yığınından başka bir anlam ifade etmez.
Şunun da bilinmesinde fayda var. Türkiye, yalnızca bu görüntüleme ve hedefleme sistemlerini satın almıyor Kanada'dan aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan bazı hava araçları da Kanada üretimi motor sistemleriyle donatılmış durumda.
Geçmişte de benzer ambargolar yaşayan Türkiye, yerli elektro-optik kamera üretimi konusunda çalışmalar da yapıyor. Aselsan bu ihtiyaca yönelik olarak CATS, ASELFLIR 400 ve DASS elektro-optik kamera sistemlerini geliştirdi. Ancak bu yerli sistemlerin ihtiyacı ne kadar karşıladığı konusunda fazla bir fikrim yok.
Böyle müttefikler düşman başına
Yani geçmişte hemen her haklı hamlesinde Batılı dostlarının (!) yaptırımlarına ve ambargolarına maruz kalan ülkemiz, Azerbaycan'ın Birleşmiş Milletler'in de kabul ettiği işgal altındaki topraklarını kurtarmak için giriştiği operasyonlarında Türkiye'den satın aldığı İHA ve SİHA'ları kullandığı gerekçesiyle yine ambargolara maruz kalıyor ve tarih yine tekerrür ediyor.
Şu bir gerçek ki; Kanada örneğinde şimdi gördüğümüz ambargoların benzerlerini NATO'da ortak dahi olsak bu ülkelerin toplu iğnesine bile bağımlı olursak gelecekte yine yaşamaya mecbur olacağız.
Bu bağlamda her alanda 'tam bağımsız' olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ettiğimiz şeyler yaşıyoruz.
Zira muhtaç olmak, yani bağımlılık en büyük sömürü aracı haline gelmiş durumda. Bu yüzdendir ki Türkiye'nin aklınıza gelen her alanda kendilerine bağımlı olarak kalması için her şeyi yapacak 'stratejik müttefiklerimiz' bolca var.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024