Fransa sokakları ve Fransız yönetimi üç haftadan beri Sarı Yelekliler kasırgasına teslim olmuş vaziyette…
Sarı Yelekliler kimler?
İşsizler, açlık içinde kıvrananlar, yoksullar filan değil…
Fransız olmayan göçmenler de değil.
Fransa'nın orta direği… Yaş ortalaması 40-50 arasındaki çalışan, işinde-gücünde olan kesim.
Gece gündüz çalıştığı halde adam gibi yaşayamayan, onurlu bir yaşam standardı tutturamayan çalışan geniş toplum kesimi.
Cumhurbaşkanı E. Macron'un vergi salan ve kan emen neo-liberalizmine, halkın belini büken haksız vergilere, sosyal ve gelir dağılımı adaletsizliğine isyan eden geniş kitle…
Kısaca Fransa'nın maşeri vicdanı diyebilirsiniz.
Örgütsüz, lidersiz, plansız büyük kitle… ama tek ses, tek nefes, tek vicdan!
Yüzbinler cadde cadde milyonlar olup Fransız sokaklarında sel olup akıyor.
Görünen şu ki, Fransa yönetimi, patronlara kulak asıp maşeri vicdana Fransız kalmaktan kurtuluncaya kadar bu halk seli taştıkça taşacak.
Dünyanın vahşi kapitalizmini reddeden yeni akımını ve koştuğu yeni Sosyal Adalet ve Milli Ekonomi düzenini nazara alarak, Sarı Yelekliler'den ders çıkartmak gerekiyor.
Avrupa'yı kasıp kavuran ekonomik gelişmeler, bir bilene, bilge insana, dünyanın 4 milyar nüfusluk kesiminin uyguladığı Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a sorulmalı, danışılmalı, bu eksende acil tedbirler ve çözüm yolları oluşturulmalıdır.
Türk siyaseti ve besleme yandaşları, 'Oh olsun Macron'a' deme ucuzluğuna düşmemelidir.
Türkiye'dekiler Sarı Yelekliler'e Fransız kalmamalıdır… Aksi halde bir kırmızı yelekli kasırgasına yakalanmak kader olur.
Fransa maşeri vicdanını harekete geçiren şu bir-iki icraat:
Akaryakıt fiyatlarının yükselmesi, hayat pahalılığını ve yoksullaşmayı hızlandırmaya yol açacak karbon vergilerindeki artış!
Bardağı taşıran son damla bunlar!
Fakat yara çok daha derin ve kronik: Toplumun çalışan ana kitlesinin emeğinin ve hizmetinin karşılığı vergi, zam ve harçlarla her geçen gün erimiş; çalışan kesimin bile artık alım gücü ve tüketim kabiliyeti bitmiş…
Ne Macron'un Cumhurbaşkanlığı modeli çare oldu, ne de dikine üç renkli bayraktaki Mavi (Özgürlük), Beyaz (Eşitlik), Kırmızı (Kardeşlik) anlamları?
Fransa küreselleşme rüzgarına yelken açtı. Macron, Prof. Dr. Baş'ın Sosyal Devlet tezi ekseninde gerçekleştirilen Uluslararası Sosyal Devlet Kongresine katılan bilim adamlarına ve kendi ülkesi Fransa'dan iştirak eden Prof. Dr. Patrick Boulonge'a kulak asmadı.
Fransa yönetimi ve Macron, Prof. Dr. Baş'ın 2005'te ilan ettiği Milli Para gerçeğini ve Sosyal Adalet ekseninde yepyeni bir dünya düzeni oluşturan Milli Ekonomi Modeli'ni anlamazlıktan geldi...
Avrupalı Birliği şeflerine ve Amerikalı küresel ağabeylerine kendini kaptırdı.
Macron ve Fransız yönetiminin, patronlardan yana geniş tüketici kesimini vuran neo-liberalizmi ters döndü.
Fransa yönetimi ve Macron, Prof. Dr. Baş'a, sayın Baş'ın Sosyal Devlet Kongresine katılan bilim adamlarına ve kendi ülkesi Fransa'dan iştirak eden Prof. Dr. Patrick Boulonge'a kulak asmamanın faturasını ödüyor.
Kongrede şunu hatırlatmıştı Paris Üniversitesi'nden Prof. Dr. Boulogne: "Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' tezi, küreselleşmeye panzehirdir. Tehlikeli gerilimlerin gittikçe yoğunluk kazandığı günümüz dünyasında, bu tez, uluslar için bir can simididir ve insanlık tarihi açısından önemli bir aşamadır."
Liberal şeflerinden aldığı akılla Sarı Yelekliler'e şahinlik yapan Fransa Başbakanı Edouard Philippe'in havası inmiş durumda… "Hiçbir vergi ulusal birliğimizi tehlikeye atmamalı. Şimdi çalışarak ve bir araya gelerek ulusal birliğimizi yeniden inşa etmeliyiz" diyor.
Türkiye, bu tabloya ve Sarı Yelekliler'e Fransız kalmaz, dersler çıkartırsa; Prof. Dr. Baş'ın modelini iktidara taşıyarak huzurlu ve zengin geleceğini inşa edebilir.
Sarı Yelekliler'in de, bizdeki yelekli-yeleksiz geniş kitlenin de tek çözümü, "Tüketim en güçlü kaynaktır, halkın tüketim kabiliyeti güçlendirilmelidir, tüketimin olmadığı yerde üretimin anlamı kalmaz, sadece depolar mal ile dolup taşar; ekonomi büyüyemez, şişer" diyen ve sürekli büyümeyi, tam istihdamı ve gelir dağılımında adaleti sağlayan modelin sahibi Prof. Dr. Baş'tır.
Sarı Yelekliler'in de, bizdeki yelekli-yeleksiz geniş kitlenin de tek çözümü "Milli Para, devletin ve milletin GSMH'sı karşılığında piyasaya sürülen borçsuz, faizsiz, maliyetsiz en güçlü kaynağıdır" diyen ve vahşi kapitalizmi tarihe gömen Prof. Dr. Baş'tır.
Sarı Yelekliler'in de, bizdeki yelekli-yeleksiz geniş kitlenin de tek çözümü, "Asgari ücretten tüm vergileri kaldıracağım, asgari ücreti en az 5 bin TL yapacağım, hatta BTP kadrosunu iktidar edin asgari ücreti vallahi 10 bin TL yaparım, yıllık 150 bin lira geliri olandan vergi almayacağım, bunun hesabını yaptım, kitabını yazdım, ben yaparım, anahtarı bendedir" diyen Prof. Dr. Baş'tır.
Dünya, ya sosyal adaletin, tam istihdamın ve sürekli büyümenin adresi olan Prof. Dr. Baş'ta ve modelinde buluşacak; yahut yelekli-yeleksiz kitleler halinde sel olup taşacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019