Afyon-Sandıklı'da yapılan 5. İcmal Gençlik Kampı'ndaydım..
Allah nasip etti, o muhteşem atmosferi soluyarak yaşadım...
Türkiye'nin dört bir yanından yüzlerce-binlerce kilometrelik yolları, hem de oruçluyken ve "Cehennem Sıcakları" diye tarif edilen sıcaklarda aşarak gelen binlerce kişiyi, görmek tek kelimeyle talihti, nasip işiydi!
Birileri anlatsa Vallahi inanmazdım!
Herkes baktığı gibi görür, ben de baktığım gibi gördüm.
Seçilmiş ama şahsî davranışlarıyla gayrı meşrû Cumhurbaşkanı'nın Kaç-AK Saray'da, yol ücretlerini ve harcırahlarını bütçeden karşılayarak topladığı Muhtarlar Toplantılarıyla mukayese ettim gördüğüm coşkulu çoğunluğu gayrı ihtiyari!
On binlerce korumanın kuş uçurtmadığı ve resmiyetin yasaklar boyutunda uygulandığı Kaç-AK Saray toplantılarıyla Genel Başkanı dünya gözüyle bizzat görerek tatmin olmak isteyen Haydar Hoca Sevdalılarının, kendi imkânlarıyla ve mevsim zorlamalarını alt ederek bir araya geldikleri o muhteşem çoğunluğu görmek lazımdı!
O muhteşem çoğunluğa "kalabalık" demek haksızlık olur ama literatürümüzde o gurubu karşılayacak başka bir kelime yok maalesef!
Herkes gönüllerini getirmişlerdi inandıkları Genel Başkanları'na...
Îmanlı siyasetin, İslâm aleminde hatta dünyada tek temsilcisi olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı'nın, Gönüldaşları ile buluşma anlarını tarif mümkün değil!
Günler öncesinden otellerin 6.000 kişilik kapasitesi dolunca gelemeyen veya gelip kendi imkânlarıyla apart otellerde, günlük kiralayabildikleri evlerde konuklayanlarla 7.000 kişiden fazla II. Kuvay-ı Milliyeci, 7.000 kişilik Gönül Adam sevdalısı Gönüller, muhteşemdi...
Teşkilatçı deneyimlerimle baktım coşkulu çoğunluğa...
7.000 kişi, sokaklarda değillerdi! Nümayiş, gösteri falan yapmıyorlardı! Toplum düzenini bozacak, yasalara aykırı hiç bir davranışları yoktu ama 5 Yıldızlı otellerde, tok gönülleri ve vakûr duruşlarıyla meydanda idiler!
Eğer varsa ve nedir diye merak ediliyorsa Vallahi "Dip Dalgalanması" buydu!
Dünya çapında kariyerli ilim-bilim adamları, deneyimli ve kompedan ekonomistler, sahalarında otorite olan fikir adamları, kalemleri ile Sevgi Süvariliğine soyunmuş ehîl ve ödüllü gazeteciler, Türkiye toplumunun her sosyal diliminden kalifiye insanlar, 7.000 kişi olmalarına rağmen bir BAŞ'ın yönettiği tek beden gibiydiler!
Oteller arasında gidip gelmelerde anons yapılmıyordu!
Kulaktan kulağa, gönülden gönüle kurulan irtibat bağları ile hiç bir programda aksama olmadı!
İftirayı meslek edinmiş câhil "Züppeli"ye konuya vakıf ehil kişiler belgelerle ve müfterilerin anlayacağı dilden cevaplar verdiler!
Dünyanın, çağımızın, çevremizin ve ülkemizin bütün mes'eleleri farklı panellerde ehil kadrolarca ele alındı!
Dış politikamız, iç politikamız, ekonomimiz, asayişimiz, bölücü terör örgütleri, başımıza örülen çoraplar ve bilinen bütün dertlerin kesin çareleri sunuldu panellerde...
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kapanış konuşmasındaki kibirden uzak vakarı görenlere ders mahiyetindeydi.
Salondaki binleri göstererek; "Haydar Hoca, Rusçu oldu diyorlar peki bu kadar Müslümanı nereye koyacağız? Rusya'da Haydar Hoca'nın çağrılarına uyarak Müslüman olan on binleri nereye koyacağız?" Sorusu, kör gözlere mızrak, sağır kulaklara Ramazan topu gibiydi!...
Otellerin lobilerinde satış stantları vardı...
İllerin İcmal Gençlik Teşkilatları, kermesler açıp yaptıkları satışlarla teşkilatlarına can suyu topluyordu. Satanların ve alıcıların bedenleri, kalbleri, gönülleri ve cepleri tekti...
Hele bir Delikanlı vardı ki görülmeye değerdi!
Yeni Mesaj Gazetemizde de -Misafir kalem olarak- yazıları neşredilen, 17 yaşında bir M. Haydar AKYAVUZ vardı ki şahsen iftihar ile aklımı aldı!
17 yaşın çok üstünde bir emek ve ferasetle çalışıp yazdığı ve kendi gayretleriyle bastırdığı; "HELÂK OLANLARDAN MISIN, KURTULUŞA ERENLERDEN Mİ?" ve "İMAM ALİ'NİN BAZI KERAMETLERİ" adlı kitaplarını açtığı bir stantta sergiliyordu! Büyük bir hevesle standının başına geçtim, büyük bir onurla tabiri caizse tezgâhtarlık yaptım.
Müslim Hadar'ın her imzaladığı kitapta onurlanarak ve içimden Haydar BAŞ Hoca'ya dualar ederek en az Haydar kadar sevindim...
BTP Diyarbakır İl Başkanı Sevgili Şeyhmuz ELÇİ ve BTP Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı Sevgili Faysal ASLAN'ın üç gün boyunca iftar ve sahurlarda, Mehmet DİNÇ Ağabey ve bana gösterdikleri ilgi ve ihtiramı anlatabilmem mümkün değil. Hiç kimsenin kendi öz kardeşleri veya evlatları bu iki Diyarbakır Delikanlısının gösterdiği saygı ve hürmeti, yapamazlar zannetmiyorum. Her ikisinden de Allah razı olsun. Gönüllerine kurban olur, gadalarını alırım her ikisinin de...
Afyon-Sandıklı'da 5.si yapılan İcmal Gençlik Kampı hakkında, bütün arkadaşlarımız gördüklerini ve hissettiklerini mutlaka bizimle paylaşacaklar.
II. Kuvay-ı Milliyeciler, İcmal Gençlik menşe'li olgun kalemler, ehil insanlar gözleriyle bakıp gönülleriyle gördüklerini bize de aktaracaklar eminim.
Ve o anlatımlardan sonra emînim ki herkes Sandıklı'daki coşkulu çoğunluğun, "Dip dalgalanması"nın çok üstünde bir Dip Kasırgası'na dönüşmüş olduğunu fark edecekler! "Acaba?" soruları, "Olur mu?" endişeleri bitecek inşallah.
Yollar güzeldi, yolcular güzeldi, vuslat tarifsiz güzeldi...
Güzelliklerle besli, güzelliklerle dolup taşan üç gün yaşadık binlerce Gönüldaş...
Bize bu günleri nasip eden Allah'a hamd ü senâlar olsun.
Bize bugünü organize ettirerek sağlayan BTP Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'ya sonsuz teşekkürler.
Katılan binlerce Gönüldaştan Allah binlerce kere razı olsun..
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, Sandıklı'dan bütün ülkeye ve dünyaya;"Biz varız! Ülkemizin ve dünyanın her yerinde, insanlığın hayrına olan her işe varız ve hazırız!" mesajı verdiler.
Şahsen; defalarca, defalarca, defalarca; "Allah razı olsun Hocam! Allah razı olsun BTP Kadroları! Allah razı olsun İcmal Gençlik!" diye duâlar ettim, duâlar ediyorum, duâlar edeceğim...
Nice İcmal Gençlik Kamp ve şölenlerine inşallah..
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Allah nasip etti, o muhteşem atmosferi soluyarak yaşadım...
Türkiye'nin dört bir yanından yüzlerce-binlerce kilometrelik yolları, hem de oruçluyken ve "Cehennem Sıcakları" diye tarif edilen sıcaklarda aşarak gelen binlerce kişiyi, görmek tek kelimeyle talihti, nasip işiydi!
Birileri anlatsa Vallahi inanmazdım!
Herkes baktığı gibi görür, ben de baktığım gibi gördüm.
Seçilmiş ama şahsî davranışlarıyla gayrı meşrû Cumhurbaşkanı'nın Kaç-AK Saray'da, yol ücretlerini ve harcırahlarını bütçeden karşılayarak topladığı Muhtarlar Toplantılarıyla mukayese ettim gördüğüm coşkulu çoğunluğu gayrı ihtiyari!
On binlerce korumanın kuş uçurtmadığı ve resmiyetin yasaklar boyutunda uygulandığı Kaç-AK Saray toplantılarıyla Genel Başkanı dünya gözüyle bizzat görerek tatmin olmak isteyen Haydar Hoca Sevdalılarının, kendi imkânlarıyla ve mevsim zorlamalarını alt ederek bir araya geldikleri o muhteşem çoğunluğu görmek lazımdı!
O muhteşem çoğunluğa "kalabalık" demek haksızlık olur ama literatürümüzde o gurubu karşılayacak başka bir kelime yok maalesef!
Herkes gönüllerini getirmişlerdi inandıkları Genel Başkanları'na...
Îmanlı siyasetin, İslâm aleminde hatta dünyada tek temsilcisi olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı'nın, Gönüldaşları ile buluşma anlarını tarif mümkün değil!
Günler öncesinden otellerin 6.000 kişilik kapasitesi dolunca gelemeyen veya gelip kendi imkânlarıyla apart otellerde, günlük kiralayabildikleri evlerde konuklayanlarla 7.000 kişiden fazla II. Kuvay-ı Milliyeci, 7.000 kişilik Gönül Adam sevdalısı Gönüller, muhteşemdi...
Teşkilatçı deneyimlerimle baktım coşkulu çoğunluğa...
7.000 kişi, sokaklarda değillerdi! Nümayiş, gösteri falan yapmıyorlardı! Toplum düzenini bozacak, yasalara aykırı hiç bir davranışları yoktu ama 5 Yıldızlı otellerde, tok gönülleri ve vakûr duruşlarıyla meydanda idiler!
Eğer varsa ve nedir diye merak ediliyorsa Vallahi "Dip Dalgalanması" buydu!
Dünya çapında kariyerli ilim-bilim adamları, deneyimli ve kompedan ekonomistler, sahalarında otorite olan fikir adamları, kalemleri ile Sevgi Süvariliğine soyunmuş ehîl ve ödüllü gazeteciler, Türkiye toplumunun her sosyal diliminden kalifiye insanlar, 7.000 kişi olmalarına rağmen bir BAŞ'ın yönettiği tek beden gibiydiler!
Oteller arasında gidip gelmelerde anons yapılmıyordu!
Kulaktan kulağa, gönülden gönüle kurulan irtibat bağları ile hiç bir programda aksama olmadı!
İftirayı meslek edinmiş câhil "Züppeli"ye konuya vakıf ehil kişiler belgelerle ve müfterilerin anlayacağı dilden cevaplar verdiler!
Dünyanın, çağımızın, çevremizin ve ülkemizin bütün mes'eleleri farklı panellerde ehil kadrolarca ele alındı!
Dış politikamız, iç politikamız, ekonomimiz, asayişimiz, bölücü terör örgütleri, başımıza örülen çoraplar ve bilinen bütün dertlerin kesin çareleri sunuldu panellerde...
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kapanış konuşmasındaki kibirden uzak vakarı görenlere ders mahiyetindeydi.
Salondaki binleri göstererek; "Haydar Hoca, Rusçu oldu diyorlar peki bu kadar Müslümanı nereye koyacağız? Rusya'da Haydar Hoca'nın çağrılarına uyarak Müslüman olan on binleri nereye koyacağız?" Sorusu, kör gözlere mızrak, sağır kulaklara Ramazan topu gibiydi!...
Otellerin lobilerinde satış stantları vardı...
İllerin İcmal Gençlik Teşkilatları, kermesler açıp yaptıkları satışlarla teşkilatlarına can suyu topluyordu. Satanların ve alıcıların bedenleri, kalbleri, gönülleri ve cepleri tekti...
Hele bir Delikanlı vardı ki görülmeye değerdi!
Yeni Mesaj Gazetemizde de -Misafir kalem olarak- yazıları neşredilen, 17 yaşında bir M. Haydar AKYAVUZ vardı ki şahsen iftihar ile aklımı aldı!
17 yaşın çok üstünde bir emek ve ferasetle çalışıp yazdığı ve kendi gayretleriyle bastırdığı; "HELÂK OLANLARDAN MISIN, KURTULUŞA ERENLERDEN Mİ?" ve "İMAM ALİ'NİN BAZI KERAMETLERİ" adlı kitaplarını açtığı bir stantta sergiliyordu! Büyük bir hevesle standının başına geçtim, büyük bir onurla tabiri caizse tezgâhtarlık yaptım.
Müslim Hadar'ın her imzaladığı kitapta onurlanarak ve içimden Haydar BAŞ Hoca'ya dualar ederek en az Haydar kadar sevindim...
BTP Diyarbakır İl Başkanı Sevgili Şeyhmuz ELÇİ ve BTP Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı Sevgili Faysal ASLAN'ın üç gün boyunca iftar ve sahurlarda, Mehmet DİNÇ Ağabey ve bana gösterdikleri ilgi ve ihtiramı anlatabilmem mümkün değil. Hiç kimsenin kendi öz kardeşleri veya evlatları bu iki Diyarbakır Delikanlısının gösterdiği saygı ve hürmeti, yapamazlar zannetmiyorum. Her ikisinden de Allah razı olsun. Gönüllerine kurban olur, gadalarını alırım her ikisinin de...
Afyon-Sandıklı'da 5.si yapılan İcmal Gençlik Kampı hakkında, bütün arkadaşlarımız gördüklerini ve hissettiklerini mutlaka bizimle paylaşacaklar.
II. Kuvay-ı Milliyeciler, İcmal Gençlik menşe'li olgun kalemler, ehil insanlar gözleriyle bakıp gönülleriyle gördüklerini bize de aktaracaklar eminim.
Ve o anlatımlardan sonra emînim ki herkes Sandıklı'daki coşkulu çoğunluğun, "Dip dalgalanması"nın çok üstünde bir Dip Kasırgası'na dönüşmüş olduğunu fark edecekler! "Acaba?" soruları, "Olur mu?" endişeleri bitecek inşallah.
Yollar güzeldi, yolcular güzeldi, vuslat tarifsiz güzeldi...
Güzelliklerle besli, güzelliklerle dolup taşan üç gün yaşadık binlerce Gönüldaş...
Bize bu günleri nasip eden Allah'a hamd ü senâlar olsun.
Bize bugünü organize ettirerek sağlayan BTP Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'ya sonsuz teşekkürler.
Katılan binlerce Gönüldaştan Allah binlerce kere razı olsun..
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, Sandıklı'dan bütün ülkeye ve dünyaya;"Biz varız! Ülkemizin ve dünyanın her yerinde, insanlığın hayrına olan her işe varız ve hazırız!" mesajı verdiler.
Şahsen; defalarca, defalarca, defalarca; "Allah razı olsun Hocam! Allah razı olsun BTP Kadroları! Allah razı olsun İcmal Gençlik!" diye duâlar ettim, duâlar ediyorum, duâlar edeceğim...
Nice İcmal Gençlik Kamp ve şölenlerine inşallah..
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017