İslam coğrafyasının her bir köşesinden cenazelerin kalktığına, her evden ciğerleri pareleyen ağıtların yakıldığına, tanık olmuşsunuzdur elbet…
Iraklı Nur bacının Ebu Gureyb cezaevinden yürekleri yakan-kavuran mektubunu hatırlayanınız var mı acaba?
Irak’ta kaç Müslüman kadın gözü dönmüş, şehveti azmış Amerikan canilerinin kucaklarında tertemiz bedenleri kirletilerek can verdi bilir misiniz?
Kefere Conilerin camileri karargâh edinmeleri ve minareleri bombalarla tuz-buz etme görüntüleri ne tez hafızalarınızdan silindi?
Afganistan’da Kur’an-ı Kerim’in yakılması neyin nesidir acaba?
İnsan hakları, demokrasi adı altında Arap Baharı yutturmacısı ile Tunus, Libya ve Mısır’ın darmadağın edilmesine zemin hazırlayarak; haçlılarla aynı yola harç döken ülkemizin eline ne geçmiştir acaba hiç düşündünüz mü?
Şimdi sıra Suriye ve İran’a gelmiştir. Bu basiretsizlik, tetikçilik mantığı ile devam ederse paramparça bir Türkiye bizi bekliyor, inanın…
Bir insanın yukarıdaki saydığımız katliamlara ortak olması yahut da sesiz kalması için elbette aklını yitirmiş olması gerekir diye düşünüyorum sevgili okurlar. Bu ne menem bir basiretsizlik ve satılmışlıktır...
Allah Resulü’nün (s.a.v.) “Kâbe’nin yıkılması bir tek Müslüman’ın katledilmesinden daha ehvendir” hadisi şerifini hiç duymadık mı?
Haksız yere bir cana kıymak ya da vesile olmak o cürümü işlemek değil midir?
Tarih boyunca haçlıya dik durmuş, göğüs germiş bu anlı ve şanlı millete ne oldu Allah aşkına söyler misiniz?
Aşağıdaki hadis-i şerif düsturumuz olurda; doğrularla, güvenilir insanlarla ve işin ehli ile bir ve beraber oluruz inşallah…
“İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o zaman yalancılar doğrulanacak, doğru sözlüler de yalanlanacaklardır. O zaman hâinlere güvenilecek, güvenilir olanlar da ihânetle suçlanacaklardır. İşte o zaman Ruveybida konuşacaktır.” Denildi ki: “Ruveybida da nedir?” “Kamunun işleri hakkında (söz sahibi olan) beceriksiz adamdır!”
Özelde Suriye’de genelde bütün bir Müslüman coğrafyasında yaşananlar bir turnusol kâğıdı gibi kimin ne olduğu, kimin kiminle âşık attığını elbette ortaya çıkarıyor sevgili okurlar. Hepimiz son yıllarda yaşanan önemli tarihi olayların şahitleriyiz. Tanıklık ettiğimiz şeylerden, onlara karşı geliştirdiğimiz tepkilerden ve duruşumuzdan dolayı yarın huzuru mahşerde Allah’a hesap vereceğiz.
Lütfen doğru insanlarla bir ve beraber olarak; Hüseyni bir duruş ve yürekle safımızı belli edelim.
Allah son nefesimizde imanını nasip eylesin.
Allah’a emanet olunuz.
Iraklı Nur bacının Ebu Gureyb cezaevinden yürekleri yakan-kavuran mektubunu hatırlayanınız var mı acaba?
Irak’ta kaç Müslüman kadın gözü dönmüş, şehveti azmış Amerikan canilerinin kucaklarında tertemiz bedenleri kirletilerek can verdi bilir misiniz?
Kefere Conilerin camileri karargâh edinmeleri ve minareleri bombalarla tuz-buz etme görüntüleri ne tez hafızalarınızdan silindi?
Afganistan’da Kur’an-ı Kerim’in yakılması neyin nesidir acaba?
İnsan hakları, demokrasi adı altında Arap Baharı yutturmacısı ile Tunus, Libya ve Mısır’ın darmadağın edilmesine zemin hazırlayarak; haçlılarla aynı yola harç döken ülkemizin eline ne geçmiştir acaba hiç düşündünüz mü?
Şimdi sıra Suriye ve İran’a gelmiştir. Bu basiretsizlik, tetikçilik mantığı ile devam ederse paramparça bir Türkiye bizi bekliyor, inanın…
Bir insanın yukarıdaki saydığımız katliamlara ortak olması yahut da sesiz kalması için elbette aklını yitirmiş olması gerekir diye düşünüyorum sevgili okurlar. Bu ne menem bir basiretsizlik ve satılmışlıktır...
Allah Resulü’nün (s.a.v.) “Kâbe’nin yıkılması bir tek Müslüman’ın katledilmesinden daha ehvendir” hadisi şerifini hiç duymadık mı?
Haksız yere bir cana kıymak ya da vesile olmak o cürümü işlemek değil midir?
Tarih boyunca haçlıya dik durmuş, göğüs germiş bu anlı ve şanlı millete ne oldu Allah aşkına söyler misiniz?
Aşağıdaki hadis-i şerif düsturumuz olurda; doğrularla, güvenilir insanlarla ve işin ehli ile bir ve beraber oluruz inşallah…
“İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o zaman yalancılar doğrulanacak, doğru sözlüler de yalanlanacaklardır. O zaman hâinlere güvenilecek, güvenilir olanlar da ihânetle suçlanacaklardır. İşte o zaman Ruveybida konuşacaktır.” Denildi ki: “Ruveybida da nedir?” “Kamunun işleri hakkında (söz sahibi olan) beceriksiz adamdır!”
Özelde Suriye’de genelde bütün bir Müslüman coğrafyasında yaşananlar bir turnusol kâğıdı gibi kimin ne olduğu, kimin kiminle âşık attığını elbette ortaya çıkarıyor sevgili okurlar. Hepimiz son yıllarda yaşanan önemli tarihi olayların şahitleriyiz. Tanıklık ettiğimiz şeylerden, onlara karşı geliştirdiğimiz tepkilerden ve duruşumuzdan dolayı yarın huzuru mahşerde Allah’a hesap vereceğiz.
Lütfen doğru insanlarla bir ve beraber olarak; Hüseyni bir duruş ve yürekle safımızı belli edelim.
Allah son nefesimizde imanını nasip eylesin.
Allah’a emanet olunuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025