Mili Ekonomi Modeli'nin projelerini hayata geçiren ve 4 milyar nüfusa hitap eden, aynı zamanda Milli Ekonomi Modeli (MEM) Bloğu olarak ifade edilen BRICS ülkeleri G20 Zirvesi'nden büyük bir zaferle çıkarken, ABD'nin başını çektiği Batı Bloğu ise darbe üstüne darbe aldı. Bu darbelerden en büyüğü de şüphesiz Rusya ve Suudi Arabistan arasında imzalanan petrol anlaşması?
G20 Zirvesi'nin yapıldığı Çin'in Hangcou kentine önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bir görüşme gerçekleştirdi, ardından da iki ülkenin enerji bakanları bir araya gelerek anlaşmayı imzaladı.
Dahası, Rusya Enerji Bakanı Aleksander Novak, iki ülkenin stratejik enerji ortaklığı kurduğunu ilan etti.
Bu Rusya için büyük bir zafer, ABD için tarihi ve büyük bir mağlubiyet, neden mi?
Çünkü Suudi Arabistan üzerinden petrol fiyatlarının düşürülmesi projesi, ABD'nin, 2014 yılında Ukrayna ve Kırım politikalarında büyük bir zafer elde eden Rusya'yı köşeye sıkıştırma hamlesiydi. Burada amaç dünyaya en fazla petrol satışı gerçekleştiren ülkelerden olan Rusya'ya petrol üzerinden bir baskı kurabilmek, ABD'nin bütün işgal planlarını bozan Rus politikalarının önüne geçebilmek?
Neticede 2014'te 115 Dolar seviyesinde olan petrol, bu hamleyle 37,7 Dolar'a kadar geriledi. Ama feryat eden Rusya değil, Suudi Arabistan oldu.
Malum, Rusya'nın sadece petrol satışına dayalı bir ekonomisi yok ve ayrıca bir MEM projesi olan Milli paralarla ticareti devreye soktuğu için ürünlerini milli parasıyla satıyor.
Suudi Arabistan'ın tek ihraç unsuru petrol? Suudi Arabistan baktı ki, sözde dost ve müttefik olan ABD kendisini Rusya ile mücadelede topun ucuna koyuyor, çukura sürüklüyor, Rusya'nın uzattığı karşılıklı çıkarlara dayalı bir dost ve barış ilişkisine hayır diyemedi.
Zaten dikkat ederseniz, Batı dünyasında ilişkiler hep sömürmeye dayalı, rekabet hakim? Senin açığını buldular mı affetmiyorlar. Bunun temelinde de, temel anlayışları olan "Büyük balık küçük balığı yutar" anlayışı var.
Rusya'nın özellikle 2005 yılından sonraki politikalarına baktığınızda, Batı'nın bu sömürüye ve dostlarıyla dahi kirli rekabete dayalı olan politikalarından eser görülmemektedir.
Rusya, dost ve müttefik olan ülkelerle olan ilişkilerinde kazanırken, kazandırmanın, kalkınırken kalkındırmanın adımlarını atmaktadır, uluslararası hukuka ve barışa özenle dikkat etmektedir.
Peki, 2005 yılında ne oldu ki, önceden bu anlayışa sahip olmayan Rusya bir anda bir değişim yaşadı ve politikalarında büyük bir değişim oldu?
Rusya, 2005 yılında Milli Ekonomi Modeli ve bu eşsiz modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ile İstanbul'da gerçekleştirilen Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde tanıştı.
Ve o gün bugündür modeli madde madde uyguladı, uyguladığı ve fayda gördüğü projeleri kendisine dost ve müttefik olan ülkelere de ihraç etmeye başladı, 27 Şubat 2013 Prof. Dr. Baş'ın 4,5 saatlik Duma konuşmasından sonra da tümüyle kanunlaştırarak uygulamaya başladı.
Nasıl papaz Malthusların bir ürünü olan Kapitalizmi uyguladığında bir Haçlı Batı hayranı ve uşağı oluyorsan, Müslüman Türk medeniyetinin bir ürünü olan Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladığında ise onun özü olan Ehl-i Beytin dünyaya bakışıyla tanışmış oluyorsun.
Bugün Rusya'nın dost eli uzattıklarını satmaması, barış duruşu, kazanırken kazandırma anlayışı, Suriye örneğinde olduğu gibi en zor şartlarda bile dost kabul ettiğini satmaması işte bunlar hep bu Ehl-i Beyt medeniyetinin bakış açısıdır. Ve bugün başta Rusya olmak üzere BRICS ülkelerinde on binlerce insan Müslüman olmaktadır.
Batı Bloğu, Suudi Arabistan gibi asırlık müttefiklerinin ellerinden kayıp gittiklerini görünce elbette ki telaşa kapıldılar. Ve hemen klasik cezalandırma yöntemlerini devreye koymaya başladılar. İlk kazık İngiltere'den geldi. İngiliz Parlamentosu Silah İhracatını Kontrol Komitesi, İngiltere'nin Suudi Arabistan'a silah satışının askıya alınmasını istedi.
Sanki Suudi Arabistan başka yerlerden silah bulamayacakmış gibi?
BOP kapsamında ABD ve Batı Bloğu'nun parçalanma hedeflerinden olan Suudi Arabistan eğer doğru olarak yöneldiği bu yeni rotada kalıcı olursa, MEM Bloğunun en önemli üyelerinden birisi olabilir ve kendisi kazanır. Ve böylece BOP kapsamında kendisini tehlikeye atan adımlardan ve gereksiz faturalardan da kurtulmuş olur.
Peki, Suudi Arabistan bile MEM Bloğunun ucundan tutarken, Türkiye'nin tavrı ne durumdadır? Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Türkiye için AB üyeliği hiçbir şekilde vazgeçilmesi mümkün olmayan stratejik bir hedeftir. Türkiye için ABD stratejik bir politik partnerdir" ifadelerini kullanmış.
Yani 15 Temmuz girişimde Türkiye'yi yalnız bırakanların ipiyle hala yola devam diyoruz.
Yanlışta ısrar ediyoruz.
G20 Zirvesi'nin yapıldığı Çin'in Hangcou kentine önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bir görüşme gerçekleştirdi, ardından da iki ülkenin enerji bakanları bir araya gelerek anlaşmayı imzaladı.
Dahası, Rusya Enerji Bakanı Aleksander Novak, iki ülkenin stratejik enerji ortaklığı kurduğunu ilan etti.
Bu Rusya için büyük bir zafer, ABD için tarihi ve büyük bir mağlubiyet, neden mi?
Çünkü Suudi Arabistan üzerinden petrol fiyatlarının düşürülmesi projesi, ABD'nin, 2014 yılında Ukrayna ve Kırım politikalarında büyük bir zafer elde eden Rusya'yı köşeye sıkıştırma hamlesiydi. Burada amaç dünyaya en fazla petrol satışı gerçekleştiren ülkelerden olan Rusya'ya petrol üzerinden bir baskı kurabilmek, ABD'nin bütün işgal planlarını bozan Rus politikalarının önüne geçebilmek?
Neticede 2014'te 115 Dolar seviyesinde olan petrol, bu hamleyle 37,7 Dolar'a kadar geriledi. Ama feryat eden Rusya değil, Suudi Arabistan oldu.
Malum, Rusya'nın sadece petrol satışına dayalı bir ekonomisi yok ve ayrıca bir MEM projesi olan Milli paralarla ticareti devreye soktuğu için ürünlerini milli parasıyla satıyor.
Suudi Arabistan'ın tek ihraç unsuru petrol? Suudi Arabistan baktı ki, sözde dost ve müttefik olan ABD kendisini Rusya ile mücadelede topun ucuna koyuyor, çukura sürüklüyor, Rusya'nın uzattığı karşılıklı çıkarlara dayalı bir dost ve barış ilişkisine hayır diyemedi.
Zaten dikkat ederseniz, Batı dünyasında ilişkiler hep sömürmeye dayalı, rekabet hakim? Senin açığını buldular mı affetmiyorlar. Bunun temelinde de, temel anlayışları olan "Büyük balık küçük balığı yutar" anlayışı var.
Rusya'nın özellikle 2005 yılından sonraki politikalarına baktığınızda, Batı'nın bu sömürüye ve dostlarıyla dahi kirli rekabete dayalı olan politikalarından eser görülmemektedir.
Rusya, dost ve müttefik olan ülkelerle olan ilişkilerinde kazanırken, kazandırmanın, kalkınırken kalkındırmanın adımlarını atmaktadır, uluslararası hukuka ve barışa özenle dikkat etmektedir.
Peki, 2005 yılında ne oldu ki, önceden bu anlayışa sahip olmayan Rusya bir anda bir değişim yaşadı ve politikalarında büyük bir değişim oldu?
Rusya, 2005 yılında Milli Ekonomi Modeli ve bu eşsiz modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ile İstanbul'da gerçekleştirilen Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde tanıştı.
Ve o gün bugündür modeli madde madde uyguladı, uyguladığı ve fayda gördüğü projeleri kendisine dost ve müttefik olan ülkelere de ihraç etmeye başladı, 27 Şubat 2013 Prof. Dr. Baş'ın 4,5 saatlik Duma konuşmasından sonra da tümüyle kanunlaştırarak uygulamaya başladı.
Nasıl papaz Malthusların bir ürünü olan Kapitalizmi uyguladığında bir Haçlı Batı hayranı ve uşağı oluyorsan, Müslüman Türk medeniyetinin bir ürünü olan Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladığında ise onun özü olan Ehl-i Beytin dünyaya bakışıyla tanışmış oluyorsun.
Bugün Rusya'nın dost eli uzattıklarını satmaması, barış duruşu, kazanırken kazandırma anlayışı, Suriye örneğinde olduğu gibi en zor şartlarda bile dost kabul ettiğini satmaması işte bunlar hep bu Ehl-i Beyt medeniyetinin bakış açısıdır. Ve bugün başta Rusya olmak üzere BRICS ülkelerinde on binlerce insan Müslüman olmaktadır.
Batı Bloğu, Suudi Arabistan gibi asırlık müttefiklerinin ellerinden kayıp gittiklerini görünce elbette ki telaşa kapıldılar. Ve hemen klasik cezalandırma yöntemlerini devreye koymaya başladılar. İlk kazık İngiltere'den geldi. İngiliz Parlamentosu Silah İhracatını Kontrol Komitesi, İngiltere'nin Suudi Arabistan'a silah satışının askıya alınmasını istedi.
Sanki Suudi Arabistan başka yerlerden silah bulamayacakmış gibi?
BOP kapsamında ABD ve Batı Bloğu'nun parçalanma hedeflerinden olan Suudi Arabistan eğer doğru olarak yöneldiği bu yeni rotada kalıcı olursa, MEM Bloğunun en önemli üyelerinden birisi olabilir ve kendisi kazanır. Ve böylece BOP kapsamında kendisini tehlikeye atan adımlardan ve gereksiz faturalardan da kurtulmuş olur.
Peki, Suudi Arabistan bile MEM Bloğunun ucundan tutarken, Türkiye'nin tavrı ne durumdadır? Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Türkiye için AB üyeliği hiçbir şekilde vazgeçilmesi mümkün olmayan stratejik bir hedeftir. Türkiye için ABD stratejik bir politik partnerdir" ifadelerini kullanmış.
Yani 15 Temmuz girişimde Türkiye'yi yalnız bırakanların ipiyle hala yola devam diyoruz.
Yanlışta ısrar ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025