Rusya ısrarından vazgeçmiyor.
Rusya’dan gelen her haberde Esad’a verilen desteğin sonlandığının işaretlerini arayanlar umduklarını bulamıyorlar.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son açıklaması da Esad’ın gitmesini sabırsızlıkla bekleyenlerin hevesini kursaklarında bıraktı.
Lavrov, “Partnerlerimiz Suriye Devlet Başkanı’nı bu siyasi süreçten çıkarmakla sorunların halledileceğini sanıyor. Bu ön koşul Cenevre mutabakatında yok ve gerçekleştirmek imkânsız, çünkü Esad’ın istifa etmesine kimse karışamaz. Suriye Devlet Başkanı’nın istifası sorunu çözmez, tam tersine ülkedeki ölü sayısının artmasına neden olacak. Bu süreci destekleyenlerin ise sorumluluğu üzerine alması gerekiyor” dedi.
Rusya bu tutumunu değiştirmedikçe Esad’ın siyasi ömrü uzarken Esad’a kısa ömür biçenlerin siyasi ömürleri ise kısalıyor.
Esad’ın ömrünü kısa sanarken kendi siyasi ömrünü kısaltanlardan biri de şüphesiz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.
Suriye arenasında Batıyla Rusya arasındaki bilek güreşinde Rus inadı şu ana kadar galip geldi.
Görünen o ki, AKP hükümeti bunun idrakine varamasa da Türkiye’nin de çıkarına olan bu inat daha uzun zaman devam edecek.
Rusya bu tavrını değiştirmeyeceği artık kesin. Bu durum Türkiye’nin Suriye’de isyanlara verdiği desteği gözden geçirmesini zorunlu kılıyor.
Demokrasi havarisi kesilen Türkiye milletine, çıkarlarına ters düşen bu tavrı devam ettirmesini artık kaldıramaz.
Kaldı ki hiçbir aklı başında hükümet, aylardır Türkiye için zarar anlamına gelen bu süreci, başka bir ülkeye demokrasi götürmek gerekçesiyle devam ettirmez.
Ama AKP hükümetinin kaygısı demokrasi değil başka şeylerse, milletimizin bunları bilmesi gerekmez mi?
Türkiye’yi kim ciddiye alır?
Merak ediyorum Afrika’daki birkaç kabile devletinden başka Türkiye’yi gerçekten ciddiye alan bir ülke var mı?
Bakın, Kıbrıs’ta Rumların petrol ve doğalgaz aramasına kurusıkı tepki veren Türkiye şimdi de Yunanistan’ın çıkışıyla zora girdi.
Yunanistan, Ege Denizi ve Akdeniz’de petrol gaz aramak için Birleşmiş Milletler nezdinde tek taraflı olarak kıta sahanlığı veya Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmeye hazırlanıyor.
Oldukça cesaretli konuşan Yunanistan Başbakanı Samaras, Türkiye’nin olası tepkisiyle ilgili olarak, “Ne zaman ve kimden tehdit gelirse bertaraf ederiz” açıklamasında bulundu.
Yunanistan bu cesareti kimden alıyor acaba?
Rumların aldığı yerden mi?
Elinde kocaman bir beyzbol sopası tutan Obama’dan alıyorlarsa hiç şaşırmayacağım.
Türkiye, Rumlara bile engel olamamışken Yunanistan’ın petrol aramasına hiç engel olamaz.
Münhasır Ekonomik Bölge tanımlaması Kıbrıs adasının çevresinde de yapılamıştı.
Ama bu durum Rumların petrol aramasına engel olamadı. İhale Amerikalı şirketlere verilince beyzbol sopası devreye girdi ve Türkiye eski moda araştırma gemisini bile geri çekmek zorunda kaldı.
Şimdi Yunanistan ekonomik darboğazda. Bu ülkeden milyarlarca euro alacağı olan ülkeler var. Bu ülkeler Yunanistan’ın petrol ve doğalgaz aramaları yapmasına dünden razılar.
Bu konjonktürde görünen o ki Türkiye, Kıbrıs’taki çıkarlarını kaybettiği gibi Ege’deki çıkarlarını da kaybedecek.
Böyle bir kaybediş AKP’ye çok yakışan bir icraat olacaktır.
Rusya’dan gelen her haberde Esad’a verilen desteğin sonlandığının işaretlerini arayanlar umduklarını bulamıyorlar.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son açıklaması da Esad’ın gitmesini sabırsızlıkla bekleyenlerin hevesini kursaklarında bıraktı.
Lavrov, “Partnerlerimiz Suriye Devlet Başkanı’nı bu siyasi süreçten çıkarmakla sorunların halledileceğini sanıyor. Bu ön koşul Cenevre mutabakatında yok ve gerçekleştirmek imkânsız, çünkü Esad’ın istifa etmesine kimse karışamaz. Suriye Devlet Başkanı’nın istifası sorunu çözmez, tam tersine ülkedeki ölü sayısının artmasına neden olacak. Bu süreci destekleyenlerin ise sorumluluğu üzerine alması gerekiyor” dedi.
Rusya bu tutumunu değiştirmedikçe Esad’ın siyasi ömrü uzarken Esad’a kısa ömür biçenlerin siyasi ömürleri ise kısalıyor.
Esad’ın ömrünü kısa sanarken kendi siyasi ömrünü kısaltanlardan biri de şüphesiz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.
Suriye arenasında Batıyla Rusya arasındaki bilek güreşinde Rus inadı şu ana kadar galip geldi.
Görünen o ki, AKP hükümeti bunun idrakine varamasa da Türkiye’nin de çıkarına olan bu inat daha uzun zaman devam edecek.
Rusya bu tavrını değiştirmeyeceği artık kesin. Bu durum Türkiye’nin Suriye’de isyanlara verdiği desteği gözden geçirmesini zorunlu kılıyor.
Demokrasi havarisi kesilen Türkiye milletine, çıkarlarına ters düşen bu tavrı devam ettirmesini artık kaldıramaz.
Kaldı ki hiçbir aklı başında hükümet, aylardır Türkiye için zarar anlamına gelen bu süreci, başka bir ülkeye demokrasi götürmek gerekçesiyle devam ettirmez.
Ama AKP hükümetinin kaygısı demokrasi değil başka şeylerse, milletimizin bunları bilmesi gerekmez mi?
Türkiye’yi kim ciddiye alır?
Merak ediyorum Afrika’daki birkaç kabile devletinden başka Türkiye’yi gerçekten ciddiye alan bir ülke var mı?
Bakın, Kıbrıs’ta Rumların petrol ve doğalgaz aramasına kurusıkı tepki veren Türkiye şimdi de Yunanistan’ın çıkışıyla zora girdi.
Yunanistan, Ege Denizi ve Akdeniz’de petrol gaz aramak için Birleşmiş Milletler nezdinde tek taraflı olarak kıta sahanlığı veya Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmeye hazırlanıyor.
Oldukça cesaretli konuşan Yunanistan Başbakanı Samaras, Türkiye’nin olası tepkisiyle ilgili olarak, “Ne zaman ve kimden tehdit gelirse bertaraf ederiz” açıklamasında bulundu.
Yunanistan bu cesareti kimden alıyor acaba?
Rumların aldığı yerden mi?
Elinde kocaman bir beyzbol sopası tutan Obama’dan alıyorlarsa hiç şaşırmayacağım.
Türkiye, Rumlara bile engel olamamışken Yunanistan’ın petrol aramasına hiç engel olamaz.
Münhasır Ekonomik Bölge tanımlaması Kıbrıs adasının çevresinde de yapılamıştı.
Ama bu durum Rumların petrol aramasına engel olamadı. İhale Amerikalı şirketlere verilince beyzbol sopası devreye girdi ve Türkiye eski moda araştırma gemisini bile geri çekmek zorunda kaldı.
Şimdi Yunanistan ekonomik darboğazda. Bu ülkeden milyarlarca euro alacağı olan ülkeler var. Bu ülkeler Yunanistan’ın petrol ve doğalgaz aramaları yapmasına dünden razılar.
Bu konjonktürde görünen o ki Türkiye, Kıbrıs’taki çıkarlarını kaybettiği gibi Ege’deki çıkarlarını da kaybedecek.
Böyle bir kaybediş AKP’ye çok yakışan bir icraat olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024