Çok yerde, çok kere rejim muhalifliği, hainlikle eşdeğer kabul edilmektedir. Bu anlayış doğru değildir. Bir kişi, ülkesindeki rejimi beğenmeyebilir, demokratik yolla değişmesi için mücadele de edebilir. Fakat vatanına ihanet etmez, hatta gerekirse bu uğurda canını bile verebilir. Bunun tersi de olabilir, yani rejimi benimsediği halde, ihanet eden çıkabilir. Yunan filozofu Eflatun, rejimlerden bıkmayı insan tabiatına bağlar. 'Cumhuriyet' adlı eserinde "insanların birçok şeylerden olduğu gibi, rejimlerden de bıktıklarını, eğer bir diktatörün eline düşmüşlerse, hürriyeti özlediklerini, hürriyeti ele geçirince, ondan da bıkıp otorite özlemi çekmeye başladıklarını" anlatır. Yine Eflatun, "nasıl tabiatta mevsimler varsa, toplumda da yönetim mevsimleri olduğunu" söyler. Bunları, ABD'nin İran'a karşı yapacağı saldırıda, rejim muhaliflerini kullanmayı düşünmesinden dolayı hatırlatma gereği duyduk. ABD yine yanlış hesap içerisinde. İran, sınırlarını cetvelle çizerek kurdukları devletlere hiç benzemez. ABD, herhalde İran'daki rejim muhaliflerini vatan haini zannediyor. Aynı rejim muhalifleri İran-Irak savaşında da vardı. Ama ne oldu? O muhaliflerin hepsi devletinin yanında yer aldı. ABD'ye karşı da aynısı olacaktır. Örnek, en muhaliflerinden biri olan hukukçu Şirin Ebadi'dir. Batılıların, 2003 Nobel Barış Ödülü ile taltif ettikleri Şirin Ebadi şöyle diyor: "Tek bir Amerikan askerinin dahi topraklarımıza adım atmasına izin vermeyeceğiz. Kanımızın son damlasına kadar ülkemizi savunacağız. Amerikan müdahalesi durumu iyileştirmez. Irak'ta yaşananlar ortada. İranlılar, bir başka Irak olmaya geçit vermez".ABD, rejim muhaliflerine sürekli yem atıyor. Ortadoğu'ya demokrasi getirmekten söz ediyor. Buna, ABD'nin kendi vatandaşları bile inanmıyor. Noam Chomsky, 'Demokrasiyi Caydırmak' adlı eserinde, "Amerika'nın kalkınmakta olan ülkelerde demokrasinin yeşermesini istemediğini, aksine güdülecek otoriter rejimleri desteklediğini" yazmaktadır. Demokrasiyi yayma iddiasıyla yola çıkan ABD'de, gerçek demokrasi var mı? Chomsky'e göre, "ABD'nin demokrasisi gösterişten ibarettir". Chomsky, buna delil olarak, seçimlere katılımın çok düşük olmasını, iki partinin benzerliklerini ve iki partinin de ordu, sanayi ittifakını göstermektedir. ABD, demokrasi ve insan hakları yalanını dış politikada bir silah olarak kullanmaktadır. Gerçekte ABD'nin tek amacı, Ortadoğu'da iç savaşlar çıkarmak ve bu coğrafyayı kan gölüne çevirmektir. Bunu, Londra'da bulunan bağımsız bir araştırma kuruluşunun başkanı Dr. Rosemary Hollis de doğrulamaktadır. Hollis'e göre, Ortadoğu'da Lübnan gibi mahalle ve mezhep çatışmaları çıkartılacak, Irak'ın kuzeyinde Kerkük'te Kürtler, Türkmenler ve Araplar, güneyinde Basra'da şii fraksiyonları çatıştırılacaktır. Bu iç savaş, sadece Irak'la sınırlı kalmayacak, bütün Ortadoğu'ya yayılacaktır. (Bkz. Vatan Gazetesi, Necati Doğru, Dünya İç Savaşa Gidiyor, 20 Nisan 2006). ABD'nin hazırladığı şer plân bu şekilde. Peki, Türkiye, bu çatışmaların dışında mı tutulacaktır? Hayır, Türkiye için de ayrı bir iç savaş plânı var. Bunu da, Ülkeler Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Sefa Yörükel'den öğreniyoruz. Sefa Yörükel, Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde terörizm uzmanı olarak çalışan Prof. Dr. Toje Bjorge'nin kendisine 2003'de 30 sayfalık "2011-Türkiye İç Savaş" başlığını taşıyan bir rapor verdiğini ve raporda AB ve ABD'nin Türkiye'yi bir iç savaşa nasıl sürükleyeceğinin anlatıldığını söylüyor. (Bkz. Yeni Mesaj Gazetesi, Muharrem Bayraktar, İç Savaş Senaryoları, 1 Eylül 2005).Devlet adamı, ülkesi hakkında hazırlanan ve ayyuka çıkan plânlar şöyle dursun, gizli plânları bile istihbarat elemanları vasıtasıyla öğrenmek ve bozmak zorundadır. Milletimiz, AKP hükümetinde böyle bir niyet, böyle bir gayret görmediği için korkuyor, tedirgin oluyor. Doğrusu, AKP hükümeti de, milletin şüphelerini artıracak icraatlarda bulunuyor. Mesela, dostlarla düşmanlık, düşmanlarla dostluk gibi senaryolarda rol alıyor. Halbuki, içte bütün muhaliflerle, dışta da bütün dostlarla bir ve beraber olması gereken günlerden geçiyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018