Popülizme Kur'an'ı alet etmek
AKP'nin bir yıllık iktidar çizgisi büyük kırılma ve kırıklarla dolu.
AKP, bir yıl boyunca kendisini seçen milletin dalga boyundan uzaklaşarak, sermaye-medya güç odaklarının itip kakması ile ABD-AB-IMF çizgisinde demirledi.
Bir kaç gün önce tüm kartel medyasının etekleri zil çalarak "nihayet Başbakan terörün adını koydu: Dinci terör" manşetleri ile Başbakan'ın, son dileklerini de yerine getirmesinden hoşnuttu.
Tam da bu noktada, milletimizin AKP'nin CIA-MOSSAD tezgahlı teröre dinci terör diyerek Müslümanları töhmet altında bırakacak kadar yolun öbür tarafına geçtiğine kanaat getirdiği bir ortamda ustalıkla bir oyun tezgaha kondu.
AKP, Kur'an kursları ile ilgili genelgeyi değiştirerek Kur'an eğitimine yönelik sınırlamaları sözde kaldıracaktı.
Dün AKP'nin "İslamcı terör" söylemini alkışlayan medya bu sefer AKP'yi bir kaç günlüğüne göstermelik topa tutuyor.
Sözde diyorum çünkü gerek medya, gerek iktidar bu düzenlemeyle Kur'an eğitimini çocuk ve gençlere yönelik olarak yaygınlaştırmak şöyle dursun, tam aksine yeni kısıtlamaların bahanesi olacağını iyi biliyorlar.
İşte size kartel medyasının etkili yorumcusunun itirafı;
"Şimdi, sorumluluk duyan bir kuruluş Danıştay da iptal davası açacak, bu konuda içtihad yerine geçecek bir eski karar bulunduğu için yargı kısa zamanda başvuruyu sonuçlandıracaktır.
AKP de biz yaptık ama yargı engelledi diyerek tabanındaki radikallere mesaj verecek oylarını toplayacaktır."
Öyleyse medya bunu bile bile niçin bir kaşık suda fırtına koparıyor. O da AKP gibi kendi sırtını yasladığı laik güç odaklarına, "bakmayın bizim iktidara destek verdiğimize. Müslümanlara değil hizmet ettirmek, onların gönlünü okşayacak bir taviz vermelerine dahi müsaade etmeyiz" havası basmak için.
Zaten bu işte bir oyun olduğu, AKP'nin çocuklara din eğitimi vermek diye bir derdinin olmadığı şuradan belli. Medya ve CHP gürültü koparınca Diyanet uzmanının medyada boy göstererek misyonerliğin yaygınlaştığı bir ortamda çalışanlara Kur'an eğitiminden dem vurması ile samimiyetsizlikleri sırıtmıştı.
Öyle ya Diyanet'ten sorumlu Bakanın adeta misyonerliğin hamisi bir uluslararası kişilik olduğu bir iktidarın misyonerlik tehlikesine karşı Kur'an kursu eğitimini yaygınlaştıracaklarını iddia etmesi hiç de inandırıcı değildi.
Hele hele yeni genelgenin çocuklara din eğitimini büsbütün kısıtlayacak bir provokasyon koktuğu anlaşıldıktan sonra.
Merve Kavakçı olayı nasıl başörtüsü mağduriyetini bir rejim meselesi haline dönüştürerek en büyük zararı verdiyse, AKP'nin bu son girişimi de Kur'an eğitimini büsbütün yasaklayacak samimiyetsiz bir girişim.
YÖK Başkanını değiştiremeyen, TRT Genel Müdürünü atayamayan, başörtüsü yasağını kaldıramayan, Yargıya söz geçiremeyen bir iktidar önce iktidar olduğunu ispat etmeli değil mi?
Aksine her girişimi dindar insanı istismara ama sonuçta mağdur etmeye dönük popülizmden öteye geçmez.
Başbakan vekillerine popülizm yapmayın demişti ancak AKP Kur'an kurslarını dahi alet edecek bir popülizm açlığı içinde.
AKP'nin bir yıllık iktidar çizgisi büyük kırılma ve kırıklarla dolu.
AKP, bir yıl boyunca kendisini seçen milletin dalga boyundan uzaklaşarak, sermaye-medya güç odaklarının itip kakması ile ABD-AB-IMF çizgisinde demirledi.
Bir kaç gün önce tüm kartel medyasının etekleri zil çalarak "nihayet Başbakan terörün adını koydu: Dinci terör" manşetleri ile Başbakan'ın, son dileklerini de yerine getirmesinden hoşnuttu.
Tam da bu noktada, milletimizin AKP'nin CIA-MOSSAD tezgahlı teröre dinci terör diyerek Müslümanları töhmet altında bırakacak kadar yolun öbür tarafına geçtiğine kanaat getirdiği bir ortamda ustalıkla bir oyun tezgaha kondu.
AKP, Kur'an kursları ile ilgili genelgeyi değiştirerek Kur'an eğitimine yönelik sınırlamaları sözde kaldıracaktı.
Dün AKP'nin "İslamcı terör" söylemini alkışlayan medya bu sefer AKP'yi bir kaç günlüğüne göstermelik topa tutuyor.
Sözde diyorum çünkü gerek medya, gerek iktidar bu düzenlemeyle Kur'an eğitimini çocuk ve gençlere yönelik olarak yaygınlaştırmak şöyle dursun, tam aksine yeni kısıtlamaların bahanesi olacağını iyi biliyorlar.
İşte size kartel medyasının etkili yorumcusunun itirafı;
"Şimdi, sorumluluk duyan bir kuruluş Danıştay da iptal davası açacak, bu konuda içtihad yerine geçecek bir eski karar bulunduğu için yargı kısa zamanda başvuruyu sonuçlandıracaktır.
AKP de biz yaptık ama yargı engelledi diyerek tabanındaki radikallere mesaj verecek oylarını toplayacaktır."
Öyleyse medya bunu bile bile niçin bir kaşık suda fırtına koparıyor. O da AKP gibi kendi sırtını yasladığı laik güç odaklarına, "bakmayın bizim iktidara destek verdiğimize. Müslümanlara değil hizmet ettirmek, onların gönlünü okşayacak bir taviz vermelerine dahi müsaade etmeyiz" havası basmak için.
Zaten bu işte bir oyun olduğu, AKP'nin çocuklara din eğitimi vermek diye bir derdinin olmadığı şuradan belli. Medya ve CHP gürültü koparınca Diyanet uzmanının medyada boy göstererek misyonerliğin yaygınlaştığı bir ortamda çalışanlara Kur'an eğitiminden dem vurması ile samimiyetsizlikleri sırıtmıştı.
Öyle ya Diyanet'ten sorumlu Bakanın adeta misyonerliğin hamisi bir uluslararası kişilik olduğu bir iktidarın misyonerlik tehlikesine karşı Kur'an kursu eğitimini yaygınlaştıracaklarını iddia etmesi hiç de inandırıcı değildi.
Hele hele yeni genelgenin çocuklara din eğitimini büsbütün kısıtlayacak bir provokasyon koktuğu anlaşıldıktan sonra.
Merve Kavakçı olayı nasıl başörtüsü mağduriyetini bir rejim meselesi haline dönüştürerek en büyük zararı verdiyse, AKP'nin bu son girişimi de Kur'an eğitimini büsbütün yasaklayacak samimiyetsiz bir girişim.
YÖK Başkanını değiştiremeyen, TRT Genel Müdürünü atayamayan, başörtüsü yasağını kaldıramayan, Yargıya söz geçiremeyen bir iktidar önce iktidar olduğunu ispat etmeli değil mi?
Aksine her girişimi dindar insanı istismara ama sonuçta mağdur etmeye dönük popülizmden öteye geçmez.
Başbakan vekillerine popülizm yapmayın demişti ancak AKP Kur'an kurslarını dahi alet edecek bir popülizm açlığı içinde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014