Başbakan R. T. Erdoğan’ın politik icraatlarını beğenmeyebilirsiniz.
Yaptığı yanlışlara göz yummayabilirsiniz.
Türkiye’nin önünde duran koca koca problemler hakkında da yazıp çizebilir, konuşabilirsiniz.
Hatta yasalar çerçevesinde protestolar düzenleyebilir, mitingler yapabilirsiniz.
Partinizi kurar, bangır bangır meydanları inletirsiniz.
Delikanlı gibi muhalefet yaparsınız.
Eleştirir, yol gösterir, çözümler ortaya koyarsınız…
Bu vatan hepimizin, bu devlet hepimizin; Türk milleti de hepimiziz!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey ve kadrosu bu mert siyaseti en güzel örnek olarak ortaya koyuyor… Yanlış icraatları eleştiriyor, yol gösteriyor, proje ve çözümlerini sunuyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle ülkemizde ve hatta 100’ü aşkın dünya devletinde idareciler, onun model ve projelerinden istifade ediyor.
Bu süreçte kimileri Prof. Dr. Baş’ın projelerini aşırmayı tercih ediyor!
Politikada doğal süreç budur…
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir.
Ama bir yandan “siyasetten Allah’a sığınırız, bizim o tarakta bezimiz olmaz” diye mavallar okuyacaksınız…
Diğer taraftan kuzu postuna bürünmüş kurt pozisyonunda devlet çarkına sızarak…
Belki AKP’nin iktidar sürecinden istifade ile kamunun çeşitli kademelerine konuşlanarak…
Devleti idare eden AKP hükümetinin zaafiyet noktalarına çöreklenerek…
Başta devlete, hükümete, Başbakan ve bakanlara olmak üzere, Erdoğan’ın inisiyatifindeki AKP’nin taşra teşkilatının en uç elemanına varıncaya kadarki vatandaşa gözdağı vermeye kalkışacaksınız!
Aba altından sopa göstereceksiniz!
STK şapkasıyla politik entrikalar sergileyeceksiniz!
Halk arasında bir deyim var; Musa, Musa tamam; ama bu kadar da uzun boyu Musa değil…
Elbette STK, yani Sivil Toplum kuruluşları, demokrasilerin yaşaması ve gelişmelerinde elbette son derece önemlidirler. Ama STK’lar bu hizmeti, kamu alanlarına sızdırdıkları elemanlarını veya gönüllü kamu personellerini devleti idare eden iktidarın üzerine salarak, belden aşağı vurdurarak ifa etmezler!
AKP hükümetinin iktidar sürecinde boynuzu geçen F tipi kulaklar, maalesef son günlerde bu karakterleriyle boy gösteriyorlar!
Erdoğan’dan sanal Başbakanlık, hükümetten de sanal hükümet rolü yapmalarını bekliyorlar.
İşlerine gelince siyasetten Allah’a sığınıyor, işlerine gelmeyince kılıçlarını bileğleyip kulaklarını kaldırıyorlar!
Delikanlı gibi muhalefet yapmıyorlar; Hürrem Sultan gibi entrika çeviriyorlar!
Kanuni’nin yanında Hürrem sultanlığa soyunmak geçmişte kaldı.
Devir padişahlık devri olmadığı gibi, Türk siyasetinin geldiği noktada saman altından su yürütmek, Erdoğan’ın elinden yağlı ekmeklerle semirdikten sonra konjonktür biraz farklılaşınca namluyu, yani kamu gücünü AKP’ye doğrultmak, ne STK’lığa, ne mertliğe, ne de insanlığa sığmaz.
Daha önce dikkat çekmiştim; Erdoğan’ın hastalık süreci turnusol oldu. İlk o zaman kulaklarını kaldırmışlardı.
Şimdi AKP kurmaylarının “Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı yolundaki açıklamaları” turnusol oldu. Basıyorlar yaygarayı; AK Parti nereye gidiyor? AK Parti’ye bir haller oldu!
AKP, niye Balyoz davasında, balyozu tam indirmiyor?! Bu adamlar demokrasi için en ciddi tehdid?! Huzurumuz gitti, hüsnüzanımız kayboldu söylemleri… filan!
Erdoğan ve AKP kurmaylarının güya kulağına F tip su kaçırıyorlar! F tipi entrikalarının ipuçlarını mevkutelerden yansıtıyorlar.
Bu taraf, çok da mühim değil, vız gelir tırıs gider!
Asıl dikkat edilmesi gereken taraf, çöreklendikleri kamunun gücünü istismar ederek aba altından gösterdikleri hukuk ve insanlık dışı politik sopalardır.
Erdoğan ve AKP’nin, Türk demokrasisi adına öncelikle görmesi gereken, bu kulağı geçen boynuzlardır. F tipi Hürrem sultanlardır!
Amerika’nın BOP coğrafyasında, Afganistan’dan Irak’a, Mısır’dan Libya’ya kendisiyle işbirliği yapan tüm politik ortaklarının boynuna, onların eliyle semirttiği içteki adamlarla “demokrasi ilmeği” geçirdiğini görmek için, çok da akıllı olaya gerek yoktur… Dost acı söyler!
Yaptığı yanlışlara göz yummayabilirsiniz.
Türkiye’nin önünde duran koca koca problemler hakkında da yazıp çizebilir, konuşabilirsiniz.
Hatta yasalar çerçevesinde protestolar düzenleyebilir, mitingler yapabilirsiniz.
Partinizi kurar, bangır bangır meydanları inletirsiniz.
Delikanlı gibi muhalefet yaparsınız.
Eleştirir, yol gösterir, çözümler ortaya koyarsınız…
Bu vatan hepimizin, bu devlet hepimizin; Türk milleti de hepimiziz!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey ve kadrosu bu mert siyaseti en güzel örnek olarak ortaya koyuyor… Yanlış icraatları eleştiriyor, yol gösteriyor, proje ve çözümlerini sunuyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle ülkemizde ve hatta 100’ü aşkın dünya devletinde idareciler, onun model ve projelerinden istifade ediyor.
Bu süreçte kimileri Prof. Dr. Baş’ın projelerini aşırmayı tercih ediyor!
Politikada doğal süreç budur…
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir.
Ama bir yandan “siyasetten Allah’a sığınırız, bizim o tarakta bezimiz olmaz” diye mavallar okuyacaksınız…
Diğer taraftan kuzu postuna bürünmüş kurt pozisyonunda devlet çarkına sızarak…
Belki AKP’nin iktidar sürecinden istifade ile kamunun çeşitli kademelerine konuşlanarak…
Devleti idare eden AKP hükümetinin zaafiyet noktalarına çöreklenerek…
Başta devlete, hükümete, Başbakan ve bakanlara olmak üzere, Erdoğan’ın inisiyatifindeki AKP’nin taşra teşkilatının en uç elemanına varıncaya kadarki vatandaşa gözdağı vermeye kalkışacaksınız!
Aba altından sopa göstereceksiniz!
STK şapkasıyla politik entrikalar sergileyeceksiniz!
Halk arasında bir deyim var; Musa, Musa tamam; ama bu kadar da uzun boyu Musa değil…
Elbette STK, yani Sivil Toplum kuruluşları, demokrasilerin yaşaması ve gelişmelerinde elbette son derece önemlidirler. Ama STK’lar bu hizmeti, kamu alanlarına sızdırdıkları elemanlarını veya gönüllü kamu personellerini devleti idare eden iktidarın üzerine salarak, belden aşağı vurdurarak ifa etmezler!
AKP hükümetinin iktidar sürecinde boynuzu geçen F tipi kulaklar, maalesef son günlerde bu karakterleriyle boy gösteriyorlar!
Erdoğan’dan sanal Başbakanlık, hükümetten de sanal hükümet rolü yapmalarını bekliyorlar.
İşlerine gelince siyasetten Allah’a sığınıyor, işlerine gelmeyince kılıçlarını bileğleyip kulaklarını kaldırıyorlar!
Delikanlı gibi muhalefet yapmıyorlar; Hürrem Sultan gibi entrika çeviriyorlar!
Kanuni’nin yanında Hürrem sultanlığa soyunmak geçmişte kaldı.
Devir padişahlık devri olmadığı gibi, Türk siyasetinin geldiği noktada saman altından su yürütmek, Erdoğan’ın elinden yağlı ekmeklerle semirdikten sonra konjonktür biraz farklılaşınca namluyu, yani kamu gücünü AKP’ye doğrultmak, ne STK’lığa, ne mertliğe, ne de insanlığa sığmaz.
Daha önce dikkat çekmiştim; Erdoğan’ın hastalık süreci turnusol oldu. İlk o zaman kulaklarını kaldırmışlardı.
Şimdi AKP kurmaylarının “Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı yolundaki açıklamaları” turnusol oldu. Basıyorlar yaygarayı; AK Parti nereye gidiyor? AK Parti’ye bir haller oldu!
AKP, niye Balyoz davasında, balyozu tam indirmiyor?! Bu adamlar demokrasi için en ciddi tehdid?! Huzurumuz gitti, hüsnüzanımız kayboldu söylemleri… filan!
Erdoğan ve AKP kurmaylarının güya kulağına F tip su kaçırıyorlar! F tipi entrikalarının ipuçlarını mevkutelerden yansıtıyorlar.
Bu taraf, çok da mühim değil, vız gelir tırıs gider!
Asıl dikkat edilmesi gereken taraf, çöreklendikleri kamunun gücünü istismar ederek aba altından gösterdikleri hukuk ve insanlık dışı politik sopalardır.
Erdoğan ve AKP’nin, Türk demokrasisi adına öncelikle görmesi gereken, bu kulağı geçen boynuzlardır. F tipi Hürrem sultanlardır!
Amerika’nın BOP coğrafyasında, Afganistan’dan Irak’a, Mısır’dan Libya’ya kendisiyle işbirliği yapan tüm politik ortaklarının boynuna, onların eliyle semirttiği içteki adamlarla “demokrasi ilmeği” geçirdiğini görmek için, çok da akıllı olaya gerek yoktur… Dost acı söyler!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019