Kadırga TV'de Nuri Okumuş'la birlikte yaptığım tüm programlarda en çok dikkat kesildiğim konu hep NATO olmuştur, Nuri Okumuş'ta buna şahittir.
NATO hakkında güzellemeler yapan hükümet ricalimize ise şaşkın şaşkın bakmaktan kendimi alamıyorum.
1952'den bu tarafa en büyük kazığıyediğimiz ve ihanetini gördüğümüz NATO'dan ayrılmanın zamanı artık gelmiştir.
NATO'dan ayrıldığımızda Türkiye'nin yalnızlaşacağını ileri süren iktidara mensup bazı isimlerin Erdoğan'ı çok vahim bir şekilde yanlışa sürükledikleri açıkça ortadadır. Erdoğanbence bu tip insanları 'paranteze' almalıdır desem de, buna kendimin de inanmayacağı ve tebessüm edeceği gibi bir komedi var ortada.
Her şey aslında büyük liderimiz, Ulu önder Atatürk'ün şehit edilmesi sonrasında start aldı.
1952 yılında Türkiye'yi denetim altına almak için bizi NATO'ya çektiler. Bu tarihten itibaren, Türk devrimini yıkıma uğratmak için her türlü hainliği yaptılar yapıyorlar! Atatürk devrimi ile kazandıklarımızı, NATO'ya girdikten sonra kaybetmeye başladık.
NATO, Uğur Mumcu'ları, Ahmet Taner Kışlalı'ları, Eşref Bitlis'leri, Turan Dursun'ları, Gaffar Okkan'ları ve daha onlarca aydınımızı ve tabi ki Atatürkçü vatanseverimizi katletti. NATO, milletimizi mezhep ve etnik temelde bölebilmek için her türlü provokasyonu örgütledi.
1 Mayısları, Maraş ve Çorum olaylarını hala unutmadık. NATO, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini kurdu, büyüttü ve başımıza bela etti. İşin ilginci! FETÖ'nün kuruluşu PKK'dan daha da gerilere gitmektedir. Sahte komünizmtehditlerinin kol gezdiği coğrafyamızda, daha sonra Meclisimizi bombalayacak hain FETÖ'nün öncü karakolları 'Komünizmle Mücadele Dernekleri' adı altında parlatılıyor ve itibar sahibi yapılıyordu.
Türk Ordusu'nu, Ergenekon, Balyoz isimli tertip davaları ile hapse attılar. 15 Temmuz 2016 günü TÜRK-Amerikan savaşını yaşadık ve aslında Amerika yenildi.
NATO, FETÖ maharetiyle, 2016 tarihine kadar Hendeklere gömülen PKK'yı, binlerce TIR silahla donattı. Bütün bunlar herkesin gözleri önünde olurken ve somut kanıtlara dönüşürken maalesef NATO'dan daha NATO'cu olmak gibi bir elbise giyinen o zamanın hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ yaptığı açıklamada, 'Bundan sonra da NATO'nun saygın bir üyesi olarak katkı vermeye devam edeceğiz' diyerek, Atatürk'ün tam bağımsızlık ilkesine alenen ok fırlatıyordu.
Bütün bu gelişmelerden sonra da 'NATO'nun saygın bir üyesi olarak katkı vermeye devam edeceğiz' açıklamasını Türk Milleti kabul etmez diyebilir miyiz? NATO, Türk milletinin düşmanıdır. ATATÜRK'ün düşmanıdır.
NATO'yu yıllar önce denize döktük…
Deniz Gezmiş'in arkadaşı Kâmil Dede, NATO'nun düşman olduğunu yıllar önce anladıklarını ve bu nedenle İstanbul'a gelen 6. Filo askerlerini denize döktüklerini söylüyor. Dede, "Bu mücadele bugün başlamadı. NATO'ya karşı mücadele 68 kuşağının en önemli mücadelelerinden biriydi. Amerikan askerlerini Dolmabahçe'de denize döktük. Biz onların ne melanet olduklarını Türkiye'nin başına ne belalar sardıklarını, Türkiye'yi denetim altına almak için ne büyük alçaklıklar yatıklarını gençlik olarak saptamıştık." diyor.
Türkiye neden savruluyor!
Çünkü, ATATÜRK'ün ilkelerine şu veya bu çevrelerce ihanet edildi hatta yetmedi, ismine bile tahammülde zorlanıldı. Öyle ki, kurduğu devletin 'TC'ismine bile karartma getirildi,tabelalardan duvarlardan söküldü.
Bir ülke düşünün ki, kurucu liderine bu kadar büyük hasımlık etsin ve sırf bu ihtiras ve inat uğruna ülkesini sağa-sola savursun. Emin olun bizden başka böylesine ne yaptığını bilmeyen bir Millet daha yoktur.Türk Milleti elbette ki uygarlığın başlangıcı ve sonuncusu olacaktır, o çok ayrı tutulması gereken bir husustur.
Atatürk'ten sonra diğer bir uyarıcı ve kurtarıcı Prof. Dr. Haydar Baş'a Milletçe kulak tıkadık. Bir beden düşünün ki, neresinde ağrı sızı varsa anında ve kesin bir tedavi öngörebilen dahi bir lider. FETÖ terör örgütünün hangi büyüklükte bir depremle fay hatları oluşturacağını ilk kez o, daha 1997 yılı itibariyle tüm kadrosuyla birlikte Milletin dikkatine sunmuştu. "Ne AB ne ABD, tam bağımsız Türkiye "çıkışıyla Atatürk'ün izinden bir tek o gitti.
PKK terörü konusunda daha 1991'li yıllarda hem detv konuşmalarında "Asıl hedef Türkiye "diyerek, büyük kayıplar vereceğimiz bu sancılı süreçte gerçek mücadele yöntemini de büyük bir öngörüyle Milletiyle paylaşmıştı.
O'nun, "KâinatdevletiTürkiye" hayali ve özlemi vardı.
Şimdi bıraktığı yerden aynı azim ve kararlılıkla, bilgi ve donanımıyla Hüseyin BAŞ güneşi bizi ısıtmaya, canlı ve diri tutmaya devam ediyor.
O'nun bagajında diğerleri gibi korkulacak bir şey bulamazsınız. Ancak Türkiye'yi "KâinatDevleti" yapacak formüllerden oluşan çokça klasörleri bulabilirsiniz.
90 bin sayfalık AB müktesebatını okuyup incelediniz de ne oldu. Gözlerinizi kapar, ellerinize verilen AB ders kitapçığıyla hayaller kurarsanız, gözlerinizi açtığınızda Cumhuriyetin tüm kazanımlarını kaybetmiş olduğunuzu görürsünüz. Ama ne acıdır ki gözleriniz başta da açıktı ve bilmediğiniz hiçbir şey yoktu.
PKK biterse zannetmeyin ki! terör sıfırlanmış olacak. PYD-YPG tüm ağır ve son teknoloji silahlarıyla 70 bin kişilik eğitimli "ordusu" ile hemen burnumuzun dibinde ABD'den talimat beklemektedir. ABD bu silahları hatıra fotoğrafı çektirsinler diye bu teröristlerin ellerine tutuşturmadı her halde!
Türkiye'yi, bu akılla devam edilmesi halinde zifiri karanlıklar beklemektedir. Çözümden kaçarak neyi ummaktasınız!" Ben bu işi çok iyi biliyorum" diyen Merhum Haydar BAŞ Bey'i dinlememekle elinize ne geçti.
Asla unutulmasın ki, Türkiye'nin" kurtuluşu "MEM"dedir. "MEM" ve onun çok özel formülleri ise BTP lideri Hüseyin Baş'ın gönlündedir. Bir gönlü kırarak gönderdiniz ikinciyi Türkiye kaldıramaz.
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025