(Dünden devam ediyoruz) "Resulü Ekrem Efendimiz hiçbir şey yemeden bir biri ardınca birkaç gece evlerinde gecelerlerdi. O ve ailesi akşam yemeğine bir şey bulamazlardı. Onların ekmeği çoğu zaman arpa ekmeği idi."
"Peygamber Efendimiz (sav) tencerenin veya içinde yemek bulunan kabın dibinde kalan yemeği pek severdi."
"Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki;-"Sizlerden biri yemek yemeğe başladığında besmele çekmeyi unutursa, o kimse yemeğin –evvelinde ve ahirinde Allah'ın (c.c) ismiyle- yerim desin."
Ebu Seleme, Resulullah'ın (sav) huzuruna girdiğinde, Resulullah'ın (sav) yanında yemek vardı. Peygamber (sav);-"Ey Oğulcuğum! Yemeğe yakın ol, besmele getir, sağ elinle ve senden taraftan ye" diye buyurdu."
"Peygamber Efendimiz (sav) yemeği yedikten sonra… Allah'a hamdolsun ki bizi doyurdu, bizim susuzluğumuzu giderdi ve bizi Müslüman kıldı" diye hamd ederdi."
"Peygamber Efendimiz (sav) yemek yedikten sonra veya bir şey içtikten sonra Allah'a (c.c) hamd eden kimseden Cenab-ı Hak razı olur, buyurdular."
Sabit (r.a) rivayet ediyor; Enes b. Malik (r.a) bize ağaçtan yapılmış, kavi ve ağız kısmı demirle çemberlenmiş bir kadeh çıkardı ve Ey Sabit! İşte bu Peygamber Efendimizin su içtikleri kâsedir, dedi."
"Peygamber Efendimiz (sav) bir kaptan su içtikleri zaman üç defa nefes alarak içerler ve böyle içmek hazmı daha kolaylaştırır ve susuzluğu daha çabuk giderir, buyurdular."
İbn-i Abbas (r.a) rivayet ediyor; Peygamber Efendimiz (sav) bir şey içerken arada iki defa nefes alırlardı."
"Peygamber Efendimiz (sav) evimize şeref verdiler. Asılı duran bir su kırbası vardı. O kırbanın ağzından ayakta su içtiler. Annem kalktı, kırbanın başına gitti ve teberrüken kırbanın ağzını kesti ve yanında muhafaza etti."
Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki;-"Erkeklerin sürüneceği koku, kokusu açık olup, rengi gizli olanlardır. (Gül suyu, misk amber ve ud gibi) Kadınların sürüneceği koku ise rengi açık olup, kokusu gizli olanlardır. (Zaferan ve hana gibi)."
"Peygamber Efendimizin (sav) konuşması, sizin konuşmanıza benzemezdi. O, konuşurken ağır ağır, her kelimenin arasını aça aça konuşurdu."
"Peygamber Efendimiz (sav) yattıkları zaman sağ elinin avucunu, sağ yanağının altına koyup uyurlar ve "Ya Rabbi! Kullarını yeniden dirilteceğin günde beni azabından koru" diye dua ederlerdi."
Peygamber Efendimiz (sav) uyumak için yataklarına girdiklerinde şu duayı okurlar idi; "Ya Rabbi! Senin isminle uyur ve uyanırım" uyandıkları zamanda; "Bizi uyuduktan sonra uyandıran ve kendisine döneceğimiz Allah-u Teâlâ'ya hamdolsun" diye dua ederlerdi."
"Peygamber Efendimiz (sav) ayakları şişinceye kadar namaz kıldı. Kendisine; Ya Resulullah (sav)! Cenab-ı Hak sizin geçmiş, gelecek bütün günahlarınızı mağfiret ettiği halde bu kadar meşakkat niçin?
Efendimiz (sav);-"Cenab-ı Hakk'ın bana ihsan ettiği bu nimet karşılığında ben, O'na şükreden bir kul olmayayım mı? buyurdular."
"Peygamber Efendimize (sav) (nafile namazları) evimde veya mescitte kılma hususunu sordum. "Sen görüyorsun ki, benim evim mescide çok yakındır. Buna rağmen ben, nafile namazı evimde kılmayı mescitte kılmaktan daha çok severim. Fakat farz namazları öyle değil, onları mescitte kılarım" buyurdu."
"Peygamber (sav) bazı günler öyle bir oruç tutmaya başlardı ki biz, Resulullah'ın (sav) bu oruçları bozmaz (devam eder) derdik. Bazı günlerde oruç tutmayı öyle bir terk ederdi ki, biz artık Resulullah bir daha oruç tutmaz derdik. Peygamber Efendimiz (sav) Medine'ye geldikten itibaren Ramazan ayı müstesna hiçbir ayda tamamen oruç tutmamıştır."
"Peygamber Efendimizin (sav) Şaban ayında tuttuğu gibi başka bir ayda oruç tuttuğunu görmedim. Şaban ayının çoğu günlerinde oruç tutar, çok az günlerinde yer idi."
"Peygamber Efendimiz (sav) pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmayı ister ve tutarlardı."
Peygamber Efendimiz (sav); "İnsanların amelleri Cenab-ı Hakk'ın huzuruna pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Bu sebepten bende, benim amellerim oruçlu olduğum halde huzuru ilahiye arz olunsun isterim" buyurdu."
"Hz. Muhammed'e (sav) peygamberlik gelmeden önce cahiliyet devrinde Kureyşliler aşure gününde oruç tutarlardı. Peygamber Efendimizde tutardı. Medine'ye hicret edince hem kendileri mezkûr günde oruç tuttular, hem de tutulmasını emir buyurdular. Ne zaman ki Ramazan orucu farz kılındı, o günden itibaren aşure günü oruç tutmayı terk ettiler. Müstehap olmak üzere istedikleri zaman tutarlar, istedikleri zaman tutmazlardı."
"Hz. Aişe'den (r.a); Peygamber (sav) hangi ameli sever ve ona devam ederdi? diye sordum. Azda olsa devamlı olanı (severdi) buyurdular."
Hz. Aişe (r.a) rivayet ediyor; Peygamber Efendimiz (sav) benim evime teşrif buyurdular. Yanımda bir hanım vardı. "Bu hanım kimdir?" diye sorunca; Geceleri namaz, zikir ve tilavetle meşgul olup, sabahlara kadar uykuyu terk etmeyi adet edinmiş Havla isimli bir hanımdır, diye cevap verince, Peygamber Efendimiz (sav);
"İbadeti muktedir olduğunuz kadar yapınız, kudretiniz üstünde olan ibadete devam edipte kendinizi zahmete sokmayınız. Cenab-ı Hak, siz amellerinizi kesip ona duadan vazgeçinceye kadar O, sizden vazgeçip fazl ve rahmetini esirgemez" buyurdu."
"(Bir gün) Peygamber Efendimizin yanına geldiğimde namaz kılıyorlardı. Mübarek göğüslerinde ağlamaktan dolayı öyle bir ses vardı ki, ateş üzerine konmuş kaynayan çömleğin kaynamasından meydana gelen ses gibi idi."
"Peygamber Efendimizin (sav) Allah-u Teâlâ'nın haram kıldığı bir şeyi işlemedikçe kendilerine yapılan zulüm sebebiyle zalimlerden intikam almayı düşündüklerini görmedim.
Eğer Peygamber'e (sav) yapılan bir zulüm ve haksızlıkta Allah-u Teâlâ'nın haram kıldığı şeylerden bir şey irtikâp olunup, işlenirse o zamanda öyle bir gazap ederlerdi ki, gazap cihetinden insanların en şiddetlisi olurdu.
Yine Peygamber Efendimiz (sav) iki iş arasında kolay olanı seçer, eğer kolay olan günaha sebep olacak ise o zamanda ondan fevkalade sakınırdı."
"Biz, Hz. Muhammed'in (sav) ev halkı bir ay geçerdi de evimizde yemek için ateş yakmazdık. Yediğimiz hurma ve su idi."
Ebu Talha (r.a) anlatıyor; Bir gün Peygamber Efendimize (sav) açlığımızdan şikâyet edip, karınlarımıza bağladığımız taşları göstermek için karınlarımızdan elbiseleri açtık. (Her birimizin karnında birer taş var idi)
Bunun üzerine Peygamber (sav) mübarek karınları üzerindeki elbiseyi kaldırdı. (Gördük ki) Kendisi iki taş bağlamıştı."
"Peygamber Efendimiz (sav);-"Herhangi bir kimse beni rüyasında görürse mutlaka beni görmüş demektir. Zira şeytan, benim suretime asla giremez" buyurdu."
"Peygamber Efendimiz (sav) tencerenin veya içinde yemek bulunan kabın dibinde kalan yemeği pek severdi."
"Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki;-"Sizlerden biri yemek yemeğe başladığında besmele çekmeyi unutursa, o kimse yemeğin –evvelinde ve ahirinde Allah'ın (c.c) ismiyle- yerim desin."
Ebu Seleme, Resulullah'ın (sav) huzuruna girdiğinde, Resulullah'ın (sav) yanında yemek vardı. Peygamber (sav);-"Ey Oğulcuğum! Yemeğe yakın ol, besmele getir, sağ elinle ve senden taraftan ye" diye buyurdu."
"Peygamber Efendimiz (sav) yemeği yedikten sonra… Allah'a hamdolsun ki bizi doyurdu, bizim susuzluğumuzu giderdi ve bizi Müslüman kıldı" diye hamd ederdi."
"Peygamber Efendimiz (sav) yemek yedikten sonra veya bir şey içtikten sonra Allah'a (c.c) hamd eden kimseden Cenab-ı Hak razı olur, buyurdular."
Sabit (r.a) rivayet ediyor; Enes b. Malik (r.a) bize ağaçtan yapılmış, kavi ve ağız kısmı demirle çemberlenmiş bir kadeh çıkardı ve Ey Sabit! İşte bu Peygamber Efendimizin su içtikleri kâsedir, dedi."
"Peygamber Efendimiz (sav) bir kaptan su içtikleri zaman üç defa nefes alarak içerler ve böyle içmek hazmı daha kolaylaştırır ve susuzluğu daha çabuk giderir, buyurdular."
İbn-i Abbas (r.a) rivayet ediyor; Peygamber Efendimiz (sav) bir şey içerken arada iki defa nefes alırlardı."
"Peygamber Efendimiz (sav) evimize şeref verdiler. Asılı duran bir su kırbası vardı. O kırbanın ağzından ayakta su içtiler. Annem kalktı, kırbanın başına gitti ve teberrüken kırbanın ağzını kesti ve yanında muhafaza etti."
Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki;-"Erkeklerin sürüneceği koku, kokusu açık olup, rengi gizli olanlardır. (Gül suyu, misk amber ve ud gibi) Kadınların sürüneceği koku ise rengi açık olup, kokusu gizli olanlardır. (Zaferan ve hana gibi)."
"Peygamber Efendimizin (sav) konuşması, sizin konuşmanıza benzemezdi. O, konuşurken ağır ağır, her kelimenin arasını aça aça konuşurdu."
"Peygamber Efendimiz (sav) yattıkları zaman sağ elinin avucunu, sağ yanağının altına koyup uyurlar ve "Ya Rabbi! Kullarını yeniden dirilteceğin günde beni azabından koru" diye dua ederlerdi."
Peygamber Efendimiz (sav) uyumak için yataklarına girdiklerinde şu duayı okurlar idi; "Ya Rabbi! Senin isminle uyur ve uyanırım" uyandıkları zamanda; "Bizi uyuduktan sonra uyandıran ve kendisine döneceğimiz Allah-u Teâlâ'ya hamdolsun" diye dua ederlerdi."
"Peygamber Efendimiz (sav) ayakları şişinceye kadar namaz kıldı. Kendisine; Ya Resulullah (sav)! Cenab-ı Hak sizin geçmiş, gelecek bütün günahlarınızı mağfiret ettiği halde bu kadar meşakkat niçin?
Efendimiz (sav);-"Cenab-ı Hakk'ın bana ihsan ettiği bu nimet karşılığında ben, O'na şükreden bir kul olmayayım mı? buyurdular."
"Peygamber Efendimize (sav) (nafile namazları) evimde veya mescitte kılma hususunu sordum. "Sen görüyorsun ki, benim evim mescide çok yakındır. Buna rağmen ben, nafile namazı evimde kılmayı mescitte kılmaktan daha çok severim. Fakat farz namazları öyle değil, onları mescitte kılarım" buyurdu."
"Peygamber (sav) bazı günler öyle bir oruç tutmaya başlardı ki biz, Resulullah'ın (sav) bu oruçları bozmaz (devam eder) derdik. Bazı günlerde oruç tutmayı öyle bir terk ederdi ki, biz artık Resulullah bir daha oruç tutmaz derdik. Peygamber Efendimiz (sav) Medine'ye geldikten itibaren Ramazan ayı müstesna hiçbir ayda tamamen oruç tutmamıştır."
"Peygamber Efendimizin (sav) Şaban ayında tuttuğu gibi başka bir ayda oruç tuttuğunu görmedim. Şaban ayının çoğu günlerinde oruç tutar, çok az günlerinde yer idi."
"Peygamber Efendimiz (sav) pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmayı ister ve tutarlardı."
Peygamber Efendimiz (sav); "İnsanların amelleri Cenab-ı Hakk'ın huzuruna pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Bu sebepten bende, benim amellerim oruçlu olduğum halde huzuru ilahiye arz olunsun isterim" buyurdu."
"Hz. Muhammed'e (sav) peygamberlik gelmeden önce cahiliyet devrinde Kureyşliler aşure gününde oruç tutarlardı. Peygamber Efendimizde tutardı. Medine'ye hicret edince hem kendileri mezkûr günde oruç tuttular, hem de tutulmasını emir buyurdular. Ne zaman ki Ramazan orucu farz kılındı, o günden itibaren aşure günü oruç tutmayı terk ettiler. Müstehap olmak üzere istedikleri zaman tutarlar, istedikleri zaman tutmazlardı."
"Hz. Aişe'den (r.a); Peygamber (sav) hangi ameli sever ve ona devam ederdi? diye sordum. Azda olsa devamlı olanı (severdi) buyurdular."
Hz. Aişe (r.a) rivayet ediyor; Peygamber Efendimiz (sav) benim evime teşrif buyurdular. Yanımda bir hanım vardı. "Bu hanım kimdir?" diye sorunca; Geceleri namaz, zikir ve tilavetle meşgul olup, sabahlara kadar uykuyu terk etmeyi adet edinmiş Havla isimli bir hanımdır, diye cevap verince, Peygamber Efendimiz (sav);
"İbadeti muktedir olduğunuz kadar yapınız, kudretiniz üstünde olan ibadete devam edipte kendinizi zahmete sokmayınız. Cenab-ı Hak, siz amellerinizi kesip ona duadan vazgeçinceye kadar O, sizden vazgeçip fazl ve rahmetini esirgemez" buyurdu."
"(Bir gün) Peygamber Efendimizin yanına geldiğimde namaz kılıyorlardı. Mübarek göğüslerinde ağlamaktan dolayı öyle bir ses vardı ki, ateş üzerine konmuş kaynayan çömleğin kaynamasından meydana gelen ses gibi idi."
"Peygamber Efendimizin (sav) Allah-u Teâlâ'nın haram kıldığı bir şeyi işlemedikçe kendilerine yapılan zulüm sebebiyle zalimlerden intikam almayı düşündüklerini görmedim.
Eğer Peygamber'e (sav) yapılan bir zulüm ve haksızlıkta Allah-u Teâlâ'nın haram kıldığı şeylerden bir şey irtikâp olunup, işlenirse o zamanda öyle bir gazap ederlerdi ki, gazap cihetinden insanların en şiddetlisi olurdu.
Yine Peygamber Efendimiz (sav) iki iş arasında kolay olanı seçer, eğer kolay olan günaha sebep olacak ise o zamanda ondan fevkalade sakınırdı."
"Biz, Hz. Muhammed'in (sav) ev halkı bir ay geçerdi de evimizde yemek için ateş yakmazdık. Yediğimiz hurma ve su idi."
Ebu Talha (r.a) anlatıyor; Bir gün Peygamber Efendimize (sav) açlığımızdan şikâyet edip, karınlarımıza bağladığımız taşları göstermek için karınlarımızdan elbiseleri açtık. (Her birimizin karnında birer taş var idi)
Bunun üzerine Peygamber (sav) mübarek karınları üzerindeki elbiseyi kaldırdı. (Gördük ki) Kendisi iki taş bağlamıştı."
"Peygamber Efendimiz (sav);-"Herhangi bir kimse beni rüyasında görürse mutlaka beni görmüş demektir. Zira şeytan, benim suretime asla giremez" buyurdu."
Ali Hamza Aydın / diğer yazıları
- ‘Uyarıyorum, herkes ayağını denk alsın, sabrımızı zorlamasın’ / 11.11.2024
- Satır aralarını dolduran lider / 22.09.2024
- ‘Bu iktidarın görevi BOP'a hizmet etmekti’ / 18.09.2024
- Tarihin ilk yazılı anayasası: Medine Vesikası / 28.08.2024
- Atatürk: ‘Geri kalmışlığın sebebi din değildir’ / 03.09.2023
- Hüseyin Baş ile Türkiye gündemi / 27.08.2023
- İslam’ın, Hz. Peygamberin ilk fedaisi Ali’dir / 01.05.2023
- Peygamberimizin ilk öğrencisi Ali’dir / 30.04.2023
- Münafıklığın alametleri ve münafıkların özellikleri / 23.04.2023
- Peygamber Efendimizi tanımak -2 / 22.04.2023
- Satır aralarını dolduran lider / 22.09.2024
- ‘Bu iktidarın görevi BOP'a hizmet etmekti’ / 18.09.2024
- Tarihin ilk yazılı anayasası: Medine Vesikası / 28.08.2024
- Atatürk: ‘Geri kalmışlığın sebebi din değildir’ / 03.09.2023
- Hüseyin Baş ile Türkiye gündemi / 27.08.2023
- İslam’ın, Hz. Peygamberin ilk fedaisi Ali’dir / 01.05.2023
- Peygamberimizin ilk öğrencisi Ali’dir / 30.04.2023
- Münafıklığın alametleri ve münafıkların özellikleri / 23.04.2023
- Peygamber Efendimizi tanımak -2 / 22.04.2023