Peygamberimizin ilk öğrencisi Ali’dir

İmam Ali'nin (a.s) hayatını baktığımızda adeta Resulüllah'ın gölgesini görürüz. Resulüllah'ın tebliğ ettiğini dinin ilkleri hep O'nda görülür. 

Yüce Allah (c.c) birçok ayetinde O'nu övmüştür. Allah'ın Habibi (s.a.a.v) O'nun kadar hiçbir sahabe methetmemiş, üstünlük vurgusu yapmamıştır. Hakkında en çok hadis ve rivayet olan kişi O'dur. O, ümmetin ilklerinin babasıdır, dersek yerinde olur herhalde.

İslam'ı ilk kabul eden Ali'dir

"Resulullah (s.a.a) Ali'nin (a.s) elinden tuttu ve şöyle buyurdu: 'Bilin ki hiç şüphesiz bu, bana ilk iman eden kimsedir ve Kıyamet günü benimle ilk müsafaha edecek kimse de odur."

Resulullah (s.a.a) "Hiç şüphesiz, eğer gökler ve yer bir kefeye koyulsa ve Ali'nin imanı da başka bir kefeye, hiç şüphesiz Ali b. EbîTâlib'in imanı ağır basar."

Peygamberle birlikte ilk ibadet eden kişi Ali'dir

İmam Ali'nin (a.s): "Ben Resulullahla (s.a.a) ilk namaz kılan kişiyim." 

Zeyd bin Erkam'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) birlikte ilk namaz kılan kişi Ali'dir."

Abbas bin Abdullah: Ali'nin şöyle dediğini duydum: "Ben Allah'ın kulu, Resulullah'ın kardeşiyim. Ben en büyük Sıddık'ım. Benden sonra bunu yalnız yalancı ve iftiracı olan iddia eder! Herkesten yedi yıl önce Resulullah ile birlikte namaz kılmışım."

Cabir bin Abdullah şöyle diyor: "Peygamberlik Hz. Muhammed'e (s.a.a) pazartesi günü indi, İmam Ali (a.s) salı günü akşam onunla namaz kıldı."  

Peygamberimizin ilk öğrencisi Ali'dir

Hz. Muhammed (s.a.a.v): "Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim. O, Benim ilim şehrimin kapısıdır."

Hz. Resul (s.a.a): "Ben ilim şehriyim, Ali ise onun kapısıdır. İlim şehrine girmek isteyen kapıdan girsin."

Hz. Ali (a.s): "Ben Allah Resulü (s.a.a) 'den duyduğum her şeyi mutlaka ezberler ve asla unutmazdım."

İlk vahiy kâtibi ve Kuran'ı ilk toplayan Ali'dir

İmam Ali (a.s) ilk vahiy kâtibidir. Eğer peygambere gece vakti vahiy nazil olduysa, sabah olmadan onu, İmam Ali'ye (a.s) söylerdi. 

Eğer gündüz vahiy nazil olduysa, akşam olmadan İmam Ali (a.s) haberdar olurdu. İmam Ali ( a.s) bu konuda şöyle buyurmuştur:

"Ben (Kuran'ın) nasihini, mensuhunu, muhkem ve müşabihini, (ayetlerin) ayrı ve birleşik olmasını, harflerinin manalarını daha doğru biliyorum. 

Allaha ant olsun ki, Muhammed'e nazil olan öyle bir ayet yoktur ki, ben, onun kimin hakkında, hangi gün ve nerede nazil olduğunu bilmeyeyim…"

İmam Cafer-i Sadık bu konuda şöyle diyor: "Resulullah, Ali'ye dedi ki, 'Ey Ali! Kur'an yatağımın arkasında mushafta, ipek levhalarda ve kâğıtlarda yazılıdır. Yahudilerin Tevrat'ı kaybetmeleri gibi onları kaybetmeyin.' Bunun üzerine Ali onları sarı bir örtü içine koyup topladı."

Ehli Sünnet'in hadis ve tefsir âlimleri Kuran'ın nazil olması hakkında, aynı zamanda Ebu Yusuf Yakup tefsirinde İbn-i Abbas'dan: "Şüphe yok ki onu toplayıp unutturmamak da bize düşer, okumak ve tertip etmek de." ayeti hakkında şöyle dediği rivayet edilmiştir:

"Allah, Muhammed'e (s.a.a) bildirmiştir ki, Resulullah'tan sonra Ali bin Ebu Talip (a.s) Kurân'ı toplayacaktır" dedi.

Hz. Peygambere vasi olan kişi Ali'dir

Peygamber Efendimizin (s.a.a.v) Kureyş'e verdiği yemekte kendisini ve kendisine verilen ilahi görevi anlattıktan sonra üç kez 'içinizden kim, Bana bu yolda yardım edip, kardeşim, vasim ve Benden sonra ha­lifem olmak ister' diye sordu.

Her defasında Hz. Ali'den başka cevap veren olmadı. Bunun üzerine Resulullah, Hz. Ali'nin elini sıkıp şöyle buyurdu: "Bu (Ali) Benim kardeşim, vasim ve halifemdir. O'nu din­leyin ve itaat edin" dedi.

Medine'ye Hicretin ardından Peygamber bütün sahabeleri birbirine kardeş ilan ettiğinde onu hiçbir kimseye kardeş etmedi.

İmam Ali (a.s) dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü, ben kardeşsiz kaldım?"

Peygamber şöyle dedi: "Seni, kendim için ayırdım. Sen benim vasim, benden sonra halifem ve benden sonra ailem içinde kalan en hayırlı olansın. Senin, bana nispetin Harun'un Musa'ya olan nispeti gibidir. Yalnız benden sonra peygamber gelmeyecektir."

Veda Haccı dönüşü nazil olan: "Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah, seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kâfirlere yol göstermez." (Maide suresi, 67 ayet) gereğince İmam Ali'yi, kendisinin halifesi ilan etmiştir:

"Ali Bendendir, Ben de O'ndanım. Ali Benim velimdir. Benim namıma borcumu öder. Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Ben O'na dost olanın dostuyum, düşmanının da düşmanıyım. Allah'ım, Ali'yi seveni sev, düşman olana Sen de düşman ol. O'na yardım edene de yardım et!" 

Ey insanlar! Onun hakkındaki bu konuyu biliniz ve anlayınız. Biliniz ki Allah, Muhacirlere, Ensar'a ve onlara iyilikle tabi olanlara, köylüye ve şehirliye; araba, ve aceme; özgüre ve köleye; büyüğe ve küçüğe; beyaza ve siyaha ona (Ali'ye) itaat etmeyi farz bilmiş, onu imam ve ihtiyar sahibi kılmıştır. 

Her muvahhit için onun hükmünü icra etmesi, sözüyle amel etmesi, emrini kabullenmesi gerekir. 

Her kim, ona muhalefet ederse melundur. Her kim ona tabi olursa ve onu tasdik ederse Allah'ın rahmetine mazhar olacaktır. Allah onu ve onu dinleyip kendisine itaat eden herkesi bağışlamıştır." (devam edecek)

Allah şefaatinden ayırmasın. (amin)