Geçirdiği trafik kazasından dizleri hasar gören iki üç gün tekerlekli sandalyeye zor katlanan muhterem Haydar Baş hocamız, Kuvay-ı Milliye denince dimdik doğrulmuştu.
Ayağını sürükleye sürükleye Antep'in yolunu tutmuştu. Tabii ki bizler de bir iki aydır ara verdiğimiz Kuvay-ı Milliye toplantılarına yeniden katılmak ve paslarımızı atmak için yola revan olduk.
Gaziantep'te coşkulu bir kalabalık, 5 bin kişilik salonu tıklım tıklım doldurmuş ve Türk bayraklarını dalgalandırarak Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve Kuvay-ı Milliye kadrosunu bağrına basıyordu.
Kuvay-ı Milliye kadrosundan üç beş arkadaşımızın kısa konuşmalarının ardından Dr. Ahmet Hamdi beyin takdimindin sonra Prof. Dr. Haydar Baş'ın Anteplilere, "vatan ve millet uğrunda yaralanmış gazi bir topluluksunuz. Ben de şehit torunu bir Karadenizli olarak sizleri selamlıyorum" sözleri ile salondaki samimi kucaklaşmayı bir görmeliydiniz.
Prof. Dr. Haydar Baş, ülkenin içinde bulunduğu kuşatılmışlığın morallerimizi bozmamasını istedi. Ve ekledi, hangi şartlar altında olursak olalım yeter ki icazeti milletten alalım milletin gücüne yaslanalım, birbirimizden güç alalım bütün meselelerin üstesinden geliriz.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı evliya ruhaniyeti kokan Anadolu'nun ve özellikle Peygamberler şehri Güneydoğu'nun hasta olanlara şifa, dertlilere deva olduğunun altını çizdi.
Onun için bütün gözlerin bu bölgede olduğunun altını çizdi.
Siyasetten soğuyan, ümitleri tükenen ve sürekli aldatılan insanımıza milletin özlediği siyasetçinin portresini çizdi hocamız.
Fundamantalist değil ama dindar.
Şövenist değil ama Türk milliyetçisi. Anadolu insanının tamamını kucaklayan Türk kültür şemsiyesinde buluşturan bir millet anlayışına sahip, kürselleşmeci değil ulusal duruşa sahip.
IMF'e değil milli ekonomiden yana bir siyaset kadrosu. Ülkede misyoner ajanlarının ve onların işbirlikçisi tiplerin siyasetten kültür ve dine hemen her sahada ayrılık tohumları ektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Baş, bu kavga nedir yahu diye kükredi. Baş, milleti devletle karşı karşıya getirdiler. Bu devlet bizimdir. Millet-devlet bir bütündür. Hepimiz aynı gemideyiz. Birbirimizi suçlar, birbirimizle didişirsek gemiyi deler helak olur gideriz uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Haydar Baş, sivil asker gerginliğine de dikkat çekerek sivil asker bir bütündür. Oysa günümüzde asker dendiği zaman tüyler diken diken oluyor. Asker dediğin benim çocuğum; senin kardeşin. Asker sivil kardeş olacak. Hepimiz bir vücudun organları gibi bütün olacağız dedi.
Prof. Dr. Haydar Baş ekonomiyi küreselci mantığın çökerttiğini, kendilerinin 24 saatte krizi çözeceğini ifade etti.
Derviş değil şeyhi gelse IMF politikaları ile ülkenin düze çıkarılmayacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, çözümün ilk adımının IMF'ye "geriye dön marş marş" komutu ile başlatacaklarının altını çizdi.
Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasını iki buçuk senedir gelin düzeltelim diyorum onlar kaçıyorlar. Bu vatan benim vatanım. Elbette sahip çıkacağım. Onun için sakat sakat buraya geldim, sözleri ile bitirdi. Ve salonda bir büyük alkış tufanı... Bütün salon Prof. Dr. Baş Beyi görmek, ona sarılmak için adeta bir yöne kilitlendi.
Kuvay-ı Milliye toplantıları, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın milleti çözüme kilitlemesiyle, gelecekte yaşanacak zaferlerin bayramına dönüştü. Bayramınız kutlu olsun.
Ayağını sürükleye sürükleye Antep'in yolunu tutmuştu. Tabii ki bizler de bir iki aydır ara verdiğimiz Kuvay-ı Milliye toplantılarına yeniden katılmak ve paslarımızı atmak için yola revan olduk.
Gaziantep'te coşkulu bir kalabalık, 5 bin kişilik salonu tıklım tıklım doldurmuş ve Türk bayraklarını dalgalandırarak Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve Kuvay-ı Milliye kadrosunu bağrına basıyordu.
Kuvay-ı Milliye kadrosundan üç beş arkadaşımızın kısa konuşmalarının ardından Dr. Ahmet Hamdi beyin takdimindin sonra Prof. Dr. Haydar Baş'ın Anteplilere, "vatan ve millet uğrunda yaralanmış gazi bir topluluksunuz. Ben de şehit torunu bir Karadenizli olarak sizleri selamlıyorum" sözleri ile salondaki samimi kucaklaşmayı bir görmeliydiniz.
Prof. Dr. Haydar Baş, ülkenin içinde bulunduğu kuşatılmışlığın morallerimizi bozmamasını istedi. Ve ekledi, hangi şartlar altında olursak olalım yeter ki icazeti milletten alalım milletin gücüne yaslanalım, birbirimizden güç alalım bütün meselelerin üstesinden geliriz.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı evliya ruhaniyeti kokan Anadolu'nun ve özellikle Peygamberler şehri Güneydoğu'nun hasta olanlara şifa, dertlilere deva olduğunun altını çizdi.
Onun için bütün gözlerin bu bölgede olduğunun altını çizdi.
Siyasetten soğuyan, ümitleri tükenen ve sürekli aldatılan insanımıza milletin özlediği siyasetçinin portresini çizdi hocamız.
Fundamantalist değil ama dindar.
Şövenist değil ama Türk milliyetçisi. Anadolu insanının tamamını kucaklayan Türk kültür şemsiyesinde buluşturan bir millet anlayışına sahip, kürselleşmeci değil ulusal duruşa sahip.
IMF'e değil milli ekonomiden yana bir siyaset kadrosu. Ülkede misyoner ajanlarının ve onların işbirlikçisi tiplerin siyasetten kültür ve dine hemen her sahada ayrılık tohumları ektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Baş, bu kavga nedir yahu diye kükredi. Baş, milleti devletle karşı karşıya getirdiler. Bu devlet bizimdir. Millet-devlet bir bütündür. Hepimiz aynı gemideyiz. Birbirimizi suçlar, birbirimizle didişirsek gemiyi deler helak olur gideriz uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Haydar Baş, sivil asker gerginliğine de dikkat çekerek sivil asker bir bütündür. Oysa günümüzde asker dendiği zaman tüyler diken diken oluyor. Asker dediğin benim çocuğum; senin kardeşin. Asker sivil kardeş olacak. Hepimiz bir vücudun organları gibi bütün olacağız dedi.
Prof. Dr. Haydar Baş ekonomiyi küreselci mantığın çökerttiğini, kendilerinin 24 saatte krizi çözeceğini ifade etti.
Derviş değil şeyhi gelse IMF politikaları ile ülkenin düze çıkarılmayacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, çözümün ilk adımının IMF'ye "geriye dön marş marş" komutu ile başlatacaklarının altını çizdi.
Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasını iki buçuk senedir gelin düzeltelim diyorum onlar kaçıyorlar. Bu vatan benim vatanım. Elbette sahip çıkacağım. Onun için sakat sakat buraya geldim, sözleri ile bitirdi. Ve salonda bir büyük alkış tufanı... Bütün salon Prof. Dr. Baş Beyi görmek, ona sarılmak için adeta bir yöne kilitlendi.
Kuvay-ı Milliye toplantıları, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın milleti çözüme kilitlemesiyle, gelecekte yaşanacak zaferlerin bayramına dönüştü. Bayramınız kutlu olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014