Parti içi demokrasi tiyatrosu sunar

Ülkenin problemlerini çözmesi için milletimiz tarafından tek başına iktidara getirilen AKP hükümeti, kendisinden beklenileni ortaya koyamayınca değişik senaryolarla vaziyeti idare etmeye çalışıyor.Şu bir gerçek ki, gerek siyasilerimiz gerekse basın tarafından durup dururken herhangi bir konu ülke gündemine getiriliyorsa, arkasında mutlaka bir bit yeniği vardır.Dikkat ediniz, çok önemli tavizlerin verileceği dönemlerde, ülke gündeminde mutlaka suni bir takım tartışmalar yer almaktadır.Bu bilgiler ışığında son günlerde yaşadıklarımızı bir değerlendirelim.Sayın Başbakan durup dururken 11 günlük, turistik uzak doğu seyahatine çıkıyor. Bu seyahatin hedefinin gittiği yerlerle bir alakası olmadığı kesin, çünkü durmadan iç politika yapıp duruyor. İç politika konusundaki görüşlerini ortaya koymak için 17 bin kilometre yol yapmasına gerek yoktu, o söylemlerin yeri Türkiye'ydi. Başbakan seyahatine devam ederken, Türkiye'de ise bazı AKP milletvekilleri hükümet ve bakanlar aleyhine çıkışlar yaptılar.En ağır eleştiriler de AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'den geldi.Bakın, Çömez kendi hükümeti hakkında neler diyor:CIA uçakları konusunda AB parlamentolarında kıyamet koptuğunu anımsatarak, "Türkiye'den, şu ana kadar iki uçağın geçtiği söylendi. Ama başka seferlerin de olduğu gündeme düşerse şaşmamak gerek. ABD'ye girerken her tarafımdan fotoğrafımı çekenler benim ülkeme, nasıl elini kolunu sallayarak giriyor?""Bölücübaşı, cezaevinden 'TC vatandaşlığını üst kimlik olarak kabul ediyoruz' diyerek, tartışmalara katılıyor, ben katılamıyorum. Türkiye gündemine oturmuş anayasal vatandaşlık kavramlarını biz neden bu platformlarda konuşamıyoruz? Kurşun asker değiliz. Söyleme kanallarını açık tutmazsak, söylenme kanalları devreye girer." "Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, fabrikasına yakın olan bir beldeye para göndermiştir.""Bizler kurşun asker değiliz. El kaldırıp indirme makinesi de değiliz""Gemlik Gübre Fabrikası'nı da içine alan 600 milyon dolar değerindeki kompleks, 20 milyon doları peşin, tamamı 5 yıl vadede ödenmek üzere toplam 83 milyon dolara birilerine düpedüz peşkeş çekilmiştir."Kısacası Çömez, yapılan yolsuzluklardan, peşkeşlerden tutun, verilen tavizlere kadar birçok konuda açık açık kendi hükümetini eleştirmektedir.Afyonkarahisar Milletvekili Mahmut Koçak da, kendi partisinin iktidar olduğu bir dönemde, liderlik sultasının sona ermesi gerektiğini, Türkiye'de seçmenlerin çoğunluğunun mecliste temsil edilmediğini vurgulayarak, AKP'nin oylarının düştüğünden, milletin çoğunluğunun AKP icraatlarına güvenmediğinden bahsetti.Bu ve benzeri söylemlerin, parti içinden çıkması ve de tekzip edilmemiş olması hasebiyle bir yere not edilmesinde büyük faydalar var. Delildir, ileride mutlaka lazım olacaktır.Fakat benim üzerinde duracağım konu bu değil.Bütün bu ağır eleştirilerine rağmen, eleştirileri yapan Çömez ve Koçak'ın hala partiden istifa etmemesi, her türlü kirli çamaşırı açığa vurmalarına rağmen parti yönetiminin onları ihraç etmemesi.Akla şu soru geliyor: "Acaba AKP, ABD yapımı bir tiyatro mu oynuyor?"Öyle ya, bu kadar yolsuzluk yapılan bir hükümette, bütün olanları gören onurlu bir vekilin bir gün dahi durmaması gerekir. Ya da olanları deşifre edenlerin derhal ihraç edilmesi gerekir. Ama bırakın ihracı, AKP'li vekiller sıraya girip Çömez'i de Koçak'ı da tebrik ediyor.Geçtiğimiz yıllarda ABD'nin, hükümete bir tavsiyesi olmuştu. Bu tavsiyeye göre, ülkedeki eğilimler tespit edilecek -milliyetçi, muhafazakar, AB'ci, AB karşıtı, ulusalcı, Amerikancı, ABD karşıtı vs.- ve AKP bu eğilimlere göre söylemler geliştirecek gruplar oluşturacaktı. Böylece AKP, kendi içinden bir muhalefet anlayışı oluşturarak, milletin ve de muhaliflerin gazını almış olacaktı.Görünen o ki, AKP yönetimi bu tavsiyeyi uygulamaya koymuş bile.Hükümetin ABD, AB ve IMF rotasında zerre kadar bir şaşma yokken, AKP grubunda muhalif söylemler havalarda uçuşuyor. Oyunun farkına varamayan ve zaten bu güne kadar hiçbir varlık ortaya koyamayan ana muhalefet ve de diğer meclis içi muhalefet ise muhalif gibi olan AKP'lileri tebrik etmekle yetiniyor.Ortada parti içi demokrasi tiyatrosu oynanıyor.Ne garip çelişkidir ki, Çömez, hükümetini yolsuzluk ve peşkeş gibi en ağır ithamlarla eleştirdiği Başbakan'a övgüler dizmeye de devam ediyor:"Başbakan'ın parti içi demokrasiyi vazgeçilmez esas olarak kabul etmesi, ortaya koyduğu çaba, bizlere cesaret vesilesi olmuştur."Bugüne kadar çoktan ihraç edilmesi gereken Çömez ve Koçak ise parti yönetimi adına konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli ise, "Arkadaşlarımız parti içi demokrasinin nimetlerini sonuna kadar kullanıyorlar" diyor.Her yönüyle bir tiyatro oynandığı apaçık belli.Tiyatronun asıl can alıcı noktası ise Başbakan'ın uzak doğudan dönüşünde yaşanacak. Krallar gibi memlekete dönen Sayın Başbakan, muhalif seslerin sahiplerini affedecek ve de bütün dünyaya demokratik bir parti olduğunu ispat etmiş olacak. Böylece bu seyahatin de amacı belli olmuş oldu.Sayın Başbakan'a ve de hükümete soruyoruz:Tiyatrolarda rollerinizi çok güzel oynuyorsunuz, peki, neticede ne olacak?Yapılan eleştiriler dikkate alınarak peşkeş ve yolsuzluk yapanlara hesap sorulacak mı?Yapanlar istifa edecek mi? İstifa etmezse, bunu deşifre edenler istifa edecek mi?Ekonomimizi ve de siyasetimizi bu noktaya getiren AB, ABD ve de IMF politikaları bir kenara bırakıp milli politikalar geliştirilecek mi?CIA uçaklarıyla ilgili olarak AB ülkeleri gibi masaya yumruğumuzu vuracak mıyız, yoksa, "yapacak bir şey yok" demeye devam edecek miyiz? Yani ne değişecek? Tiyatrolarla artık oyunların farkına varan ve inim inim inleyen milletimizi kandıracağınızı mı zannediyorsunuz?Artık ABD, AB ve IMF'nin politikalarıyla perişan olan durumumuzu örtbas etmek için ABD senaryolu tiyatrolar oynayacağımıza, milli politikalar ortaya koyarak, bu ülkeyi kainat devleti yapacak ve senaryosu bize ait olan gerçek tiyatroları oynamanın zamanı gelmedi mi?