16 Haziran 1917 de Prens Lvov ve hükümeti RUSYA SOVYETİ GENEL KONGRESİNİ toplar. Bu kongreye Lenin ve Bolşevikler de katılır. Kongrede İşçi ve asker Sovyetlerinin ekserisinin Lenin ve Bolşevikleri destekledikleri açık bir şekilde fark edilir. Bu kaymayı önlemek için alınan önlemler yeterli olmaz. 23 Haziran 1917 de bu işi yapılan gösteri ve mitinglerde yapılacak konuşmalarla Lenin ve Bolşeviklere saldırıda bulunulur, kötülenir. Fakat halkı ikna edemezler. 1 Temmuz 1917 günü yeni bir gösteri düzenleyerek amaçlarına kesin bir şekilde ulaşmak isterler. Halk yine de Lenin ve Bolşeviklerin yanında yer alır. Hükümet ve üyeleri bu durumu kesin bir şekilde önlemek için düşünülen son çareyi uygulamaya koyar. 1 Temmuz 1917 gecesi Rusya Sovyet Genel Kongresi Almanya'ya savaş kararı alır. Amaç savaş düşüncesi ile halkı kendi düşüncelerine göre kanalize etmek Lenin ve Bolşeviklerin önünü kesmektir. 1 Temmuzdan itibaren Rusya'nın saldırısı ile başlayan Almanya ve Avusturya savaşları devam ederken, Berlin'de de şu askeri ve siyasi gelişmeler olur: 19 Haziran 1917 tarihinde Başkomutan Hindenburg ve Genelkurmay Başkanı Lüdendorf'un mektuplarını Başbakan Betman-Holveg'in Tinsel bir çöküntü ve güçsüzlük niteliğinde bir açıklama ile değerlendirince, Genel Karargâh ile Hükümet arasındaki ipler gerilir. Kısacası Komutanlar barışın düşünülmesini isterken, Betman-Holveg, Almanya'nın Emperyalist Amaçlarını gerçekleştirecek bir barış görüşünde ısrar ediyor. Askerden böyle bir barış şartının hazırlanmasını ister. Asker ve Hükümet arasındaki bu gerginlik Rayştang'ı da etkiler. Küçük partiler ve sosyalistler Demokratik özde ve emperyalistlikle lekelenmeyecek bir barış kararının alınmasın ister. Başbakan ve hükümet üyeleri de kendi siyasi ve ekonomik isteklerine göre bir barışa gidilmesini isterler. Bu konuda tartışmalar devam ederken 4 Temmuz 1917 günü Katolik Partisi önderlerinden Erzberger söz alarak düşüncelerini belirtir: 1- Bu sırada barış ümitleri o kez azdır ki yeni bir kışın savaşın içinde geçmesi beklenilmelidir. 2- Genel Karargâhtan öğrenildiğine göre cephelerde tutunmak olasıllıklığı vardır. Ancak zafere ulaştıracak bir saldırıdan söz edilmiyor. 3- Bununla birlikte amansız denizaltı savaşının sürdürülmesi bizi zafere götürecektir. Bundan sonra Erzberger şu düşünceleri de ileri sürer: İlk iki konu üzerinde söylenenler yeni değildir. Ancak Denizaltı savaşı ile ilgili konuda bir yenilik vardır: Artık İngiltere'nin yenilmesi için kesin bir tarih verilemiyor. Hâlbuki daha önce ayni resmi makamlar denizaltı savaşının bir sonucu olarak yeni ürünler toplanmadan, İngiltere'de ekonomik yıkılışın gerçekleşeceğini en kesin bir dille inancalaşmışlardı. Böylelikle halkımızda yersiz bir iyimserlik duygusu yaratılmıştı. Rayştang bu iyimserliğe katılmamalıdır. O, çok ağır bir sorunla karşı karşıyadır. Bu savaştan nasıl çıkılmalı sorunu. Kılıcımızla barışı dikte edebileceğimizi sanmak yanlıştır? Dolayısı ile savaşı bitirmek için siyasal- diplomatik yolların hangileri olduğunu araştırmak gerekiyordu. Dünyanın en iyi diplomasisi bile Amansız Denizaltı savaşının doğurduğu siyasal zararı ödeyemez? 6 Temmuz 1917 günü Erzberger parti temsilcilerinin katıldığı bir kapalı salon toplantısında Hükümete çatar. Onun tek sözünün DAYANMALI olduğunu söyler. Ancak yurt içinde dayanabilmek için gelecek yıl yapılacak bir barışın, bu yıl yapılacak olandan daha elverişli olacağına inanılması gerektiğini; böyle bir ihtimalin belirmediğini, düşman biteviye kuvvet kazanırken Almanya'da insan ve ham madde kıtlığının daha da arttığını, Amansız Denizaltı savaşının vereceği sonuçlarla ilgili olarak deniz adamlarının yaptığı hesapların kof çıktığını, bu kez büyük bir yanlış işleyenlerin Parlamentodan güven isteyemeyeceklerini söyler. Erzberger'in bu sözleri Rayştag'ı karıştırır. Onun bu düşünceleri sosyalistlerin Rayştang'da barış kararı alarak direnmesini sağlar.Rayştang'da yapılan bu konuşma ve kararların sonucunda Başbakan Betman-Holveg, 7 Temmuz 1917 günü barış kararını kabul ederken, meclisin de seçim kanunun demokratik esaslara dayanacağını ifade eder. Lakin Hükümetin bu durumda barış kararı almasına Alman Genel karargâhı şu düşünce ile karşı çıkar. Ayni gün bir rapor hazırlayarak bu kargaşa ortamında alınacak bir barış kararının düşman devletleri ümitlendirerek savaşın uzayabileceğini belirtirler. Kayser, Bu konunun siyasi bir konu olduğunu ve askerin bu işe karışmasının doğru olmayacağını belirterek onların girişimini durdurur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011