Papa'nın ve sözcülerinin özrü kabahatinden büyük olan açıklamaları sürüyor.Papa bu manada "Ortaçağ'da yapılmış bir konuşmadan yaptığım alıntı, yanlış anlaşılmaya neden oldu. Ama alıntıyı, kendi düşüncem haline getirmediğim, polemiksel içeriğini paylaşmadığım da açıktır" açıklamasını yaptı.Ey Papa! sormazlar mı ki, madem öyle bayram değil seyran değil Bizans İmparatoru II. Manuel Paleologos'un bu hezeyan dolu, iftira dolu sözlerini hem de basının önünde, kamuoyuna açık bir şekilde niye aktardınız? Üstelik daha Danimarka'da başlayan sonrada arda arda devam eden karikatür krizlerinin daha mürekkebi kurumadan, oluşturduğu tepkiler daha dinmeden?Üstelik bu iftira dolu cümleler o an düşünülmüş, doğaçlama ifadeler değil. Önceden planlanmış ve özellikle seçilmiş.Papa yanlış anlaşıldığını söylüyor ve bu sebeple de özür beyan etme ihtiyacı hissetmiyor.Önceden planlayarak yaptığı alıntılarına ve açıklamalarına bakılırsa yanlış anlaşılan bir nokta yok, anlatmak istediği gayet net ve açık, o tarafa bu tarafa çekilebilecek cümleler değil.Papa'nın hezeyan dolu ifadelerini yeniden hatırlatalım, hatta bir yere mutlaka not alın, mutlaka lazım olacaktır. Bu ifadeleri Ebu Garip'te, Guantanamo'da, Felluce'de, Tel Afer'de, Filistin'de, Lübnan'da, Bosna'da yapılan katliam, işkence, zulüm ve tecavüz fotoğraflarının yanına ya da altına not edin ki, yarın diyalogcu geçinen bazı aklıevveller kapınıza gelirse onların yüzüne çarparsınız."Bana Muhammed'in getirdiği yenilikleri göster... Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi?""Hıristiyanlık'ta Tanrı ve akıl arasında ayrılmaz bir bağ var. İslam'da Tanrı o kadar soyut ki, akıl ile Tanrı arasında bu bağ yok. İslami cihad akla ve Tanrı'ya karşıdır."Dedik ya özrü kabahatinden büyük, bakın Papa neler diyor: "Benim niyetim farklıydı: Ben, Manuel'in bilahare, dini yaymak için aklı kullanılma zaruretini güzel ve müspet bir şekilde dile getirdiği sözlerinden hareketle, dinin şiddet olamayacağını, din ve aklın birlikte bulunmaları gerektiğini söylemek istemiştim".Yani Papa efendi demek istiyor ki, dini yaymak için aklı kullanma ve de şiddet kullanmamaya olumsuz misal olarak Peygamber Efendimizi ve de İslam'ı veriyor.Papa, Peygamberimize hakaret ve iftira dolu ifadeleri misal olsun diye vermiş. Aman ne masumane(!).Papa bir taraftan dinin sahibi Hz. Peygamber'e iftiralar kusarken, diğer taraftan Müslümanlara saygılı olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor. Bunun Türkçe'si "Gelin Hıristiyan olun" demektir. Papa hakaretlerden sonra "Diyalog budur" derken işte bunu kastediyor.Bu hezeyan ve iftiralara ilmi cevap Prof. Dr. Haydar Baş'tan geldi. Sayın Baş, "İslam akıl dinidir ve bizim akaidimizde aklı olmayanın dini de yoktur" dedikten sonra Hz. İbrahim'i bu konuda misal göstermektedir.Hz. İbrahim yıldızlara, aya ve de güneşe bakıp, sonra aklıyla muhakeme ederek "Doğup, batanlar benim Rabbim olamaz" demişti.Sayın Baş bu olay için "Hz. İbrahim aklıyla Allah'ın ne olduğunu değil, ne olmadığını anladı" demektedir ve devamında, Allah'ı tanımanın ise kalp ile mümkün olabileceğini ifade etmektedir.Tabii bu noktada bir insanın yani Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğuna inanan birinin hangi akıldan bahsettiği de merak konusu. Peygamber efendimiz o dönemin papazlarına soruyor, "bir oğul babasının özelliklerini taşımaz mı?" diye. Yiyen, içen, uyuyan, ölen ve doğan bir varlık nasıl olur da ezeli, ebedi, yeme, içme, uyuma gibi beşeri ihtiyaçlara asla ihtiyaç duymayan bir yaratıcının oğlu olabilir?Papa ayrıca İslam'ın ve Peygamberi'nin şiddet yanlısı olduğundan bahsetmektedir.Sayın Baş bu iftiraya da şu cevabı vermektedir: "İslam tarihinde bütün savaşlar nefsi müdafaa üzerine kurulmuştur. Tecavüz eden Haçlı dünyası, savunanlar ise Müslümanlar olmuştur. Bu nefsi müdafaadır."Sayın Baş buna ilaveten "İslam dünyasının ne yapması gerekiyor, bizi yoket mi diyeceğiz?" demektedir.Sayın Baş, Papa'nın temsil ettiği haçlı zihniyetinin İslam dünyasına saldırılarını geçmişte olduğu gibi bugün de devam ettirdiğini ifade ederek, ABD Başkanı Bush'un Afganistan işgali öncesi yaptığı "Crusade(Haçlı Seferi)" açıklamasına dikkat çekmektedir.Sayın şu önemli tespitin de altını çizmektedir: "Haçlı savaşının siyasi ve askeri ayağı ABD, dini ayağı ise Vatikan tarafından yürütülmektedir. Kabul etsek de etmesek de inançların mücadelesi var"Netice olarak şunu belirtmeliyiz ki:Papa özür beyan etmemiştir, etmesi de asla mümkün değildir, bu kendisini inkar anlamına gelmektedir. Papa'nın bu iftira ve hezeyanlarının hiçbir ilmi delili yoktur. Papa yaptığı iftiralarda aynaya bakarak kendisini ve kendi kanlı tarihini görmüştür. Papa'nın bu çıkışı tesadüfi veya kazaen değil bizzat planlı ve siyasi bir hedefe binaendir.Bu hedef nedir diye sorarsanız, ABD, İsrail ve İngiltere'nin Ortadoğu'da başlattığı nihai Haçlı seferlerine eksik kalan büyük desteği sağlamak için diyebiliriz.Bu oyuna alet olmamak için yetkililerimizin Papa'nın Türkiye'ye gelmesine asla müsaade etmemesi gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025