"Özledim sohbetini o sesini özledim,
Gelmedin gözbebeğim can yoldaşım gelmedin."
Girişteki mısra Selami Şahin'in "Özledim" adlı şarkısından.
Bu sevgiliye özlem çekenlerin epeyce dinlediği meşhur bir şarkı.
Bugünlerde özlem içinde olan isimlerden biri de başbakanımız.
Onunki okyanus aşan çok büyük bir özlem.
Uzun zamandır içini yaktığı anlaşılan bu hasreti son AKP grup toplantısında açığa vurdu.
Şöyle söyledi; "İsrail'den ayrılırken Obama, Netanyahu ile birlikte havaalanından beni telefonla aradılar. Önce Netanyahu'nun sesini aldım, ben 'Sayın Obama'nın sesini özlemiştim, önce kendisiyle görüşeyim' dedim"
Bu büyük bir sevda!
Çünkü bir insanın sesini bile özlüyorsanız onu hakikaken seviyorsunuz demektir.
Sayın başbakanımızın ABD başkanı Obama'ya duyduğu özlem de böyle bir şey olsa gerek.
Üstelik sayın Erdoğan'ın ABD'ye duyduğu sevgi temelleri olan bir sevgi.
Bakın Irak işgali sırasında neler söylüyor; "Kahraman kadın ve erkek Amerikan Askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum- (2003-WSJ)"
Buna "kara sevda" desek yanlış mı olur acaba?
Neyse, kişi sevdiğiyle beraberdir!
***
Ama Sayın Erdoğan'ın sevdası sanırım karşılıksız bir sevda.
Zira ABD başkanı Obama İsrail'de şöyle konuşuyor; "İsrail'in güvenliğine Amerika'nın sarsılmaz bağlılığını yeniden ve İsrail halkına ve komşularına doğrudan söylüyorum. ABD, 65 yıl önce İsrail'i tanıyan ilk ülke olmuştu. Bu yüzden İsrail ve Amerikan bayrakları gökyüzünde beraber dalgalanıyor. Bu yüzden sonsuza dek ittifakımızın ebedi olduğunu ilan ediyorum. Ziyaretime şunu açıkça ifade ederek başlamak istiyorum. ABD, İsrail devletinin yanında duruyor, çünkü temel ulusal güvenlik çıkarlarımız bundan yana. İttifakımız ölümsüz ve sonsuz''
***
Şimdi gelelim şu özür meselesine.
İsrail Mavi Marmara baskınından 3 yıl sonra Türkiye'den özür diledi.
Ancak ortada belge yok, bize böyle söylüyorlar.
Erdoğan'ın şahidi Obama!
Acaba İsrail neden özür diledi ya da gerçekten özür diledi mi?
Hadise ABD başkanı Obama'nın İsrail ziyareti sırasında gerçekleşti.
Netenyahu ille Obama kafa kafaya verdi ve Türkiye'den özür dilenmesine karar verdiler.
Neden?
ABD ve İsrail birlikte bir karar alıyorsa burada bir bit yeniği aramamak saflık dahası aptallık olur!
Zira bu ikilinin Türkiye'nin hayrına rüya bile görmeyecekleri ayan beyan ortada.
***
Bizimkiler "İsrail'e özür dilettik" diye bilboardlı kutlamalar yaparken İsrail ağzından baklayı çıkardı.
Netenyahu "Suriye için hesaplarımız var özrün birinci sebebi budur" dedi.
Yandaş medya her ne hikmet ise bu önemli açıklamayı duymadı.
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi kısa adı BOP olan Büyük Ortadoğu Projesi Suriye'de çöktü.
Onca çabalarına rağmen bu sefer başaramadılar.
Muhalif dedikleri teröristler, CIA ve MOSSAD ajanları, yerli ve bölgesel işbirlikçiler beceriksiz çıktı.
Bir türlü BOP'un Suriye ayağını düşüremediler üstelik bir de darbe üstüne darbe yediler.
Manzara böyle olunca ABD-İsrail ikilisi zaten hemen her isteklerini yerine getiren Ankara'yı daha aktif kullanma kararı aldı.
Bu özür hikayesi de bu sebeple ortaya atıldı.
Zaten bunu kendileri de itiraf ediyor.
Meselenin Suriye boyutu olduğu kadar bir de PKK boyutu var.
Özür hikayesi hükümetin terörle müzakere sürecini gündemin ilk sırasından düşürdü.
Kamuoyunda yalancı bir zafer havası estirilirken ülkeyi bölünmeye götürecek süreç emin adımlarla işletiliyor.
***
Yahudilerin Arz-ı Mev'ud inancı gereği bölgede Kürdistan maskesi adı altında büyük İsrail devleti kurulmak isteniyor.
Şimdi gelin bunun nasıl olacağını kısaca anlatmaya çalışalım.
Suriye'de Irak'ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin bir kopyası oluşturuluyor.
Suriye Kürtlerini önce Şam yönetiminden ayırıp, sonra da Irak'ın kuzeyi ile birleştirmek istiyorlar.
Ancak plan bu kadarla da sınırlı değil!
Plan Irak, Suriye, İran ve nihayetinde Türkiye'den koparılacak topraklarla büyük bir Kürt devletinin kurulmasını esas alıyor.
Aslında bağımsız Kürdistan'ın kurulması da nihai aşama değil.
Nihai aşama Büyük İsrail devleti.
Barzani'nin İsrail ile olan ilişkisini anlatmaya gerek yok, biraz araştırmanız yeterli.
Sinsice devam Büyük Ortadoğu Projesini de dikkate aldığımızda ifade etmek gerekir ki; aslında kimsenin Kürtleri falan düşündüğü yok.
Tekrar ifade edelim k, asıl hedef İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayalini gerçekleştirmektir.
Gelmedin gözbebeğim can yoldaşım gelmedin."
Girişteki mısra Selami Şahin'in "Özledim" adlı şarkısından.
Bu sevgiliye özlem çekenlerin epeyce dinlediği meşhur bir şarkı.
Bugünlerde özlem içinde olan isimlerden biri de başbakanımız.
Onunki okyanus aşan çok büyük bir özlem.
Uzun zamandır içini yaktığı anlaşılan bu hasreti son AKP grup toplantısında açığa vurdu.
Şöyle söyledi; "İsrail'den ayrılırken Obama, Netanyahu ile birlikte havaalanından beni telefonla aradılar. Önce Netanyahu'nun sesini aldım, ben 'Sayın Obama'nın sesini özlemiştim, önce kendisiyle görüşeyim' dedim"
Bu büyük bir sevda!
Çünkü bir insanın sesini bile özlüyorsanız onu hakikaken seviyorsunuz demektir.
Sayın başbakanımızın ABD başkanı Obama'ya duyduğu özlem de böyle bir şey olsa gerek.
Üstelik sayın Erdoğan'ın ABD'ye duyduğu sevgi temelleri olan bir sevgi.
Bakın Irak işgali sırasında neler söylüyor; "Kahraman kadın ve erkek Amerikan Askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum- (2003-WSJ)"
Buna "kara sevda" desek yanlış mı olur acaba?
Neyse, kişi sevdiğiyle beraberdir!
***
Ama Sayın Erdoğan'ın sevdası sanırım karşılıksız bir sevda.
Zira ABD başkanı Obama İsrail'de şöyle konuşuyor; "İsrail'in güvenliğine Amerika'nın sarsılmaz bağlılığını yeniden ve İsrail halkına ve komşularına doğrudan söylüyorum. ABD, 65 yıl önce İsrail'i tanıyan ilk ülke olmuştu. Bu yüzden İsrail ve Amerikan bayrakları gökyüzünde beraber dalgalanıyor. Bu yüzden sonsuza dek ittifakımızın ebedi olduğunu ilan ediyorum. Ziyaretime şunu açıkça ifade ederek başlamak istiyorum. ABD, İsrail devletinin yanında duruyor, çünkü temel ulusal güvenlik çıkarlarımız bundan yana. İttifakımız ölümsüz ve sonsuz''
***
Şimdi gelelim şu özür meselesine.
İsrail Mavi Marmara baskınından 3 yıl sonra Türkiye'den özür diledi.
Ancak ortada belge yok, bize böyle söylüyorlar.
Erdoğan'ın şahidi Obama!
Acaba İsrail neden özür diledi ya da gerçekten özür diledi mi?
Hadise ABD başkanı Obama'nın İsrail ziyareti sırasında gerçekleşti.
Netenyahu ille Obama kafa kafaya verdi ve Türkiye'den özür dilenmesine karar verdiler.
Neden?
ABD ve İsrail birlikte bir karar alıyorsa burada bir bit yeniği aramamak saflık dahası aptallık olur!
Zira bu ikilinin Türkiye'nin hayrına rüya bile görmeyecekleri ayan beyan ortada.
***
Bizimkiler "İsrail'e özür dilettik" diye bilboardlı kutlamalar yaparken İsrail ağzından baklayı çıkardı.
Netenyahu "Suriye için hesaplarımız var özrün birinci sebebi budur" dedi.
Yandaş medya her ne hikmet ise bu önemli açıklamayı duymadı.
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi kısa adı BOP olan Büyük Ortadoğu Projesi Suriye'de çöktü.
Onca çabalarına rağmen bu sefer başaramadılar.
Muhalif dedikleri teröristler, CIA ve MOSSAD ajanları, yerli ve bölgesel işbirlikçiler beceriksiz çıktı.
Bir türlü BOP'un Suriye ayağını düşüremediler üstelik bir de darbe üstüne darbe yediler.
Manzara böyle olunca ABD-İsrail ikilisi zaten hemen her isteklerini yerine getiren Ankara'yı daha aktif kullanma kararı aldı.
Bu özür hikayesi de bu sebeple ortaya atıldı.
Zaten bunu kendileri de itiraf ediyor.
Meselenin Suriye boyutu olduğu kadar bir de PKK boyutu var.
Özür hikayesi hükümetin terörle müzakere sürecini gündemin ilk sırasından düşürdü.
Kamuoyunda yalancı bir zafer havası estirilirken ülkeyi bölünmeye götürecek süreç emin adımlarla işletiliyor.
***
Yahudilerin Arz-ı Mev'ud inancı gereği bölgede Kürdistan maskesi adı altında büyük İsrail devleti kurulmak isteniyor.
Şimdi gelin bunun nasıl olacağını kısaca anlatmaya çalışalım.
Suriye'de Irak'ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin bir kopyası oluşturuluyor.
Suriye Kürtlerini önce Şam yönetiminden ayırıp, sonra da Irak'ın kuzeyi ile birleştirmek istiyorlar.
Ancak plan bu kadarla da sınırlı değil!
Plan Irak, Suriye, İran ve nihayetinde Türkiye'den koparılacak topraklarla büyük bir Kürt devletinin kurulmasını esas alıyor.
Aslında bağımsız Kürdistan'ın kurulması da nihai aşama değil.
Nihai aşama Büyük İsrail devleti.
Barzani'nin İsrail ile olan ilişkisini anlatmaya gerek yok, biraz araştırmanız yeterli.
Sinsice devam Büyük Ortadoğu Projesini de dikkate aldığımızda ifade etmek gerekir ki; aslında kimsenin Kürtleri falan düşündüğü yok.
Tekrar ifade edelim k, asıl hedef İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayalini gerçekleştirmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024