CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Hakkari'de özerklik konusunda bazı açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: ''Yerel yönetimleri, Avrupa'da kabul edilen yerel yönetimler özerklik şartını aynen kabul edeceğiz. Böylece yerel yönetimlerin güçlenmesi, halka daha sağlıklı hizmet vermesi, sağlıklı gelirlere kavuşması belediye başkanlarının Ankara'ya gidip para dilenmemesi gibi... Bütün onları savunacağız."CHP tam olarak da AB'nin istediği özerklik şartlarını kabul edeceğini Kılıçdaroğlu'nun ağzından deklere etmiş oldu. CHP Lideri bu açıklamalardan sonra sözlerine açıklık getirdi ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na Türkiye'nin koyduğu tüm çekinceleri kaldıracaklarını dile getirdi.Peki, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nda Türkiye hangi maddelere çekince koymuştu?1 Eylül 1988 yılında kabul edilen ve 1991 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilen söz konusu özerklik şartlarında 9 maddeye Türkiye çekince koymuştu. Bu 9 madde şöyle:1- Yerel makamları doğrudan ilgilendirilen planlama ve karar süreçlerinde kendilerine danışılması (Madde 4, Paragraf 6).2- Yerel yönetimlerin iç örgütlenmelerin kendilerince belirlenmesi (Madde 6, Paragraf 1).3- Yerel olarak seçilmiş kişilerin görevleriyle bağdaşmayacak işlev ve faaliyetlerinin kanun ve temel hukuk ilkelerine göre belirlenmesi (Madde 7, Paragraf 3).4- Vesayet denetimine ancak, vesayetle korunmak istenen yararlarla orantılı olması durumunda izin verilmesi (Madde 8, Paragraf 3).5- Yerel yönetimlere kaynak sağlanmasında hizmet maliyetlerindeki artışların mümkün olduğunca hesaba katılması (Madde 9, Paragraf 4).6- Yeniden dağıtılacak mali kaynakların yerel makamlara tahsisinin nasıl yapılacağı konusunda, yerel yönetimlere önceden danışılması (Madde 9, Paragraf 6).7- Yapılacak mali yardımların, yerel yönetimlerin kendi politikalarını uygulama konusundaki temel özgürlüklerini mümkün olduğu ölçüde ortadan kaldırmaması (Madde 9, Paragraf 7).8- Yerel yönetimlerin haklarını savunabilmeleri için uluslararası yerel yönetim birimleriyle işbirliği yapabilmeleri, uluslararası birliklere katılabilmeleri (Madde 10, Paragraf 2 ve 3).9- Yerel yönetimlerin iç hukukta kendilerine tanınmış olan yetkileri serbestçe savunabilmek için yargı yoluna başvurabilmeleri (madde 11).Ankara, belediyelere danışmak zorunda kalacakDikkat edilirse Türkiye'nin 1. çekincesi kaldırıldığında hükümet 'planlama ve karar' süreçlerinde belediyelere danışmak zorunda kalacak. Hükümet bir karar alırsa belediyeler kendilerine danışılmadığı için keyfi bir şekilde engel olabilecekler. Çekincenin 6. maddesinde ifade edildiği gibi mali konularda da Türkiye'de hükümet yerel yönetimlere danışmak zorunda kalacak. Mali konularda, her türlü planlama ve karar süreçlerinde yerel yönetimlere soran bir merkezi hükümet mi güçlüdür yoksa o yerel yönetim mi? Bu soru üzerinde sağlıklı bir şekilde düşünüldüğünde Türkiye'de devlet güçsüzleştirilirken yerel yönetimlerin yetki ve güçlerinin artırıldığı görülmektedir.Kılıçdaroğlu söz konusu çekinceleri ortadan kaldırırsa Türkiye Irak'a dönüşecektir. Bugün Irak'ta kâğıt üstünde bir merkezi hükümet vardır ama sözü kendine bile geçmemektedir. Kimin sözü geçiyor? Irak'ta bölgesel yönetimlerin, yani Barzani'nin sözü geçiyor. Hükümetten zaman zaman 'Türkiye tek merkezden yönetilemez' şeklindeki açıklamalar duyuyoruz. Türkiye asıl yerel yönetimlere Kılıçdaroğlu'nun dediği özerklikleri verdiği zaman tek merkezden yönetilemez hale getirilmiş olacaktır.Belediyeler Türkiye'ye dava açabilecekTürkiye'nin koyduğu 8. çekince kaldırıldığı zaman belediyeler kendi kendilerine uluslar arası birliklere katılabilecekler. Uluslar arası ilişkiler geliştirebilecekler. Bunun hangi noktalara varacağını şimdiden kestirmek çok zor. Ama bu konuda Türkiye'nin başının çok ağrıyacağı kesin. Yerel yönetimlerin yargı yoluna başvurabilmelerinin önü açıldığında ise Türkiye'ye karşı özellikle uluslar arası mahkemelerde binlerce dava açılacaktır. Burada ifade edebildiklerin şüphesiz özerkleşmenin getireceği sorunlar açısında buzdağının görünen yüzü. Tahmin edebildiğimizden çok daha fazla sorunlar doğacak. Kılıçdaroğlu dediklerini yaparsa Türkiye'de artık bir üniter yapıdan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Türkiye yerel yönetimlerin yönettiği, AKP hükümetinin da hayallerini süsleyen federasyonların baskın olduğu gevşek, parçalanması an meselesi olan bir devlet haline getirilmiş olacaktır. Bu hedefte Kılıçdaroğlu'yla Erdoğan arasında bence çok fark yok. İkisi de özerklik istiyor, ikisi de üniter yapıyı yok edecek tekliflerde bulunuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024