Yere göğe sığdırılamayan Osmanlı'mız en son tahlilde ülkeyi tam bir borç batağına sürüklemişti.
Ödenemeyen borçlar karşılığında ise yedi düvel sınırlarımızı kevgire çevirecek ve iç bölgelere kadar gelip yurdu ateşe verecekti.
Borç yüzünden ülke tümüyle düşmanın eline geçecekti ki, önlerine gök taşı gibi düşen büyük deha Mustafa Kemal Atatürk, Allah'ın büyük hesabı gereği durumu tersine çevirmeye muktedir olacaktı ve de oldu.
Atatürk, Aralık 1932'de Şükrü Saracoğlu ve heyetini alacaklılarla görüşmek üzere Paris'e gönderip "üstlenilen Osmanlı borçlarında indirim yapılmasını, aksi halde Türkiye'nin ödeme yapmayacağını" iletti.
Görüşmeler sonunda Nisan 1933'de, "107.528.463 altın liralık Osmanlı borçlarından yüzde 90,8 oranında indirim yaptırılarak, üstlenilen borçlar 9.874.751 altın liraya indirilip, karşılığı olan 962.636.000 Fransız frangı üzerinden yüzde 7,5 faizle 20 yılda ödenmesi" kabul ettirildi.
Atatürk'ün sağlığında bu borçların yüzde 42,6'sı, İnönü zamanında bakiyesi 1938-1944 arasında vaktinden 10 yıl önce ödenmiştir. Atatürk zamanında ödenen Osmanlı borçlarının bugünkü alım gücü, 138 milyar, İnönü zamanında ödenenlerin ise 225 milyar ABD dolarıdır.
Dış borçlarda yüzde 90,8 indirim yaptırıldıktan sonra sıra nöbetçi asker bile koymadığımız Türk Boğazlarına İstanbul ve Çanakkale'ye gelmiştir.
Boğazlar Sözleşmesinin değiştirilmesi amacına ulaşmak için Ayasofya konusunda yürütülen strateji ve baskı diplomasisi Rusya ve şaşırtıcı bir şekilde Yunanistan üzerinde işe yaradı ve Sovyet Rus ve Yunanistan delegeleri Türkiye'nin talebinin makul olduğunu belirterek, Türkiye'yi desteklediler.
Rusya ve Yunanistan desteği ile "Boğazlar diplomasisine" devam edilmesi sonunda, İtalya dışındaki büyük devletler de talebimizin makul olduğunu deklare edince, 10-11 Nisan 1936'da Montrö'de gerçekleşen Milletler Cemiyeti toplantısında, Boğazlar rejiminin Türk ülkesinin dokunulmazlığını ve güvenliğini sağlayacak ve Akdeniz-Karadeniz arasındaki ticari ulaştırmayı garantiye alacak anlayışla yeni bir anlaşmaya hazır olduğumuz" notası verildi.
İş sonunda tamama erdi ve bugünkü haliyle büyük önderimiz Karadeniz'in bir barış denizi olmasını sağlayacak değişikliği Lozan anlaşmasında yaparak, Türk yurdunu emniyete almış oldu.
Osmanlı'nın her yönüyle batırdığı Türk coğrafyasında adeta bir güneş gibi doğan, Ehl-i Beyt torunu Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz minnet ve şükranlarımızla…
O'nu hakkıyla Türk milletine tanıtan, Ehl-i Beyt aşığı, Atatürk sevdalısı Haydar Baş Bey'e sonsuz selamlar olsun.
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025
- İktidar çok tehlikeli oynuyor! / 26.03.2025
- Suriye için tek çözüm: Atatürk modeli / 25.03.2025