Her konuda olduğu gibi özellikle sosyal, siyasal konularda, millet meselelerinde işin ehli olan her görüş ile istişare yapmanın yapana, yapılana, millete ve işe birçok faydaları vardır. İstişarenin, istişare yapana faydalarını izaha gerek yok. Çünkü "istişare eden yanılmaz" hadisinin gereğini yerine getirmiştir. Böyle birisi kolay kolay yanlış iş yapmaz, hataya düşmez. İstişare ile yaptığı işten dolayı pişmanlık duymaz. İstişare sonucu yapılan işte bir hata ve sorun yaşansa bile sorumluluğu paylaşacak başkaları da olduğu için insanı rahatlatır.
İstişarenin, istişare edilenlere de bir takım faydaları vardır.
Ancak istişare edileceği zaman yapılacak işin ehli ile istişare edilmelidir. Zira her işin bir erbabı ve ehli vardır. Ancak bu ehillerde de yanılmamak gerekir. Ehillerde yanılgı olduğu zaman hatalar çok yapılır bazen hüsranlar bile getirir.
Kısacası istişare bilenlerle, işin ehli, tecrübeli, konunun uzmanı olan kişilerle yapılmalıdır. Bunlar yok sayılmamalıdır. Bunların yok sayılmaları inançlı, ilkeli, hak ve doğrulardan taraf olan insanları sarsar-üzer. Bunlara danışmak, fikirlerine başvurmak, görüşlerini almak gerekir. Bu, her şeyden evvel onlara saygı duymak, ilme ve ehliyete değer vermektir.
Bu davranış, istişare edilen kişilere hem onur ve hem de şevk verir. Böylece varlıklarının önemini, gerekliliğini bizzat görmüş, yıllardır elde ettikleri birikimlerinin işe yaradığını anlamış olurlar ve daha fazla üretim ve hizmet için gayret sarf ederler.
Masum Enbiya ve Ehl-i Beyt dışında hiç kimse fikir ve düşüncelerde tek başına "yeterli" olamaz. Hz. Peygamber Efendimize verilen istişare emri ise istişare kavramının önemini vurgulamak ve bu kavramı Müslümanların arasına yerleştirmek içindir. Yine hiç kimse, tek başına ben "her şeyi biliyorum, kimseye ihtiyacım yoktur" iddiasında bulunamaz. Bu iddiada bulunanların sonu felaket olmuş ve böyleleri yalnızlığa mahkûm edilmişlerdir. Bu durum kişiler için geçerli olduğu gibi ülkeler, kurumlar için de geçerli olacaktır. ?Bir iş yapılacağı zaman "istişare etmek" bu sebeplerden dolayı çok önemlidir. Özellikle İslam dünyası veya bir bölgedeki Müslümanlara yönelik oluşum ve bir şeyler yapılıyorsa bunlara karşı sergilenecek tavır, yapılacak şeyler meşveret ile karara bağlanmalıdır. Evet, bazıları bizler istişare ettik diyebilirler. Ancak kimlerle istişare yapıldığı çok önemlidir. Üç-beş-yedi-on-yirmi-otuz-elli- yüz yıllık strateji ve taktik üretme, geliştirme kabiliyetine sahip olmayan, dünyayı kendi yaşadığı mahalleden, sokaktan, şehirden ibaret sayan kimliklerle istişarenin hiçbir faydası olmayacağı gibi zarar da doğurabilir. Aksi halde, rüzgâr eken fırtına biçer.
İstişare hakkındaki ayetler genelde bilindiği için bu ayetleri burada vurgulamayı gerekli görmüyorum. Bu ayetlere rağmen, inandıklarını söyleyenlerin, ehil insanlara danışmadan bazı işlere kalkışmaları, büyük bir çelişkidir!?Yapılan yanlışlar, sadece kişilerin kendileriyle sınırlı kalsa bir noktaya kadar hadi neyse denilebilir. Ama bu yanlış bir millete mal oluyor, ceremesini toplum çekiyorsa bu vebalin altından kim kalkabilir! İşte bu noktada yarın vebalin altında kalmak istemeyenler bu günden konuşma-yazma gereği duyarlar. Ancak konuşurken veya yazarken insafı da elden bırakmamak gerekir...
İstişarenin, istişare edilenlere de bir takım faydaları vardır.
Ancak istişare edileceği zaman yapılacak işin ehli ile istişare edilmelidir. Zira her işin bir erbabı ve ehli vardır. Ancak bu ehillerde de yanılmamak gerekir. Ehillerde yanılgı olduğu zaman hatalar çok yapılır bazen hüsranlar bile getirir.
Kısacası istişare bilenlerle, işin ehli, tecrübeli, konunun uzmanı olan kişilerle yapılmalıdır. Bunlar yok sayılmamalıdır. Bunların yok sayılmaları inançlı, ilkeli, hak ve doğrulardan taraf olan insanları sarsar-üzer. Bunlara danışmak, fikirlerine başvurmak, görüşlerini almak gerekir. Bu, her şeyden evvel onlara saygı duymak, ilme ve ehliyete değer vermektir.
Bu davranış, istişare edilen kişilere hem onur ve hem de şevk verir. Böylece varlıklarının önemini, gerekliliğini bizzat görmüş, yıllardır elde ettikleri birikimlerinin işe yaradığını anlamış olurlar ve daha fazla üretim ve hizmet için gayret sarf ederler.
Masum Enbiya ve Ehl-i Beyt dışında hiç kimse fikir ve düşüncelerde tek başına "yeterli" olamaz. Hz. Peygamber Efendimize verilen istişare emri ise istişare kavramının önemini vurgulamak ve bu kavramı Müslümanların arasına yerleştirmek içindir. Yine hiç kimse, tek başına ben "her şeyi biliyorum, kimseye ihtiyacım yoktur" iddiasında bulunamaz. Bu iddiada bulunanların sonu felaket olmuş ve böyleleri yalnızlığa mahkûm edilmişlerdir. Bu durum kişiler için geçerli olduğu gibi ülkeler, kurumlar için de geçerli olacaktır. ?Bir iş yapılacağı zaman "istişare etmek" bu sebeplerden dolayı çok önemlidir. Özellikle İslam dünyası veya bir bölgedeki Müslümanlara yönelik oluşum ve bir şeyler yapılıyorsa bunlara karşı sergilenecek tavır, yapılacak şeyler meşveret ile karara bağlanmalıdır. Evet, bazıları bizler istişare ettik diyebilirler. Ancak kimlerle istişare yapıldığı çok önemlidir. Üç-beş-yedi-on-yirmi-otuz-elli- yüz yıllık strateji ve taktik üretme, geliştirme kabiliyetine sahip olmayan, dünyayı kendi yaşadığı mahalleden, sokaktan, şehirden ibaret sayan kimliklerle istişarenin hiçbir faydası olmayacağı gibi zarar da doğurabilir. Aksi halde, rüzgâr eken fırtına biçer.
İstişare hakkındaki ayetler genelde bilindiği için bu ayetleri burada vurgulamayı gerekli görmüyorum. Bu ayetlere rağmen, inandıklarını söyleyenlerin, ehil insanlara danışmadan bazı işlere kalkışmaları, büyük bir çelişkidir!?Yapılan yanlışlar, sadece kişilerin kendileriyle sınırlı kalsa bir noktaya kadar hadi neyse denilebilir. Ama bu yanlış bir millete mal oluyor, ceremesini toplum çekiyorsa bu vebalin altından kim kalkabilir! İşte bu noktada yarın vebalin altında kalmak istemeyenler bu günden konuşma-yazma gereği duyarlar. Ancak konuşurken veya yazarken insafı da elden bırakmamak gerekir...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012