Onurlu siyaset ve onurlu duruş

Türkiye'nin ve Türk milletinin "idaresi"nde iki büyük tıkanıklık bir arada yaşanıyor.Biri "onursal" tıkanıklık, diğeri "çözümsel" tıkanıklık?Bunlar, daha çok "devlet idaresi"ndeki "sivil zaafiyet"ler olarak kendini göstermektedir."Onursal" tıkanıklık, milletin idaresini deruhte edenlerde "olmazsa olmaz" esaslardan olan "milli şuur, milli kimlik ve Türk medeniyete aidiyet"teki örselenmelerden ve aşınmalardan kaynaklanıyor. Bu zaafiyet, "Türk'üm" demekten yüksünen, "Türkiyeliyiz" kavramıyla top çeviren bir Başbakan profili ortaya çıkarmıştır. Bu zaafiyet, yüce Türk milletinin asırlar boyunca insanlığa adalet ve emniyet dağıtan medeniyetimizi, Batı'nın entrika, işgal, zulüm ve ihtiras yüklü Haçlı medeniyetiyle ittifak ettirmeye çalışan bir hükümet başkanı portresi ortaya çıkarmıştır. Bu zafiyet, ne pahasına olursa olsun Avrupa Birliği diyen bir idare tarzı ortaya çıkarmıştır. Bu zaafiyet, Amerikan conilerinin askerimizin başına çuval geçirdikleri hassas anda bile ya kiraz festivaline veya botanik bahçe açılışına kapak atan ve başımıza PKK'nın yanı sıra Kürdistan çorabı ören ABD ile ne pahasına olursa olsun "stratejik ortaklık"ta ısrar eden hükümet kurmaylarını ortaya çıkarmıştır.Bu zaafiyet, uğruna can attıkları Avrupa Birliği'nin siyasi kriterlerinin kalbi sayılan Danimarka'da gümrük kapısında 3. sınıf turistlere reva görülen arama muamelesini hazmederek ortalıkta dolandıktan sonra hangar kapılarından içeriye giren bir bakan portresi ortaya çıkarmıştır.Milli kimlik ve medeniyetimize aidiyetten savrulmak suretiyle oluşan bu zaafiyet, millet idaresinin tamamına yakın alanlarında "mandacı bir yönetim" karakterini ortaya çıkarmıştır.Türk milleti, bu "onursal zafiyet"ten mustariptir.Bu sebeple, Türk milleti, Beyazsaray kapısında kendisini aramaya kalkan ABD elemanlarına rest çekip görüşme mahallini derhal terk eden Org. Ergin Saygın Paşa'nın "onursal duruş"unu alkışlamaktadır.Bu sebeple Türk milleti, it dalaşlarını karakter haline getiren Yunan'a, KKTC kuruluş resepsiyonunda "Ege'de bir uçağımız düşerse, en az iki uçağınızı düşürürüz" diye kükreyen Org. Faruk Cömert'in "onursal duruş"unu alkışlamaktadır.Türk askeri ve komutanlarındaki bu "onurlu duruş"un "kainat devleti" çapına taşınacak bir kuvvete dönüşmesi, siyasetteki onurlu duruşa bağlıdır. Türklük kimlik ve kişiliğinde problemi olan Türkiyeliler ve ecnebiler ise bu "onursal duruş"tan ırganmaktadırlar.İkinci zafiyet ise "çözümsel tıkanıklık"tır.Türk siyaset, maalesef milletim meselelerine çözüm üreten bir mekanizma olmaktan çıkmıştır.Meclis, adeta AB, ABD, IMF, Vatikan ve gayr-ı müslim azınlıkların taleplerini karşılamak dışında iş görmeyen bir mekanizmaya dönüştürülmüştür.Ekonomideki çöküş ve batağa çözüm üreten yoktur.İşsizliğe, üretimsizliğe, tarım ve sanayideki bitmişliğe çare sunan yoktur.Varsa yoksa IMF paketi ve "ecnebi aklı" ithal edilmektedir.; partilerimiz bu karaktere bürünmüşlerdir.Çözümsel tıkanıklık ise, ecnebi toplum mühendislerinin katalizatörlük misyonlarıyla onursal tıkanıklığı kamçılamaktadır.Bütün bu zafiyetlerden korunmuş tek parti vardır; o da BTP'dir.BTP, siyasette "çözüm ve onurlu duruş"un tek adresi olarak, Türk milletinin yegane umudu ve ufkudur.