Toplumumuzun gidişatından rahatsız olmayanımız yok gibidir.Her bir olayda, toplum çürüdü, diye sızlanmıyor muyuz?Adeta, istisnasız her konuşmamızda, her sohbetimizde, toplum şirazesinden çıktı, diye şikayetlenmiyor muyuz? Birçok olayda, insanlık kalmadı ki kardeşim, demiyor muyuz?Herhalde “nirengi nokta”yı gözden kaçırıyoruz.Toplum, insanların iç dünyasının görüntüsüdür, insan denen varlığın aynasıdır, der Prof. Dr. Haydar Baş bey.Toplum biziz; ben, sen, o, biz… Hepimiz.O halde bu hikaye, bizim hikayemiz.İnsan gönüldür, gönül, tespiti de Prof. Dr. Baş’a ait…İnsanlığımızı kendi özümüzde yitirdik adeta.Gönüller yoksullaştı.İç dünyamız çoraklaştı.Ölçü kalmadı.Adalet duygusu can çekişiyor.Merhamet çekildi.Hayayı, edebi, saygıyı, sevgiyi, ilmi, irfanı, iz’anı, emanet duygusunu, emanete riayeti, emaneti sahibine vermeyi gönüllerde kaybettik.Kalpleri incelten ölüm ve ötesini unuttuk; gönüllerimizi öldürdük.İslam ve insanlık erdemleriyle donanmış yüreği ifade etmek bağlamında “adam olmak” diye köklü bir esas vardı literatürümüzde… Adam olmanın mukaddes-geleneksel ölçüleri kalmadı artık!Adam olmayı mal sahibi olmaya, makam, şan ve şöhret sahibi olmaya bağladık.İşte bu kavşakta yoksullaştık.Yanlış anlaşılmasın… İmkanlarımız genişledi, varlığımız çoğaldı. Lakin yokluk ve yoksulluk, gönüllerimizden başlayarak tüm toplumu sardı. Bu başka bir yoksulluk, asıl yoksulluk! Hz. Peygamber’in “Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil; gönül zenginliğidir” (Buharî, Sahih, Rikak 15; Müslim, Sahih, Zekat 130) buyurarak haber verdiği, gerçek zenginliğimizi, gönül zenginliğimizi, adamlığımızı yitirdik adeta...İnsanlık hasletlerimizi harcadık!Gönüllerimiz dünyevileşti… Yüreklerimizi, ihtiraslarımıza kurban verdik; içimiz fakirleşti, içimiz çoraklaştı. İş o raddeye vardı, nefislerimizin ihtirasları ve içimizin fakirliği öyle bir hal aldı ki; Hz. Peygamberin “Fakirlik, küfür olayazdı” (Nesefi, Bahr-ül-Kelâm, s. 28-29, Konya 1327-1329); “Hacet, küfür olayazdı” (Taberanî; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VIII. 78) ikazıyla haber verdiği küfür illeti, yüreklerden topluma doğru sirayet ediyor.Cahilleştik; okumuş cahiller topluluğu oluverdik.Kabalaştık.Yüreklerde dağıldık; toplumu dağıttık…Huzurlu toplumu inşa etmenin yolu, gönüllerden geçiyor, adaleti, rahmeti ve ölçüyü kuşanmış gönüllerden…Cahiliyye toplumundan Asr-ı Saadet gibi insanlığa yegane örnek bir toplum inşa eden rahmet peygamberi Hz. Muhammed’e ilahî tavsiye böyledir; sünnetullah budur:“Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi… Onlar için Allah’tan bağışlama dile. Onlarla müşavere et.” (Âl- İmran, 3/159).Gönüller çoraklaşınca; yüzlerden “maliyetsiz sadaka olan tebessüm” bile bitti, hal hatır etmek bitti.Gönüllerdeki çoraklık bu olunca, onun yansıması olan toplum aynasında başka ne görülsün!Gönüllerdeki çoraklık yüze vurmuş, mahkeme duvarı olmuş!Yüreklerdeki yoksulluk dışa vurmuş, robot gibi donuk tip ortaya çıkmış! Bütün bu tek tek gönüllerin toplamı, “toplum” olmuş…Geçen zaman yüreklerimizden bir şeylerimizi alıp götürdü. İnsana kıymet vermek, kimsesizin elinden tutmak, yoksulun-yetimin sahibi olmak, gönül zengini olmak, huzur ve güven gitti… Yerini hiddet, şiddet, hınç, ihtiras, bencillik, riyakarlık, kaba kudret ve zulmün çeşitli tonları aldı!Siyasette kavga, ticarette dalaş, devlette kapışma, millette ayrışma, adliyede-emniyette kavga, medyada hiddet, sporda şiddet, ailede ve cemiyette ihtilaf, bölgede ve dünyada savaş… alıp başını gidiyor.Dün Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş’in Trabzon-Galatasaray maçı sonrasındaki feryadı, sporda bile kendini gösteren böyle bir iç kavgayı haber veriyor… Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş bey, yüreklerde oluşturulan derin ve içten ihtilafların, nasıl bir toplumsal bölüme ve dağılma ile neticelendiğini Yugoslavya örneğiyle hatırlatıyor, alakasız gibi görünen Dinamo Zagreb-Kızılyıldız maçının nasıl bir bölünme kıvılcımı haline getirildiğine dikkat çekiyor.Fert fert her bir gönül üzerinde ve toplamda tüm Türk milleti üzerinde böyle bir toplum mühendisliği yapılıyor.Gönüllerde ölçü, ilim, irfan, iz’an, iman ve insanlık kaybolmaya yüz tuttuğu nispette; hiddet, şiddet, kavga ve ihanet toplumu halini aldık. Ölçüsüz ve sevgisiz bir toplum türetiliyor.Fertlerin yüreklerinin toplamından ölçüsüz, erdemsiz, huzursuz, sevgisiz, kof, kavgacı, kalleş, ihanetten ve haksız yere savaşa tutuşmaktan zevk alan, kan kokusunu enfiye gibi burnundan içine çekmeyi özleyen bir toplum ortaya geldi.Allah, böyle bir fert ve böyle bir toplumun yüzüne rahmet nazarıyla bakmaz, yüreklerini katılaştırır, yerden-gökten bereketini keser.Medeniyetimizin ölçüleriyle, geçmişten bugüne hamurumuzun mayası olan alemlere rahmet Hz. Muhammed’in rahmeti, Ehl-i Beyti’nin sevgisi ve ağzı dualı kulların nefesi ve duasıyla yüreklerimizi yeniden yeşertelim. Bu bağlamda birbirimize sahip çıkalım, birbirimizi güzele, doğruya ve doğruların safına taşıyalım ki, gönüllerimiz kurtulsun, birlikte kurtulalım, toplum kurtulsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019