O, hayatını noktasıyla, nüktesiyle dolu dolu yaşadı. 73 yıla adeta 750 yılı sığdırdı. Her fırsatta nihai hedefinin, 'Allah rızası' olduğunu beyan etti. Defalarca şahit oldum, her sıkıntıda, belada, kendisine kurulan tuzaklarda hep o ayeti kerimeyi dile getirirdi; 'Allah, bize yeter. O, ne güzel vekildir'. (Ali İmran 173)
O'nun işitmesi, görmesi, duyması, gülümsemesi, kızması, konuşması, ilmi, iradesi kısaca hayatı Allah içindi, Allah rızası içindi.
Hayatı boyunca iman konusunda, İslam konusunda, Ehl-i Beyt konusunda, insan, vatan ve millet konusunda zerre taviz vermedi.
Aynı şekilde karşısındaki kim olursa olsun, hangi kuvvet ve kudrette olursa olsun haksızlık karşısında, fitne karşısında, devlet ve milletin aleyhine olacak her adım karşısında bütün varlığıyla mücadele etti.
O adeta toprak gibiydi. İyi olanda faydalandı O'ndan, kötü olanda.
O adeta bulut gibiydi. İyi olanda gölgelendi O'ndan, kötü olanda.
O adeta yağmur gibiydi. Sevenlerini de rahmet oldu, sevmeyenlerini de.
'Ben, bu milletin aşıyım' dedi. 'Açıyım, gözyaşıyım. Damarında akan kanıyım. Ben, canıyım bu milletin' dedi.
'Ben, bu milletin fakiriyim. Ben, bu milletin zenginiyim. Benbu milletin kendisiyim' dedi ve dediklerinin tek tek ispatladı.
Bakın! (Ehl-i Beyt'in sevilmiş ve seçilmişliği kalp, baş, göz üstüne) birçoğumuz bu kıymetin, itikadın neredeyse ismini bile bilmezdik. Gadir Hum'u, Sakife'yi, Fedek'i, Kerbela'yı hülasa hidayet kapılarını O'ndan öğrendik.
Dikkat edin! Artık hiç kimse Ehl-i Beyt hakikatini inkar edemiyor. Kerbela'da artık herkes tarafını seçmek zorunda kalıyor. Yezid'e tam lanet okunurken Muaviye'ye, 'hazret' diyenler artık düşünmeye başladı.
İşte bu yüzden toprak gibidir, dedim. Sevende faydalandı, sevmeyende.
'Hoş Geldin Atatürk' eserini ortaya koyarak, Atatürk hakkındaki bilgisizliğinden dolayı Ona atılan iftiralara ortak olanların imanını kurtardı. Atatürkçüyüm, diyenlere de çok büyük ufuklar açtı.
Dikkat edin! Artık eskisi gibi, 'Atatürk dinsizdir' denilemiyor. Zübeyde Annemize iftira atılamıyor.
Bu şer odakları, 'tamam, Müslüman'dı ama namaz kılarken hiç fotoğrafı var mı, hafızlık eğitimini nerede, kimden aldı' noktasına geldiler. İnşaallah yakında o fitne, küfür çukurundan da çıkarlar.
İşte bulut gibidir, dedik ya! Herkesi gölgelendirdi, ferahlattı.
Bizim kültürümüzde yağmur bereketin, bolluğun sembolüdür. Bu mealde O, tam bir yağmur gibiydi. Bütün insanlığa bereket oldu, bolluk oldu.
Evet, Milli Ekonomi Modeli ile insanlığa rahmet oldu, bereket oldu. Adı, dini, dili ne olursa olsun bu bereketten faydalanmak isteyenler o yağmura avuç açtılar. Rahmetten kaçanlar ise bin bir derde duçar oldular.
Maalesef devletimizi yöneten irade de, diğer siyasi iradelerde ve de milletimizde bu rahmette kaçtı.
Allah'ın selamı üzerine olsun Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, Şubat 2019'da İstanbul'da gerçekleştirilen bir programda bu acı gerçeği biraz sitemde ederek şöyle dile getiriyordu;
"Dünyayı, ekonomi modeli ile yönlendiren benim. Türkiye'de bir tane muhtarlığım bile yok. Ama siz hep onları, sevindiriyorsunuz.
Benim sevindiğim gün sizin, cebinizin dolduğu gündür. Benim sevindiğim gün karnınızın doyduğu gündür. Benim sevindiğim gün milletimin bayram ettiği gündür. Çünkü ben, milletim için çalışıyorum. Hiçbir zaman, 'ben' diye adım atmadım".
Ve o büyük insanın, 'beni kaçırdınız. Benden sonrakilerini sakın kaçırmayın' sözlerinin mahiyetini o gün anlamamıştık. Ama bugün çok iyi anlıyoruz.
Ve O'ndan sonraki; "Bizim var bi hayalimiz. Hayalimiz, 'tüm ümidim gençliktedir' diyen Atatürk'ün hayalidir.
Birlik, beraberlik, kardeşlik içinde birbirini anlayabilenlerin yaşadığı bir toprak hayalidir.
Hayalimiz, 'fakirlik suç sayılacak' diyen Oğuz Kağan'ın hayalidir.
Hayalimiz, 'devletin dini adalettir' diyen İmam Ali'nin hayalidir.
Hayalimiz, 'bizim dönemimiz başladı' diyen Haydar Hoca'nın hayalidir' diyen Hüseyin Baş'a hem kulak, hem de gönül veriyoruz.
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025