Kimi yolculuklar vardır, bitti sanılan yerde tekrar başlayan; 19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayıp 9 Eylül 1922'de İzmir'e ulaşan Mustafa Kemal'in yolculuğu da böyledir.
Yürüyoruz… Bugün o aydınlık yoldan ve O'nun izinden Baştürk, Hoca Atatürk Haydar Baş hocamızla yürüyoruz. "Hoş Geldin Atatürk" eseri ile tekrar yeniden doğduk ve Atamızı tekrar yaşanılır ve güncel kıldık. Yolumuz Atatürk ve Haydar Baş yoludur.
Çok duygulu ince, nazik ve narin bir insandır Mustafa Kemal Paşa Hazretleri… İnsanlara karşı oldukça sevgi dolu ve saygılı davranan Atatürk, hata yapanlara karşı her daim hoşgörülü ve bağışlayıcıdır. Gazi Paşa'nın nazik tavırlı ve ince düşünceli kişiliğini gösteren nice anılar vardır. Onlardan birisi şöyledir:
Florya Deniz Köşkü'nde bir gece dinlediği şarkılarla duygulanan Atatürk'ün ağlayışına şahit olan Sabiha Gökçen, ertesi gün gözyaşlarının sebebini sorar. Cevap vermeyen Atatürk, Yaveri Cevat Abbas'ı ve Sabiha Gökçen'i yanına alarak yola çıkar. Bir ara "Cevat, biz Anadolu'ya çıktığımızda hep bir ağızdan bir marş söylüyorduk hatırlıyor musun?" diye sorar. "Hatırlamaz olur muyum Paşam, 'Dağ başını Duman almış'..."
Hep bir ağızdan bu marşı söylerler. Marş bitince yine hüzünlenen Atatürk Sabiha Gökçen'e dönerek şunları söyler:
"Gökçen, ben bu toprakları seviyorum, yurdumun dağlarını, taşlarını... Göğünü, havasını seviyorum. İnsanlarını seviyorum. Köylüsünü, çiftçisini, ırgatını, işçisini, çobanını, sanatçısını, askerlerini, gencini, ihtiyarını tüm insanlarını seviyorum memleketimin... Bazı şarkılar bana bu insanlardan bir gün kopacağımı hatırlatıyor. Onlardan uzak düşeceğim ve bir gün onlarla olamayacağımı hatırlatıyor. İşte o zaman, şarkının sözleri ne olursa olsun içime bir ateş düşüyor. Ve sonradan gözyaşı olarak akıp gidiyor. Unutma Mustafa Kemal'ler de insandır ve onlar da zaman zaman şu ya da bu nedenlerle ağlamak isterler." (Oktay Verel, Sabiha Gökçen - Atatürk'le Bir Ömür)
"Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin her yanını mamur ve bayındır görmek istemektedir. Bir yurt gezisinde Sabiha Gökçen'e şunları söyler:
"İnsan ömrü, yapılacak işlerin büyüklüğü ve zorluğu karşısında çok cüce kalıyor, Gökçen. Geçtiğimiz yerlerde fabrikalar görmek istiyorum, ekilmiş tarlalar, düzgün yollar, tertemiz sağlıklı insanların yaşadığı evler… Büyük yemyeşil ormanlar görmek istiyorum, gürbüz çocukların, iyi giyimli çocukların, yüzleri sararmamış, dalakları şiş olmayan çocukların okuduğu okullar görmek istiyorum.
İstanbul'da ne medeniyet varsa, Ankara'ya ne medeniyet getirmeye çalışıyorsak, İzmir'i nasıl mamur kılıyorsak yurdumuzun her tarafını, Anadolu'nun her yerini aynı medeniyete kavuşturalım istiyorum. Ve bunu çok ama çok çabuk yapmak istiyorum. Dedim ya, insan ömrü çok büyük işleri başarabilecek kadar uzun değil. Mamur olmalı Türkiye'nin her tarafı, müreffeh olmalı… Ben yapabildiğim kadarını yapayım, sonra ne olursa olsun demek yok benim kitabımda. Geleceği, geleceğin Türkiye'sini, geleceğin halkını düşünmek benim görevim? Bir iş aldık üzerimize, bir savaşın üstesinden geldik, şimdi ekonomik alanda savaş veriyoruz, daha da vereceğiz. Bu heyecanı yaşatmak, bu heyecanın ürünlerini görmek gerek?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025