Ülkemizin birçok noktasında; "Uyuma, Müslüman kardeşine sahip çık", "Halep'te ölen benim", "Halep ölüyor", "Halep'te, Müslümanlar katlediliyor", "Halep'e sessiz kalma", Halep'e yol açın" pankartları asılıyor, sloganlarla yürüyüşler yapılıyor. Tabi Kur'an, tekbir olmazsa olmazları (!)
Bu pankart ve slogan tetikçileri yine dini söylemlerle insanları organize ederek ülkemizdeki İran ve Rusya elçiliklerine "Katil Putin, Katil Hamaney!", "Halep Halkı Yalnız Değildir!", "Katil Esed, Katil PKK!", "Müslüman Uyuma Kardeşine Sahip Çık!", sloganlarıyla yürütüyorlar.
Tabi bu tetikçilerin medya ayağı da var. Gazetelerinde, televizyonlarında, haberlerinde, yorumlarında çocuk ve kadınlar üzerinden artı mezhepler üzerinden insanımızı bir yerlere sürüklemeye çalışıyorlar.
Oysa ortada hala üzerinden kan damlayan, feryatlar yükselen bir tablo vardı. Irak tablosu ve Nur Bacının feryadı?
Bugün sokaklara pankart asan, slogan tetikçiliği yapan, bazı ülkelerin büyükelçilikleri önünde iman şovları düzenleyen, devletin kanalı TRT'de açıkça mezhep düşmanlığı yapan kişi, zihniyet, vakıf, dernek, kuruluş, cemaat, tarikat ve medyacılara soruyorum; NUR BACININ FERYADINI NEDEN DUYMAZLIKTAN GELDİNİZ? Oysa Nur Bacının mektubu size de gelmişti?
"Bismillahirrahmanirrahim
Allah için bizleri öldürün!
Halkıma, Ramadi'nin, Halidiye'nin ve Felluce'nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara?
Bu size, Amerikan Siyonist hapishanesi Ebû Garib'ten kardeşiniz Nur'un mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.
Siz sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup, sevdiklerinizle bir arada otururken, sizler derin uykuda iken Amerikalıların bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim!..
Hayvanî zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin?
Siz ey bizim dinî liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!
Amerikalıların bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvanî eziyetler karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz?!
* * *
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi Amerikalılara ve Siyonistlere mi sattınız? Haysiyet ve şerefinizi ne çabuk kaybettiniz?..
Amerikalılar, Ebû Garib'te namusunuzu her gün ayaklar altına alıyor. Mektubumu okuyanları, Allah adına, Ebû Garib Hapishanesi'ndeki vahşiliklere dur demeye çağırıyorum. Buradaki insanlığa sığmayan işkenceleri durdurmak için sesinizi yükseltmeye dâvet ediyorum. Burada yapılanlar, Siyonistlerin hapishanelerde Filistinli gençlere ve kadınlara yaptıklarından daha berbat.
* * *
Elinize geçen bütün silahlarla bu hapishaneye saldırın! Hem onları hem de bizleri öldürün!
Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin!
Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve ülkemize daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün! Size yalvarıyorum; Allah için bizleri, Amerikalıları ve onların piçlerini öldürün!
Allah rızası için! Size yalvarıyoruz. (Bacınız Nur)"
Evet, Nur Bacı ve onbinlerce Iraklı Müslüman kardeşimiz böyle feryat ediyordu.
Tabiî ki bir Müslüman'ın ne Irak'ta, ne Suriye'de, ne Yemen'de, ne Ankara'da ve ne de dünyanın herhangi bir yerinde katledilmesine, zulmedilmesine gönlümüz razı değil. Elimizle, dilimizle, kalbimizle buna dur, demeye çalışıyoruz.
Amma! Bizler ikiyüzlülüğe yani münafıklığa da karşıyız.
Dün bu sesi duymayan, 2 milyon Müslüman'ın katline karşı kılı kıpırdamayan, hiçbir yürüyüş, gösteri düzenlemeyen, hiçbir ülke ve izlenen siyaseti eleştirmeyen ama bugün ortalıkta iman şovları yapanlar bilin ki alçaktır, haindir, münafıktır. Bunların oyunlarına gelmeyin. Yoksa hepimiz kaybedeceğiz?
Bu pankart ve slogan tetikçileri yine dini söylemlerle insanları organize ederek ülkemizdeki İran ve Rusya elçiliklerine "Katil Putin, Katil Hamaney!", "Halep Halkı Yalnız Değildir!", "Katil Esed, Katil PKK!", "Müslüman Uyuma Kardeşine Sahip Çık!", sloganlarıyla yürütüyorlar.
Tabi bu tetikçilerin medya ayağı da var. Gazetelerinde, televizyonlarında, haberlerinde, yorumlarında çocuk ve kadınlar üzerinden artı mezhepler üzerinden insanımızı bir yerlere sürüklemeye çalışıyorlar.
Oysa ortada hala üzerinden kan damlayan, feryatlar yükselen bir tablo vardı. Irak tablosu ve Nur Bacının feryadı?
Bugün sokaklara pankart asan, slogan tetikçiliği yapan, bazı ülkelerin büyükelçilikleri önünde iman şovları düzenleyen, devletin kanalı TRT'de açıkça mezhep düşmanlığı yapan kişi, zihniyet, vakıf, dernek, kuruluş, cemaat, tarikat ve medyacılara soruyorum; NUR BACININ FERYADINI NEDEN DUYMAZLIKTAN GELDİNİZ? Oysa Nur Bacının mektubu size de gelmişti?
"Bismillahirrahmanirrahim
Allah için bizleri öldürün!
Halkıma, Ramadi'nin, Halidiye'nin ve Felluce'nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara?
Bu size, Amerikan Siyonist hapishanesi Ebû Garib'ten kardeşiniz Nur'un mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.
Siz sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup, sevdiklerinizle bir arada otururken, sizler derin uykuda iken Amerikalıların bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim!..
Hayvanî zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin?
Siz ey bizim dinî liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!
Amerikalıların bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvanî eziyetler karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz?!
* * *
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi Amerikalılara ve Siyonistlere mi sattınız? Haysiyet ve şerefinizi ne çabuk kaybettiniz?..
Amerikalılar, Ebû Garib'te namusunuzu her gün ayaklar altına alıyor. Mektubumu okuyanları, Allah adına, Ebû Garib Hapishanesi'ndeki vahşiliklere dur demeye çağırıyorum. Buradaki insanlığa sığmayan işkenceleri durdurmak için sesinizi yükseltmeye dâvet ediyorum. Burada yapılanlar, Siyonistlerin hapishanelerde Filistinli gençlere ve kadınlara yaptıklarından daha berbat.
* * *
Elinize geçen bütün silahlarla bu hapishaneye saldırın! Hem onları hem de bizleri öldürün!
Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin!
Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve ülkemize daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün! Size yalvarıyorum; Allah için bizleri, Amerikalıları ve onların piçlerini öldürün!
Allah rızası için! Size yalvarıyoruz. (Bacınız Nur)"
Evet, Nur Bacı ve onbinlerce Iraklı Müslüman kardeşimiz böyle feryat ediyordu.
Tabiî ki bir Müslüman'ın ne Irak'ta, ne Suriye'de, ne Yemen'de, ne Ankara'da ve ne de dünyanın herhangi bir yerinde katledilmesine, zulmedilmesine gönlümüz razı değil. Elimizle, dilimizle, kalbimizle buna dur, demeye çalışıyoruz.
Amma! Bizler ikiyüzlülüğe yani münafıklığa da karşıyız.
Dün bu sesi duymayan, 2 milyon Müslüman'ın katline karşı kılı kıpırdamayan, hiçbir yürüyüş, gösteri düzenlemeyen, hiçbir ülke ve izlenen siyaseti eleştirmeyen ama bugün ortalıkta iman şovları yapanlar bilin ki alçaktır, haindir, münafıktır. Bunların oyunlarına gelmeyin. Yoksa hepimiz kaybedeceğiz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025