Malum, Nobel ödülleri dağıtıldı, ekonomi ödülü ise İskoç asıllı İngiliz iktisatçı Angus Deaton'a verildi. Ödülün Deaton'a veriliş nedeni, tüketim, yoksulluk, eşitsizlik, barınma, sağlık, refah ve ekonomik kalkınma ile ilgili yaptığı analizler? Tüketim konusunda da özellikle bireylerin tüketim tercihlerine yönelik grafiksel çalışmaları var.Deaton'un araştırmasında odaklandığı husus, refahı güçlendiren ve yoksulluğu en aza indiren bir ekonomik politika oluşturmak için bireysel tüketim tercihlerinin anlaşılması?Ödüle layık görülmesinin gerekçesi olarak, "Angus Deaton, bireysel tüketim tercihlerinin anlaşılması için herkesten daha fazla çaba harcamıştır. Deaton'un bireysel tercihlerle elde edilen sonuçları birbirine bağlayan araştırması, mikroekonomi, makroekonomi ve kalkınma ekonomileri alanlarında önemli bir değişime yol açmıştır" denildi.Ne hikmetse, bireysel tüketim tercihlerinin anlaşılmasına Nobel ekonomi ödülü layık görülüyor da, tüketimi ekonominin merkezine koyarak bunun üzerine dünya çapında, daha önce hiçbir örneği görülmemiş bir model ?Milli Ekonomi Modeli- ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e bir ödül layık görülmüyor. Halbuki, 25-26 Mart 2006 tarihlerinde Azerbaycan Bakü'de yapılan, 25 ülkeden 100'ü aşkın bilim adamının tebliğ sunduğu 2. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde Prof. Dr. Baş, katılan bütün bilim adamlarının imzasıyla Nobel'e aday gösterilmiş ve hatta Azeri Profesör Dünyamali Veliyev, "Prof. Dr. Haydar Baş'a bir değil, binlerce Nobel ödülü layık" demiştir.Nasıl layık olmasın ki, Deaton sadece bireysel tüketim tercihleri araştırmasıyla Nobel ödülü alıyor, kapitalizmin kısırdöngüsü içinde sadece vakıayı ortaya koyuyor, "durum budur" diyor, çözüm yok; Sayın Baş ise bireysel tüketimden, toplumsal tüketime kadar bütün tüketimi masaya yatırıyor, tüketmek için gerekli olan geliri ve bunların kaynaklarını bilimsel olarak formülüne varıncaya kadar ortaya koyuyor, bu tüketim için gerekli olan üretimi karşılayacak bir sistem oluşturuyor ve bu sistem üretim-tüketim dengesini sağlayabilecek tek sistem, başka bir örneği yok.Böyle bir bütüncül modele binlerce Nobel ödülü layık ama, demek ki Nobel bu modele layık değil.Dilerseniz işin biraz da teknik detaylarına girelim.Deaton'ın yaptığı çalışma, kapitalizmin sınırları içine hapsedilmiş, paranın belirli ellerde tekelleştiği, bireylerin ihtiyaç duyduğu tüketim için yeterli gelire sahip olmadığı bir toplumda yapılıyor.Ama bir gerçek var ki, yeterli gelire sahip olmayan bireyler, zorunlu olarak gerçek bir tüketim ortaya koyamazlar, ya da birçok bireysel tercihlerini ertelemek zorunda kalırlar.Örneğin, normal şartlar altında bireylerin belirli bir oranda kırmızı et tüketmesi gerekmektedir ama yeterli gelire sahip değilse beyaz ete yönelir ama bu, kırmızı etten alacağını ona kazandırmaz. Böyle bir durumda, "bu bireylerin tercihi beyaz ettir" sonucuna varmanız sizin doğru bir analiz yapmanızı sağlayacak mıdır?Ya da bireylerin gelir yetersizliği sebebiyle konut satın almaya değil de kiralamaya yönelmesi sizce onların gerçek tercihleri midir?Temeli de yanlış olan, insanların her türlü özgürlüğünü sınırlayan bir sistem içerisinde bireyler asla sağlıklı bir tercih ortaya koyamazlar.Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde ise bireylerin tercihlerini tespit etmekten önce, tüketim için ihtiyaç duydukları gelir bizzat devlet eliyle kendilerine verilir. Bu 5000 TL asgari ücrettir, 1500 TL ev hanımı maaşıdır, 1000 TL vatandaşlık maaşıdır ve diğer sosyal devlet projeleridir.Bu şekilde hem bireylerin sağlıklı bir tüketim yapabilmesi, gıda, barınma, sağlık, eğitim, iletişim, ulaşım gibi tüm ihtiyaçlarını kimseye muhtaç olmadan temin edebilmesi sağlanır; hem de milli gelir bireylere adil bir şekilde paylaştırılmış olur, bu da toplumsal refah, birlik ve beraberliğin temini demektir.Bir diğer konu ise, Sayın Deaton'ın aklıyla hareket eden İngiltere'nin bugün 1 trilyon dolar borcu bulunmaktadır, İngiliz halkı ise borç batağı içindedir; Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan Rusya ise bireylerini refah seviyesinin üzerine taşıyan, kendi iç huzurunu sağlayan ve de dünyada söz sahibi olan bir ülke haline gelmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025