Nisa suresinin 135. ayetini bir ayna olarak kabul ederek Müslümanım diyen her bir fert bu paslanmaz ve pörsümez aynanın karşısına geçmeli ve boyunun ölçüsüne tekrar tekrar bakmalıdır.Her işimizde, her davranışımızda, gidişimizde ve gelişimizde, inişimizde ve çıkışımızda Haktan yana mıyız değil miyiz?Şartlar ne olursa olsun, baskının ve zulmün hangi şiddeti ile karşı karşıya kalırsak kalalım, bulunduğumuz ortamda adaletin gerçekleşmesi için bütün gücümüzü ortaya koyuyor muyuz?Yapacağımız şahitlik bizzat kendi aleyhimize de olsa, annemizin, babamızın aleyhine de olsa, kabilemizin, aşiretimizin ve nihayet kendimizi ait hissettiğimiz partinin, derneğin, gurubun aleyhine de olsa dosdoğru şahitlik edebiliyor muyuz?Adaleti, Allah için şahitliği kendi çıkarımıza, yakınlarımızın çıkarına, partimizin, gurubumuzun çıkarına tercih edebiliyor muyuz?Sözünü ettiğimiz ayet-i kerimeyi bir ayna olarak bu gün Türk toplumuna tutsak acaba yüzde kaçı geçer not alır, acaba kaçta kaçı daima Haktan yana olma noktasında, adaleti gerçekleştirme hususunda sınıfı geçebilir?Bu aynayı ülkemizin doğusuna-batısına, güneyine-kuzeyine çevirsek ve insanımızı bu aynada seyretsek acaba, kendi aleyhine de olsa, annesinin babasının ve akrabalarının aleyhine de olsa dosdoğru şahitlik eden, haktan ve adaletten yana tavır koyan kaç insanımız çıkar?Bu konuları düşündükçe, kendi kendime bu hassas konularda kafa yormaya uğraştıkça ve etrafımda konuşulanlara, sergilenen tavırlara, savunulan batıllara, haksızlara, haksızlıklara bakınca hep Kamer suresinin şu ayetleri zihnime üşüşürler:"Yemin olsun, Firavun hanedanına da uyarılar gelmişti.Ayetlerimizin tümünü yalanladılar da Biz de onları onurlu ve güçlü birine yaraşır bir yakalayışla yakaladık.Bu kıssalardan hisseye gelince; şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraat mi var?Yoksa onlar, 'Biz yardımlaşır, bize karşı gelene zafer kazanır bir topluluğuz' mu diyorlar?" (Kamer:41-44).İşte sözünü ettiğimiz ayna, saçını sakalını tarayan geçsin karşısına:"Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin. Allah için şahitlik eden insanlar olun. Bu hükmünüz ve şahitliğiniz isterse bizzat kendiniz, anneniz, babanız ve yakın akrabalarınız aleyhinde olsun. İsterse onlar zengin veya fakir bulunsun; çünkü Allah her ikisine de sizden daha yakındır. Onun için, sakın nefsinizin arzusuna uyarak adaletten ayrılmayın. Eğer dilinizi eğip bükerek gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün şahitlikten kaçarsanız, iyi bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025