Fitnelerin sağanak sağanak yağdığı, suyun ateş, ateşin su olduğu, haklının yalanlandığı, yalancının doğrulandığı, haramın helal, helalin haram gibi sahiplenildiği bir zaman diliminde yaşarıyoruz.
Toplumun sınır tanımadığı, ihtiraslarının peşine koştuğu bu ortamda hem nefis, hem de şeytan ile mücadele etmek tabii ki zor.
Haliyle üzerimize maddi, manevi tozlar, kirler, günahlar bulaşıyor. Bir tarafta inandığımız gerçekler diğer tarafta istemeden bulaştığımız maddi, manevi kirler.
Ne yapacağız? Kalabalıkların akıntısına kendimizi bırakıp, nefis ve şeytana karşı teslim bayrağı mı çekeceğiz?
Ne yapmamız, gerektiğinin cevabını Prof. Dr. Haydar Baş'tan alalım;
"Kul, hiçbir şart ve hiçbir halde Rabbinin mağfiret eşiğinden ayrılmamalıdır. Ne affedilmişliğin getireceği şımarıklık ve gevşeklik ne de bağışlanma ümidinin yokluğuyla gelecek olan küskünlük ve Hakk'a (c.c) dargınlık, çıkış yolu değildir, çıkmaz sokaktır.
Bu sebeple kul tövbeye sarılmalı ve her dem Rabbinin rahmet kapısını güzel amellerle, rahmeti celb edecek samimi ve ihlâslı gayretlerle çalmalıdır.
Asla ümidini yitirmemelidir. Zira ancak kâfir olan Hak'tan ümidini keser…" (Prof. Dr. Haydar Baş, İslam ve Hz. Mevlana sh:275)
"De ki; Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir." (Zumer 53)
Anlaşılacağı üzere O kapıdan başka kapı yok. O'ndan başka el açılacak yok. O'ndan başka sığınılacak yok. O'ndan başka affedecek de yok.
Kendimizi o kapıya, o kapıya götüren rehberlerin kapısına kilitleyeceğiz. Yani önce nefsimizi kurtaracağız. Biz doğru yolda olacağız.
Ama insanlar dünya hayatına kaptırmışlar kendilerini, nefislerinin arzularına uymuş ve her türlü melaneti işler hale gelmişler, bizlerde bundan etkileniyoruz, diyebilirsiniz! Diyoruz da!
Ne yapacağız o zaman?
Cevabı Peygamber Efendimiz döneminden alalım; Ebu Ümeyye eş-Şa'bani anlatıyor:
"Ey Ebu Sa'lebe dedim, şu ayet hakkında ne dersin; "Ey iman edenler! Siz, kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar vermez." (Maide 105)
Bana şu cevabı verdi; "Gerçekten bunu iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi Rasulullah'a sormuştum. Demişti ki;
"İyiliğe (doğruya) sarılın, Kötülükten de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir heva, (dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin, kendi reylerini (görüşlerini, fetvalarını) beğendiklerini müşahede edersen, o zaman kendine bak.
İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var, demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır.
O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir." (Ebu Davud, Melahim 17/4341); Tirmizi, Tefsir, 5/3060) İbnu Mace, Fiten 21)
Rabbim bizleri, nefsimiz, neslimizi ve hak yolda bir ve beraber olanları ahir zamanın fitnelerinden, şerlilerin şerlerinden muhafaza eylesin. (amin)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025