Üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi. Milli ve manevi varlığımızı felç edecek pek çok gelişme milletin gözü önünde cereyan ediyor ama kimsenin kılı kıpırdamıyor. Yüce dinimizin en temel ölçüleri ile oynanıyor; din adına yola çıktıklarını iddia eden birileri Kur'an'ın açık hükmüne rağmen dünyayı sömüren küresel aktörlere ve kuklalarına taşeronluk yapıyor, onların talep, talimat ve arzularına göre hareket ediyor. Her konuda taviz bir kural halini almış durumda. Bütün bu yaptıklarını basit bir maskenin ardına saklıyorlar. Millet ise daha önce şiddetle karşı çıktığı icraatların daha vahiminin altına imza atan, uygulayıcısı olanlara (sadece dindar bir görüntü verdikleri için) müsamaha ile bakıyor. Ama milletin bu mazereti geçerli kabul edilemez. Çünkü herkes doğru ölçüyü esas almalı, ona göre hareket etmeli. İnancımız, kültürümüz, milletimizin şanlı geçmişi bizler için ölçüler içermektedir. Bu ölçüler içerisinde zalimle işbirliği yoktur. Bu ölçüler içerisinde başka devletlerden, küresel güçlerden talimat almak yoktur. Bu ölçüler içerisinde iç ve dış siyasetini, ekonomisini çeşitli küresel güçlerin istediği şekilde yönetmek yoktur. Kar eden, stratejik ve ülke genelinde tekel olan kurumlarını, değerli madenlerini, toprağını yabancılara peşkeş çekmek yoktur. Takiyye/ikiyüzlülük yoktur. Hiristiyanı ve Yahudiyi yaren ve idareci kabul etmek yoktur. Yalan dolan yoktur. Allah'ın adını anıp sonra da rüşvet pazarlığı yapmak yoktur. Dün mücahitken bu gün ihale alabilmek için her şeyi mübah gören 'müteahhit' olmak yoktur.Ne vardır peki? İç ve dış siyasette, ekonomide, sosyal ve kültürel hayatta bağımsız olmak vardır. Maddi ve manevi değerlere sahip çıkmak vardır. Zalimin karşısında mazlumun yanında olmak vardır. Mertlik vardır. Doğru sözlü olmak, özü ile sözü bir olmak vardır. Rüşvet dahil her türlü haramı şeytanın pisliği görmek vardır. Menfaati için ilkelerinden taviz vermemek vardır. Müslümanı dost kabul etmek vardır. Samimi dindarlık vardır, milleti kucaklayan milliyetçilik vardır. Yani adamlık vardır, adam gibi adamlık. Başı dik alnı açık? adam gibi adamlık?İslam öyle ulvi bir din ki doğruca inanan ve gereklerini samimi olarak yerine getiren, her açıdan güzel bir insan olur. Elinden ve dilinden kimse zarar görmez. Zekası keskin, aklı selim, gönlü temiz, fikri berraktır gerçek müslümanın. Ve onun taşıdığı nuru, topluma ulaştırmasının önündeki en büyük engel dindar geçinen soysuzlardır. İslam'dan görünüp koynunda haç taşıyanlardır. Ölçü ile edeplenmemiş kontrolsüz aklını Allah'ın ayetlerinin karşısına koyanlardır. Bir insan inancında samimi olup, doğru-dürüst ve güzel bir yaşantıya sahip olsa, Allah dendiğinde kalbi titrese, Allah'ın boyasına boyansa-daha özetle inançtan gerçekten nasibi olsa- bu yapılanlara asla cevaz vermez. Kalbi bu cinayetleri asla kabul etmez. O rahmetli Necip fazıl'ın dediği gibi "ak sütün içindeki ak kılı görecek kadar firaset sahibi"dir. Allah cümlemizi bu feraset sahibi kullarından etsin. Milletimizi ayıktırsın ve yanlışın peşinde gitmekten korusun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012