Bugün Brüksel'de NATO Zirvesi düzenleniyor. Türkiye açısından öne çıkan gündem Erdoğan-Biden görüşmesi. Yüz yüze ilk görüşme olacak bu.
Yarın da Biden, AB (Avrupa Birliği) liderleriyle bir toplantı yapacak… Ve 24-25 Haziran AB Zirvesi… Türkiye ile ilgili önemli kararlar alınacak. Bu senaryo yüzyıl öncesine götürüyor bizi;
Bugünün aktörleri Brüksel'de sahne alırken, tarihler 18-26 Nisan 1920'yi gösterdiğinde mekân San Remo'ydu. Burada toplanan konferans, Osmanlı Devleti'ni bitirmeyi amaçlayan Sevr'in ön projesiydi.
Daha Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında 4 Mart-10 Nisan 1915 tarihleri arasında beş hafta süresince İngiltere, Fransa ve Rusya arasında tek bir metne dayanmayan anlaşmalar meydana geldi. Bu görüşmeler İstanbul Sözleşmesi olarak dillendirildi. Anlaşmayı, AKP'nin davul-zurnayla kabul edip kutladığı ancak yıllar sonra bir gece sabaha karşı aniden çıkmak istediği, uluslararası alanda "İstanbul Sözleşmesi" olarak anılan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi" ile karıştırmamak gerekir.
Dünya Savaşı'nın galibi İtilaf devletleri bir dizi antlaşma yapmalarına rağmen bir türlü Osmanlı topraklarını paylaşamıyorlardı. Savaşı kaybeden Osmanlı hanedanı Mondros Ateşkes Antlaşması ile adil bir barış beklentisi içerisine girmişti. Ancak ateşkese rağmen işgaller devam etmiş, İtilaf devletleri, gücünü yitirmiş olan Osmanlı Devleti üzerindeki gizli planlarını yavaş yavaş uygulamaya başlamışlardı. Uzun süredir Rusya'nın sıcak denizlere inme hedefi, Boğazlar ve İstanbul egemenliği isteği, İngiltere ve Fransa'nın Ortadoğu'yu kuşatma hayalleri, İtalya ve Yunanistan'a vaat edilen Ege toprakları işgal devletlerinin yayılımcı emellerinin somut kanıtlarıydı.
Sevr Muahedesi'nin müsveddesi 11 Mayıs 1920 günü Sadrazam Damat Ferit Paşa'ya verildi. Osmanlı topraklarının paylaşılmasını öngören bu maddelere Osmanlı heyeti itiraz ettiyse de sesler mecalsizdi. Halk ise bu maddelere hükûmetten daha fazla tepki gösterdi. İstanbul Sultanahmet'te mitingler düzenlendi.
22 Temmuz 1920 günü devlet erkânı meseleyi görüşmek üzere toplandı. Toplantıya Padişah Mehmet Vahdeddin, Damat Ferit Paşa, Abdülmecid Efendi, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah ve diğer devlet görevlileri katıldı. Görüşmeler sonucunda Vahdeddin, anlaşmayı imzaya taraftar olanların ayağa kalkmasını, karşı düşüncede olanların ise yerinde oturmasını isteyince bir istisnayla heyetin tamamı ayağa kalktı. Sadece Ferik Rıza Paşa çekimserliğini ifade etmişti.
Sevr'den Lozan'a çağdaş Türkiye'nin doğuş sürecine baktığımızda; savaşta yenik düşüp kendi iradesiyle yönünü çizen tek bölge ülkesi Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türkiye oldu. Bağımsızlık savaşıyla emperyalizmin ve sömürgeciliğin boyunduruğu altındaki birçok ülkeye örnek olacak olan Türkiye bu denli sorunlu bir ortamda kendi ulus devletini inşa etti.
Bugüne geldiğimizde dünün sömürgeci, yayılmacı zihniyeti değişik enstrümanlarla hâlâ varlığını sürdürmektedir.
Dün Türkleri Anadolu'nun dar bir bölgesinde tutmak isteyenler bugün, Türkiye'nin mavi vatan egemenliğine engel olmak için aralarında ittifaklar kurup, daha da ötesine geçme gayreti içinde uluslararası deniz hukukundan kaynaklanan meşru haklarımıza saldırmaktadırlar.
ABD'nin yayılmacı politika ve projesinin günümüzdeki en etkin uygulayıcısı NATO, Brüksel'deki zirvede Türkiye'ye karşı kullanılacaktır. Lozan'ın intikamını almak ve Sevr'e dönmek için ellerinden geleni yapma hazırlığındaki şer cephesine karşı tek mücadele yolu ulusal güvenliğimiz, ulusal menfaatimiz ve tam bağımsızlığımızdan geçmektedir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023