Müslümana musallat olmak ihanettir

Son dönemde, istismarcıların ve siyaset cambazlarının gayretleriyle pek çok kavramın içi boşaltıldı.
Din, egemenlik, hürriyet, vatan, millet, milliyet, milli, insan hakları, adalet, emanet… vs. hepsinin!
İnsanlar, artık bu kavramları sahiplenmekten, hatta konuşmaktan çekinir oldu.
Küresel aktörler ve onların taşeronları, bu temel kavramlar üzerinden ülkemizi, milletimizi, bölgemizi İslam coğrafyasını ve insanlığı sömürüyorlar.
Bombalarla demokrasi getiriyorlar.
Savaşla-işgalle hürriyet bağışlıyorlar.
Tankla-tüfekle insan hakları dağıtıyorlar.
İnsanları öldürerek, kardeşi-kardeşe kırdırarak, namuslarını kirleterek, evlerini-barklarını başlarına yıkarak hak-hukuk ikame ediyorlar.
Vietnam’da, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Mısır’da, Sudan’da… vs. bunu yapıyorlar.
Suriye’de bu tezgahı açtılar, açıyorlar.
Dişleri geçse İran’da bu vahşeti sergileyecekler.
Bu vahşeti hep de İslam ülkelerine, İslam coğrafyasına reva görüyorlar.
İnsanlık tarihi boyunca böylesi “vahşetle demokrasiyi ikame etme” yöntemine rastlanmış değildir.
Savaşla, vahşetle, işgalle, bomba ile demokrasi gelmez, hürriyet gelmez, hak-hukuk olmaz.
İnsanı yoktan yaratan Yüce Allah bile, kendisine iman edip etmemek hususunda, hiçbir zorlama yapmaz.
Kur’an-ı Mübin’in Müslümanlara verdiği en temel ölçü şudur:
“Dinde zorlama yoktur; artık hak ile batıl iyice ayrılmıştır. Tağutu (saptırıcıları) inkar edip Allah’a inanan kimse, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Allah işitendir, bilendir” (Bakara Suresi, 2/256).
“Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” (Yunus Suresi, 10/99).
Siz ilah mı kesildiniz, bölgemizin ve İslam coğrafyasının başına ki; onlara savaşla, kanla-gözyaşıyla kendi anlayışınızı, kendi demokrasinizi dayatıyorsunuz!
Haçlı dünyası ve Amerika, inancı gereği böyle bir ilahlığa soyunmuş olabilir… Nitekim G. Bush, bugün B. Obama’nın aynı şekilde sürdürdüğü Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Müslüman ülkelere yönelik işgalleri, “bu bir kutsal haçlı seferidir” diye ilan etmişti.
Haçlılardan, Bush’lardan başka bir şey beklenmez.
Tamam da… Şu Müslüman geçinenlere, takkeli, cüppeli, şalvarlı, sakallılara ne oluyor ki, Yüce Allah bile kendisini kabul edip etmemede, kendisine iman edip-etmemede kullarını zorlamazken; bunlar, Haçlı işgalcilerinden daha önde Müslümanlara karşı savaş naraları atıyorlar?!
En sade bir namaz hocasına göz atmış, en basit bir İbadet İlmihali’ne göz gezdirmiş bir Müslüman, şunu görür:
İbadetlerin bile tamamına yakının temel şartlarından biri “hür olmak”tır, vatanında bağımsız bulunmaktır.
Hür olmayana Cuma namazı farz değildir.
Zekatın farz olması için hür olmak ve tam mülkiyet sahibi olmak şartı vardır.
Haccın farz olmasının şartlarından biri de hür olmaktır.
Bütün bunlar, hem Müslüman’ın kendi hürriyetinin ve vatanının kıymetini idrak etmesi, hem de bir başka Müslüman kardeşinin hürriyetine ve vatanına musallat olma hakkının asla kendisinde bulunmadığını bilmesi bakımından yeterlidir.
Bu bağlamda, bir Müslümanın öz vatanı ecnebilere satması nasıl büyük bir ihanet ise, bir başka Müslümanın vatanına, canına ve hürriyetine musallat olmak isteyen gayr-ı Müslimlere yardım ve yataklık yapması da aynı şekilde ihanettir.
Müslümanlara ABD ve Haçlı safında savaş açanlar… Siz de iman ve iz’anın zerresi bile kalmadı mı ki; şüheda kanlarıyla sulanmış mukaddes vatan topraklarını ecnebilere peşkeş çekmekten zevk alıyorsunuz.
İştahınız kesilmiyor…. Bu ihanetlerin üstüne, İslam coğrafyasına vahşice çullanan ve çullanmaya devam etmek isteyen gayr-ı Müslimlere teşrifatçılık yapıyor, lejyonerliğe soyunuyor, onlara emir kulu oluyorsunuz?!
Yoksa Allah’ın kulu olmayı terk edip, Haçlıların kulluğuna mı demirlediniz?! Yüce Allah’ın ikazıyla, papazları ve hahamları rabler mi edindiniz?!
Öyle ise; bu takkeli Haçlı kullarının oyunlarını bozmak, zerre kadar iman ve iz’anı olan her Müslümanın boynunun borcudur.