Geçtiğimiz günlerde 2020 hac kuraları çekildi. Kurada ismi çıkan adayların sevinç gözyaşlarına ekranlardan şahit olduk. Rabbim tüm hacı adaylarına kolaylıklar nasip etisin. Tam yeri gelmişken bize de İnşallah bir gün kutsal topraklara gitmek nasip olur diyerek yazımıza dua ile başlamış olalım.
Hac ibadeti malum mali şartlar neticesinde farz olan bir ibadet. Ancak bu mali şartlar her geçen gün daha da artıyor Hacı adayları çok ciddi maliyetleri karşılamak zorunda kalıyor. Öyle ki, bu sene karı koca Hacca gidecek bir ailenin cebinden en az bir orta sınıf araba parası çıkacak. Bunun ana nedeni ise maalesef İslam dünyasında birlik ve beraberlik gibi en temel unsurların çok uzun süredir tahsis edilememiş olması. Tüm zenginlilerini batının emrine sunan her türlü fitneye açık hale gelmiş bu dünyaya Cenab-ı Allah her türlü yeraltı ve yerüstü zenginliğini vermiş.
Petrol, değerli madenler, enerji kaynakları vs. hep biz Müslümanların yaşadıkları topraklarda. Peki, biz ne yapıyoruz? Bütün bu kaynaklarımızın, emek ve üretimimizin karışlığında para basıp zenginleşmek, özgürleşmek, tam bağımsız ülkeler olmak yerine döviz cinsinden hazinemize faizle para koyarak paramızı basıyoruz ya da Arap dünyası gibi petrolü Dolar ve Euro cinsinden satarak dünyanın en pahalı kâğıdına sahip oluyoruz. Günün sonunda da her açıdan batının fitne ve tefrikalarına açık hale geliyoruz. Bugün artık şunu çok iyi biliyoruz ki, iktisadi bağımsızlığını kazanamamış ülkelerin, fikri hür vicdanı hür toplumlar olması da mümkün olmuyor.
Her Müslüman'ın gitmenin hayalini kurduğu kutsal topraklardaki buluşmaya bir bakalım. Sayısı bir buçuk milyarı aşan Müslümanları temsilen milyonlarca insan kutsal topraklarda buluşuyor. Kısa süreliğine de olsa tüm fitneler tefrikalar bir kenara bırakılıp aynı Kâbe'de tavaflar yapılıp namazlar kılınıyor, aynı Arafat'ta dualar edilip vakfeye duruluyor. Bu manzara karşısında akla şu soru geliyor; peki bu duygu birlikteliği genele yayılamaz mı?
Birkaç yazı evvelinde milli paralarla ticaretin 21. yüzyılın en büyük keşfi ve icadı olduğunu elimizden geldiğince anlatmaya çalışmıştık. Bugün Rusya, Çin ve Hindistan'ın kendi aralarındaki ticarette kullandıkları bu yöntem birlik ve beraberliklerine de vesile olmuş oldu. Senelerce korktukları rüyalardan emin oldular. Kendi insanlarının karınlarını doyurup namuslarını korudular. Oysaki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bu modeli başta Türkiye olmak üzere tüm İslam dünyasında hayata geçmeli bu birlikten, beraberlikten en çok bizler nasiplenmeliydik!
Ancak günümüz İslam dünyasına baktığımızda kelimenin tam anlamıyla bir basiret bağlanmışlığının, bir nasipsizliğin hakim olduğunu görüyoruz. Yer altı ve yer üstü kaynakları ile dünyanın en bereketli topraklarında yaşayan İslam dünyası, emeği sömürülen, birlik ve beraberlikten uzak hatta birbiriyle savaş halinde...
Yaklaşık 7 ay sonra yapılacak Hac ibadeti öncesi tüm dünyada Hacı adayı Müslümanlar döviz bürolarına gidip paralarını ki o paraların tamamı Dolar veya Euro karşılığı ya da sendikasyon kredilerine mukabil basılmış paraları Riyal'e dönüştürecek. Basit bir anlatımla batının kâğıdına karşılık emeğini üretimini kaynaklarını üstelik faizle borçlanarak paraya dönüştürmüş Müslümanlar olarak kutsal topraklarda bir araya geleceğiz. Her ne kadar ceplerimizde kendi ülkelerimizin bastığı paralar olsa da, her ne kadar dönüştüreceğimiz para Riyal olsa da bu paraların hiç biri "milli para" değil. Milli para tanımı bizatihi mucidi Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından pek çok kez yapıldı; "Milli para emeğin ve üretimin karşılığında devreye sokulan paradır" diye diye adeta Haydar Baş Bey'in dilinde tüy bitti.
Gelelim konunun özüne, bugün cebinde yine Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in tabiriyle Dolar'ın tercümesiyle gezen biz Müslümanlar her sene maliyetleri Dolar üzerinden güncellenen bu kutsal vazifeyi yaparken attığımız her adımda; vizeden uçak biletine, kaldığımız otelden alacağımız hurma, tespih ve seccadeye kadar her alışverişte ABD dolarına karşılık buldurup ABD'yi kalkındıracağız. Cenabı Allah'ın bir emrini yerine getirirken bile her eylemimizde her gün İslam dünyasında yaşanan pek çok acının müsebbibi ABD'nin parasına destek vereceğiz. İşte bu tam manasıyla bir nasipsizliktir.
Oysa ki başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasının tüm devletleri tıpkı Rusya, Hindistan ve Çin'in dinlediği gibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i dinlemiş olsalardı ve olsaydık milli paralarımızla hac ibadetini yapardık. Böylece her millet kendi emeği kendi üretimi karşında basılmış parasıyla çok daha rahat çok daha konforlu ve de çok daha fazla Müslüman'ın nasipleneceği dualarıyla Arafat'ta bulaşacağı bir Haccı idrak etmiş olurduk. Bu birliktelik ve beraberliğin getireceği faydaları sıralamakla bitiremeyiz.
Tekrar belirtelim milli paralarla ticaret evrensel bir proje olmasının yanı sıra bir Türk evladının tezidir. Bu teze sahip çıkmak ve hayata geçmesi için çalışmak da en çok biz Türklere düşer.
- Tavuk döner ekonomisi / 08.01.2022
- Göremediğiniz aslandan korkun / 15.05.2020
- Bir ömre sığmayan hayat / 24.04.2020
- Amerika Korona’nın ilacını buldu / 28.03.2020
- TRT’den skandal dizi / 18.03.2020
- Sen nasıl bir senesin 2020 / 17.03.2020
- Kapitalizmin elindeki kırbaç, teknoloji / 27.02.2020
- Farkında olmadan halk Budist oluyor! / 20.02.2020
- Kore’nin ‘parazit’ başarısı / 11.02.2020