Hep bahsederler ve savunurlar, kadın hakları diye, kadın özgürlüğü diye. Bu hak ve özgürlüğün savunucuları dernek oluşturur ve kadınların haklarını çeşitli yollardan savunmaya geçer.
Kadın sığınma evleri açılır. Dernekler tarafından kadınlara haklarını bildirmek üzere seminerler düzenlenir. Kamu spotları yayınlanır. Şiddete maruz kalan kadınlar, ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar, eğitim hakkı gasp edilmiş kadınlar, gündeme getirilir. Bu savunucular, bazen miting yapar, yürüyüşler düzenler, basın açıklamalarıyla da halka amaçlarını bildirirler.
Bu açıklamaların içeriği belli kalıplardan oluşur.
1- Kadının ekonomik özgürlüğünden bahsederler.
2- Kadınların aile içinde daha çok emek sarf edip fedakâr olduğunu savunurlar.
3- Kız çocuklarının erken evlendirilmesini, eğitim olanaksızlığını, tecavüzlere maruz kalanları, örnek göstererek kadının düşünce özgürlüğünün de olmadığını savunurlar.
Bu tür eylemler bu konularla ara sıra gündeme gelir.
Fakat benim dikkatimi çeken şey; hak arayan bu insanların, sorunları sadece konuşmakla kalmaları ve çözüm bulmama ya da bulamamasıdır.
Evet günümüzde maalesef bu sorunlar yaşanıyor. Fakat sadece sorunları gündeme getirmek çözüm üretmez. Bu problemlerin önüne geçecek, reçeteler yazmak ve bu reçeteleri uygulamak gerekir.
Kadının ele alınması gereken 3 ayrı sorunu vardır:
1- Ekonomi,
2- Eğitim,
3- Toplumda var olması gereken yeri ve önemi (sosyalliği).
Maalesef ki ekonomik çözüm denilince, aklımıza ilk olarak kadının istediği işte çalışma hakkı geliyor. Şoför olan, garsonluk yapan kadınları gündeme getirip, böyle mesleklerde dahi çalışma hakkı olduğu savunuyorlar. Oysaki kadın değerli bir varlıktır. Zaten, Rabbimiz kadına, annelik sıfatı vererek en büyük görevi nakşetmiştir. Bundan dolayı kadının çalışma zorunluluğu ortadan kaldırmalıdır. Günümüzde birçok kadın, ekonomik sıkıntılardan dolayı çalışmak zorunda kalıyor. Hem ev işleri, hem de çalıştığı işte emek sarf ederek yıpranıyor.
Aslında burada, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modeli'nde bahsettiği projelere değinmek gerekir. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, kadının zaten evde çalıştığını savunarak bu emeğine karşılık "ev hanımı maaşı" almasını ve bu hakkın ona devlet eliyle verilmesi gerektiğini savunur. Böylelikle, zorunlu olduğu için çalışan kadınların ekonomik sorunları çözüm bulur.
Yine Milli Ekonomi Modeli'nde herkese vaad edilen sınavsız üniversiteyle ve eğitim harcamalarının ortadan kaldırılmasıyla, kız çocuklarının, eğitim olanakları da gelişmiş olur.
Ayrıca çalışmak isteyen kadınlara, onların özelliklerine uygun iş istihdamının sağlanması ve toplumda söz sahibi olması içinde birçok proje mevcuttur.
Artık çözümleri konuşmanın zamanıdır. Ve çözümün de tek bir adresi vardır. Prof. Dr. Haydar Baş ve sunduğu çözüm içerikli tezi olan "Milli Ekonomi Modeli"dir. Ancak bu modelin uygulanmasıyla, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olur.
Kadın sığınma evleri açılır. Dernekler tarafından kadınlara haklarını bildirmek üzere seminerler düzenlenir. Kamu spotları yayınlanır. Şiddete maruz kalan kadınlar, ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar, eğitim hakkı gasp edilmiş kadınlar, gündeme getirilir. Bu savunucular, bazen miting yapar, yürüyüşler düzenler, basın açıklamalarıyla da halka amaçlarını bildirirler.
Bu açıklamaların içeriği belli kalıplardan oluşur.
1- Kadının ekonomik özgürlüğünden bahsederler.
2- Kadınların aile içinde daha çok emek sarf edip fedakâr olduğunu savunurlar.
3- Kız çocuklarının erken evlendirilmesini, eğitim olanaksızlığını, tecavüzlere maruz kalanları, örnek göstererek kadının düşünce özgürlüğünün de olmadığını savunurlar.
Bu tür eylemler bu konularla ara sıra gündeme gelir.
Fakat benim dikkatimi çeken şey; hak arayan bu insanların, sorunları sadece konuşmakla kalmaları ve çözüm bulmama ya da bulamamasıdır.
Evet günümüzde maalesef bu sorunlar yaşanıyor. Fakat sadece sorunları gündeme getirmek çözüm üretmez. Bu problemlerin önüne geçecek, reçeteler yazmak ve bu reçeteleri uygulamak gerekir.
Kadının ele alınması gereken 3 ayrı sorunu vardır:
1- Ekonomi,
2- Eğitim,
3- Toplumda var olması gereken yeri ve önemi (sosyalliği).
Maalesef ki ekonomik çözüm denilince, aklımıza ilk olarak kadının istediği işte çalışma hakkı geliyor. Şoför olan, garsonluk yapan kadınları gündeme getirip, böyle mesleklerde dahi çalışma hakkı olduğu savunuyorlar. Oysaki kadın değerli bir varlıktır. Zaten, Rabbimiz kadına, annelik sıfatı vererek en büyük görevi nakşetmiştir. Bundan dolayı kadının çalışma zorunluluğu ortadan kaldırmalıdır. Günümüzde birçok kadın, ekonomik sıkıntılardan dolayı çalışmak zorunda kalıyor. Hem ev işleri, hem de çalıştığı işte emek sarf ederek yıpranıyor.
Aslında burada, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modeli'nde bahsettiği projelere değinmek gerekir. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, kadının zaten evde çalıştığını savunarak bu emeğine karşılık "ev hanımı maaşı" almasını ve bu hakkın ona devlet eliyle verilmesi gerektiğini savunur. Böylelikle, zorunlu olduğu için çalışan kadınların ekonomik sorunları çözüm bulur.
Yine Milli Ekonomi Modeli'nde herkese vaad edilen sınavsız üniversiteyle ve eğitim harcamalarının ortadan kaldırılmasıyla, kız çocuklarının, eğitim olanakları da gelişmiş olur.
Ayrıca çalışmak isteyen kadınlara, onların özelliklerine uygun iş istihdamının sağlanması ve toplumda söz sahibi olması içinde birçok proje mevcuttur.
Artık çözümleri konuşmanın zamanıdır. Ve çözümün de tek bir adresi vardır. Prof. Dr. Haydar Baş ve sunduğu çözüm içerikli tezi olan "Milli Ekonomi Modeli"dir. Ancak bu modelin uygulanmasıyla, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Behiye İnekçioğlu / diğer yazıları
- Bir olma vakti / 17.01.2018
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014