Bugüne kadar var olagelen tüm ekonomi modellerinin ortaya koyduğu” ihtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlıdır” görüşünün aksine, “ihtiyaçlar sınırlı, kaynaklar sınırsızdır. Sınırsız olan ihtiraslardır” ilkesini dünya iktisat tarihine altın harflerle yazdıran Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli (MEM) bir kez daha ispatını ortaya koydu.
Geçtiğimiz haftalarda bilimadamları, Sibirya yakınlarında 35 milyon yıllık göktaşı kraterinin altında şu anda dünyadaki elmas stokunu ona katlayacak kadar çok miktarda elmas bulduklarını açıkladılar. Kremlin’in bu elmas yataklarından 1970’li yıllardan bu yana haberdar ancak o zamanlar sıkı kontrol altındaki piyasada iyi getiri elde ettiği için sessiz kalmayı tercih ettiği belirtildi. Hükümet yetkilileri en sonunda Novosibirsk Jeoloji ve Mineraloji Enstitüsü bilim insanlarına krateri kaldırıp, altındaki gizli hazineyi çıkarma izni verdi.
Demek ki, Sayın Baş, “kaynaklar bitecek tükeneceğiz” endişesiyle zengin toplumların fakir olanlarını sömürmesinin önüne geçecek Modeliyle bu tür sınırsız kaynaklardan bahsediyor.
Hatırlanacağı üzere değişik zamanlarda Türkiye'deki toplam yeraltı kaynaklarının milyarlarca dolarlık bir değer sahip olduğunu söylediğinde, onu gerçekdışı olmakla itham edenler, son yıllarda ülkemizde milyarlarca dolarlık bor ve altın dahil birçok yeni madenin keşfedildiğini öğrenince herhalde kendilerine yerin dibinde bir köşe ayarlamışlardır.
MEM'i haklı kılan bir diğer haber de ABD Basınında çarpıcı bir şekilde yer aldı. Danimarka Krallığı içinde özerk bir devlet olan Grönland'daki buz örtüsünün küçülmesi bazı önemli maden rezervlerini açığa çıkardı ve bunlar arasında cep telefonu, askeri güdüm sistemleri ve benzeri teknolojilerde kullanılan nadir toprak metalleri de var. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Antonio Tajani Haziran'da apar topar Grönland'a gitmiş, nadir toprak metallerinde bölgede araştırmalar yapan ve kaynak edinmeye çalışan Çin'e imtiyazlar verilmemesi karşılığında yüzlerce milyon dolarlık kalkınma yardımı önermişti.
Son üç yılda AB, Japonya ve Güney Kore de Kuzey Kutbu Konseyi'nde daimi gözlemcilik için başvurdu. Konseyin İsveç temsilcisi ve dönem başkanı Gustaf Lind, "Bir platform olmaktan çıkıp karar mercii haline geldik" diyor. Kutuptaki kaynakların şimdilik çok azı değerlendiriliyor. Grönland'da halen bir maden faal, ancak 100 yeni madencilik alanı belirlenmiş durumda.
Dünya üzerinde kaynakları sömürü niyeti olmadan, adil bir biçimde önce kendi vatandaşlarıyla, daha sonra diğer dünya devletleriyle paylaşan bir ülke 21.yy'ın gerçek süper devleti olmayı hak edecektir. Prof. Baş'ın gönlünde yatan “Türkiye Cumhuriyeti” böyle bir güç olmayı çoktan hak ediyor. Maalesef dış güdümlü, Batı sempatizanı ve yetersiz iktidarlar bugüne kadar bu makamı hem Devletten hem Milletten esirgediler. MEM aslında Türkiye'nin nasıl bir Süper Devlet olacağının, tüm insanlığa doya doya zenginlik, hürriyet ve adalet getireceğinin bir kılavuz kitabıdır. Bundan başka bir çözüm yolu aramak da basiretsizlikten başka bir şey değildir.
Geçtiğimiz haftalarda bilimadamları, Sibirya yakınlarında 35 milyon yıllık göktaşı kraterinin altında şu anda dünyadaki elmas stokunu ona katlayacak kadar çok miktarda elmas bulduklarını açıkladılar. Kremlin’in bu elmas yataklarından 1970’li yıllardan bu yana haberdar ancak o zamanlar sıkı kontrol altındaki piyasada iyi getiri elde ettiği için sessiz kalmayı tercih ettiği belirtildi. Hükümet yetkilileri en sonunda Novosibirsk Jeoloji ve Mineraloji Enstitüsü bilim insanlarına krateri kaldırıp, altındaki gizli hazineyi çıkarma izni verdi.
Demek ki, Sayın Baş, “kaynaklar bitecek tükeneceğiz” endişesiyle zengin toplumların fakir olanlarını sömürmesinin önüne geçecek Modeliyle bu tür sınırsız kaynaklardan bahsediyor.
Hatırlanacağı üzere değişik zamanlarda Türkiye'deki toplam yeraltı kaynaklarının milyarlarca dolarlık bir değer sahip olduğunu söylediğinde, onu gerçekdışı olmakla itham edenler, son yıllarda ülkemizde milyarlarca dolarlık bor ve altın dahil birçok yeni madenin keşfedildiğini öğrenince herhalde kendilerine yerin dibinde bir köşe ayarlamışlardır.
MEM'i haklı kılan bir diğer haber de ABD Basınında çarpıcı bir şekilde yer aldı. Danimarka Krallığı içinde özerk bir devlet olan Grönland'daki buz örtüsünün küçülmesi bazı önemli maden rezervlerini açığa çıkardı ve bunlar arasında cep telefonu, askeri güdüm sistemleri ve benzeri teknolojilerde kullanılan nadir toprak metalleri de var. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Antonio Tajani Haziran'da apar topar Grönland'a gitmiş, nadir toprak metallerinde bölgede araştırmalar yapan ve kaynak edinmeye çalışan Çin'e imtiyazlar verilmemesi karşılığında yüzlerce milyon dolarlık kalkınma yardımı önermişti.
Son üç yılda AB, Japonya ve Güney Kore de Kuzey Kutbu Konseyi'nde daimi gözlemcilik için başvurdu. Konseyin İsveç temsilcisi ve dönem başkanı Gustaf Lind, "Bir platform olmaktan çıkıp karar mercii haline geldik" diyor. Kutuptaki kaynakların şimdilik çok azı değerlendiriliyor. Grönland'da halen bir maden faal, ancak 100 yeni madencilik alanı belirlenmiş durumda.
Dünya üzerinde kaynakları sömürü niyeti olmadan, adil bir biçimde önce kendi vatandaşlarıyla, daha sonra diğer dünya devletleriyle paylaşan bir ülke 21.yy'ın gerçek süper devleti olmayı hak edecektir. Prof. Baş'ın gönlünde yatan “Türkiye Cumhuriyeti” böyle bir güç olmayı çoktan hak ediyor. Maalesef dış güdümlü, Batı sempatizanı ve yetersiz iktidarlar bugüne kadar bu makamı hem Devletten hem Milletten esirgediler. MEM aslında Türkiye'nin nasıl bir Süper Devlet olacağının, tüm insanlığa doya doya zenginlik, hürriyet ve adalet getireceğinin bir kılavuz kitabıdır. Bundan başka bir çözüm yolu aramak da basiretsizlikten başka bir şey değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012