Vatandaşlarımızla siyaset üzerine konuşunca hemen herkesin duyduğu beylik bir laf vardır. "Herkes vaat veriyor ama kimse sözünü tutmuyor." Bu sözü hepimiz duymuşuzdur ve belki de bizzat kendimiz de söylemişizdir.Siyasiler seçilebilmek için millete söz verirler ama bu sözlerini seçildikten sonra maalesef çoğunlukla unuturlar. Türkiye'nin bulunduğu içler açısı durum tutulmamış sözlerin sonucudur. Bu böyle mi devam edecek?Türk milleti her zaman aynı şekilde mi aldatılacak?Hayır, aldatılmamalı ve bu yanlış mutlaka düzelmeli.Bunun bence tek bir yolu var!Her siyasi verdiği vaatlerin altına imzasını atacak.Atamıyorsa millet ona oylarından zırnık koklatmayacak.Vaatlerinin altına imza atıyor ve verdiği vaatleri yerine getirmiyorsa, bu siyasi partinin ve onun liderinin ömrü ancak bir dönem sürebilecektir.Vaatlerinin altına imzasını atıyor ve işbaşına geldiği zaman da millete verdiği sözleri eksiksiz tutanlar liderlerin ise hem kendi siyasi ömürleri uzun olacaktır hem de partilerinin.Zaten Bakara süresi 282. ayette Rabbimiz de aramızdaki anlaşmaları mutlaka yazıya dökmemizi emrediyor!"Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin"Bir siyasi partinin iktidara gelmesi bir nevi milletle anlaşma değil midir?Öyleyse bunu yazıya dökmenin ne sakıncası olabilir?Olmaz değil mi?O zaman verdiği vaatlerin altına imzasını atan siyasi partileri aramak lazımdır.Eğer bu yıllar önce yapılmış olsaydı Türkiye çok farklı olurdu.Mesela Demirel'e tekrar tekrar katlanmak zorunda kalmazdık.Erbakan en fazla bir dönem sonra köşesine çekilmek zorunda kalacağı için AKP diye bir felaket milletin başına gelmezdi.Bölücü başının İmralı'da beslenmesi kararında imzası olduğu için MHP milletin karşısına çıkamazdı.Siyaseti iş için değil de hizmet için yapanlar meclisi doldururlardı.Bugüne kadar bu yapılamadı.Çünkü siyasilerin işine gelmedi. Kendi önlerini millete yazılı teminat vererek kapamak istemediler. Çünkü Türkiye'nin sorunlarını çözemeyeceklerini biliyorlardı.Ama bir kişi bu yanlışa "dur" dedi.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 22 Temmuz seçimlerine girerken vaatlerini noter tasdikli taahhütname şeklinde yazılı olarak ortaya koyuyor.Bu bir ilk.BTP'nin taahhütnameli ilanları alan vatandaşlarımızın katlayıp cüzdanlarına yerleştirdiklerini bizzat gördüm.Çünkü bunlar bir senet gibi.Milletinden icazet isteyen bir liderin milletine verdiği sözün senedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024