Özellikle Ramazan ayının yaklaştığı dönemlerde İslam dinine ve Peygamberine (sav) olan saldırıların artmasına millet olarak alıştık!
Dini akaidin kurallarına çeşitli fitnelerle nifak sokma ve özünde Resûlullah'ı (sav) aradan çıkarma senaryoları olan bu çalışmalar bu sene de başladı.
Halkımızın kulak asmadığı, safsatadan başka bir şey olmayan bu yalanlar, tam tersi bir etki ile İslam'a ve Peygamberine (sav) olan bağlılığı arttırmaktadır.
Milletimiz bilmektedir ki, İslam dini asırlarca bozulmadan günümüze intikal eden tek Hak dindir. Ve Peygamberimiz (sav) Allah'ın en sevgili kulu ve en yüce peygamberidir.
Biz bu yazımızda, Peygamberimizi inkara uğraşan çevrelerin iddialarını bir kenara bırakarak, O'na olan sevdamızı daha da büyütecek mucizelerinden bahsedeceğiz.
Allah Resûlü'nün mucizeleri 3 kısımdır. Birincisi, kendilerinin varlık alemine ayak basmalarından evvel olanlar. İkincisi, hayatları boyunca devam edenler. Üçüncüsü de bekâ alemine intikallerinden sonra zuhura gelenlerdir.
Ayın ikiye bölünmesi
Bu mucize, Kamer Süresi'nin 1. ve 2. ayetlerinde şöyle ifade edilir: "Saat yaklaştı ve ay yarıldı. Bir ayet görürler de, üzerinde düşünüp iman getirmezler. Ona, 'devamedegelen sihirlerden biri' derler."
Bu ayet ile ilgili olarak, İmam-ı Buhari ve Müslim tarafından Enes b. Malik (ra)'dan rivayet edilen vakıa şöyledir: "Mekke ahalisi, Allah'ın Resûlü'nden mucize göstermesini istediler. O da, ayın gökte şak olduğunu gösterdi. Hatta Hira Dağı'nı, ayın iki parçası arasında gördüler."
Taşlar Resûlullah'ı selamlıyor
Hz. Ali (ra)'dan rivayet olunmuştur: "Ben Mekke'de Allah'ın Resûlü ile dolaşırdım. Bir gün beraberce Mekke dışına çıktık. Önünden geçtiğimiz her taş ve ağaç: 'Selam sana olsun, ey Allah'ın Resûlü!' diyerek O'na selam vermeye başlardı."
Ağaç yürüyerek O'na geliyor
Talha b. Nafi (ra) anlatıyor: "Bir gün Allah'ın Resûlü, Kureyş kafirlerinden gördükleri zulüm üzerine, bir köşede mübarek tenleri kanlı, mahzun mahzun otururlarken Cebrail (as) geldi. Cebrail sordu: 'Ey Allah'ın Resûlü! Bir mucize görmekten zevk alır mısın?' Allah'ın Resûlü; 'Evet' dediler. Kainatın Efendisi Cebrail'in işareti üzerine karşılarındaki ağacı davet ettiler. Ağaç, yürüyerek geldi. Cebrail, 'Emret yerine dönsün!' dedi. Emrettiler ve ağaç yerine döndü."
Buhari ve Müslim'den rivayettir: "İkindi namazı yaklaşmıştı. Sahabiler abdest almak istiyordu. Su bulamadılar. Allah Resûlü bir kap, içinde kendi abdest sularını getirmişlerdi. Mübarek ellerini su kabına daldırdılar ve sabahilerine emir buyurup tek tek gelmelerini ve de abdest almalarını söyledi.
Enes b. Malik diyor ki: "O sırada dikkat ettim. Mübarek parmaklarının arasından su sızıyordu. Hazır bulunanların hepsi o sudan abdest aldılar. Abdest alanların sayısı bir rivayete göre, 80; bir diğerine göre ise 300 kişidir.
Bu mucizeleri çoğaltmak mümkündür.
Yarın, yalnızca Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'e özel mucizelerden bahsedeceğiz.
Milletimiz Resûlü'ne aşıktır. Ve misyonerlerin çalışmalarıyla yıpratılmaya çalışılan dinine ve Resûlüne en güzel şekilde sahip çıkmaktadır.
Dini akaidin kurallarına çeşitli fitnelerle nifak sokma ve özünde Resûlullah'ı (sav) aradan çıkarma senaryoları olan bu çalışmalar bu sene de başladı.
Halkımızın kulak asmadığı, safsatadan başka bir şey olmayan bu yalanlar, tam tersi bir etki ile İslam'a ve Peygamberine (sav) olan bağlılığı arttırmaktadır.
Milletimiz bilmektedir ki, İslam dini asırlarca bozulmadan günümüze intikal eden tek Hak dindir. Ve Peygamberimiz (sav) Allah'ın en sevgili kulu ve en yüce peygamberidir.
Biz bu yazımızda, Peygamberimizi inkara uğraşan çevrelerin iddialarını bir kenara bırakarak, O'na olan sevdamızı daha da büyütecek mucizelerinden bahsedeceğiz.
Allah Resûlü'nün mucizeleri 3 kısımdır. Birincisi, kendilerinin varlık alemine ayak basmalarından evvel olanlar. İkincisi, hayatları boyunca devam edenler. Üçüncüsü de bekâ alemine intikallerinden sonra zuhura gelenlerdir.
Ayın ikiye bölünmesi
Bu mucize, Kamer Süresi'nin 1. ve 2. ayetlerinde şöyle ifade edilir: "Saat yaklaştı ve ay yarıldı. Bir ayet görürler de, üzerinde düşünüp iman getirmezler. Ona, 'devamedegelen sihirlerden biri' derler."
Bu ayet ile ilgili olarak, İmam-ı Buhari ve Müslim tarafından Enes b. Malik (ra)'dan rivayet edilen vakıa şöyledir: "Mekke ahalisi, Allah'ın Resûlü'nden mucize göstermesini istediler. O da, ayın gökte şak olduğunu gösterdi. Hatta Hira Dağı'nı, ayın iki parçası arasında gördüler."
Taşlar Resûlullah'ı selamlıyor
Hz. Ali (ra)'dan rivayet olunmuştur: "Ben Mekke'de Allah'ın Resûlü ile dolaşırdım. Bir gün beraberce Mekke dışına çıktık. Önünden geçtiğimiz her taş ve ağaç: 'Selam sana olsun, ey Allah'ın Resûlü!' diyerek O'na selam vermeye başlardı."
Ağaç yürüyerek O'na geliyor
Talha b. Nafi (ra) anlatıyor: "Bir gün Allah'ın Resûlü, Kureyş kafirlerinden gördükleri zulüm üzerine, bir köşede mübarek tenleri kanlı, mahzun mahzun otururlarken Cebrail (as) geldi. Cebrail sordu: 'Ey Allah'ın Resûlü! Bir mucize görmekten zevk alır mısın?' Allah'ın Resûlü; 'Evet' dediler. Kainatın Efendisi Cebrail'in işareti üzerine karşılarındaki ağacı davet ettiler. Ağaç, yürüyerek geldi. Cebrail, 'Emret yerine dönsün!' dedi. Emrettiler ve ağaç yerine döndü."
Buhari ve Müslim'den rivayettir: "İkindi namazı yaklaşmıştı. Sahabiler abdest almak istiyordu. Su bulamadılar. Allah Resûlü bir kap, içinde kendi abdest sularını getirmişlerdi. Mübarek ellerini su kabına daldırdılar ve sabahilerine emir buyurup tek tek gelmelerini ve de abdest almalarını söyledi.
Enes b. Malik diyor ki: "O sırada dikkat ettim. Mübarek parmaklarının arasından su sızıyordu. Hazır bulunanların hepsi o sudan abdest aldılar. Abdest alanların sayısı bir rivayete göre, 80; bir diğerine göre ise 300 kişidir.
Bu mucizeleri çoğaltmak mümkündür.
Yarın, yalnızca Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'e özel mucizelerden bahsedeceğiz.
Milletimiz Resûlü'ne aşıktır. Ve misyonerlerin çalışmalarıyla yıpratılmaya çalışılan dinine ve Resûlüne en güzel şekilde sahip çıkmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Kibarlı / diğer yazıları
- Başlıksız... / 19.01.2003
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002