Bazı insanlar durduğu yere, baktığı mekâna ve bulunduğu konuma göre olaylara bakar ve olaylara bu şekilde baktığı zaman da, olayları dilediği gibi görür ve analiz eder. Oysa olması gereken insanın takım tutma mantığına sahip olmadan, tarafgirlik mantığından uzak durarak olaylara iman, akıl ve insaf terazisinde bakmasıdır.
Malum yazar şöyle diyor: "Hasan Nasrullah güya Hazreti Peygambere sahip çıkıyor ve Beyrut'ta gövde gösterisi yapıyor ve gösteri düzenliyor. Lakin Lübnanlı bir spikerin hatırlattığı, Üsame Rüfai gibi âlimlerin de temas ettiği gibi Suriye rejiminin cellatları halka 'la ilahe illa Beşşar' dedirtiyorlar. Demeye zorluyorlar. Ve Hasan Nasrullah Beyrut meydanlarında hançeresini yırtarken öbür taraftan Beşşar'ı Allah'ın yerine koyan rejime desteğini sürdürüyor. Bunu nasıl anlamalı ve nasıl yorumlamalıyız?"
Acaba malum yazar haçlı ve siyon zihniyetin sermayeleri ve çirkef planları neticesinde Hz. Peygamber Efendimize yapılan küstahlığa karşı çıkan ve İslami değerlere derinden bağlı olup da İslam'ın değerleri, Müslümanların izzeti uğruna en azizlerini ve hatta canını bu uğurda feda etmekten bir an olsun geri durmayan Hasan Nasrullah'a neden bu kadar sert bir tonda karşı çıkıyor! Hz. Peygamber Efendimize karşı yapılan küstahlığın faillerini, figüranlarını ve patronlarını yüz binlerle kınayıp, onlara karşı çıktığı için mi? Yoksa dünyanın gözleri önünde 33 günlük İsrail ile yapmış olduğu savaşta destanlar yazan yiğitlerin komutanlığını yaparak yıllardır Filistin'de Müslümanların bebeklerine bile merhamet etmeyen, kavram tanımayan siyonist vampirlere karşı koyduğu için mi? Hasan Nasrullah, Filistin halkı kendisi gibi Şia olmamalarına rağmen "onlar bizim din kardeşlerimizdir, onların derdini dert edinmeyen Müslüman olamaz" ilkesi ile İsrail'e karşı savaşmıştır. Acaba malum yazar Hasan Nasrullah'ın bu mücadelesinden mi rahatsız oluyor?
Malum yazar, "Lübnanlı bir spikerin ve Üsame Rüfai adında bir âlimin söylemine dayanarak Suriye rejiminin cellâtları halka 'la ilahe illa Beşşar' dedirtiyorlar. Demeye zorluyorlar" diye bir iddiada bulunarak bir web sitesinin adresini veriyor.
Öncelikle hedef şaşırtmak için düzmece bir senaryodan ibaret olan bu tür gösterileri düzenlemek yapmak teknoloji çağında hiç de zor olmasa gerek. Bu necip millet, güzelim ülkemiz ve bu ümmet benzeri yalan senaryoları önceden de az görmüş değildir. Doksanlı yıllarda askeri, devleti halka öcü göstermek için asker elbisesi altında günahsız ve savunmasız insanları katledenlerin film ve senaryolarını az görmedi bu millet. Aslında bu Emevilerin Hz. İmam Ali'ye karşı başlattıkları ve geliştirdikleri bir yöntemdir. Emevi aktörleri ve taşeronları o gün, "biz Ali Şialarıyız" diyerek Ali Şiası adında insanları evlerinden sürüyor, derbeder ediyor ve katlediliyorlardı. Amaç Hz. İmam Ali ve Ali davasının başını çeken Malik Eşter'leri, Cundeb-i Azdi'leri halka kötü tanıtarak insanları daha rahat ve daha fazla sömürmekti.
Türkiye'de bulunan bir cemaatin şeyhini müceddid olarak ilan eden Üsame Rüfai'ye gelince: Biz Üsame Rüfai'nin Filistinin mazlum Müslüman halkına zulmeden İsrail'e, Irak'da bir buçuk milyon Müslümanı katleden ve Afganistan Müslümanlarına zulmederek onları sömürenlere karşı sesinin çıktığını ve adını ne hikmetse duymadık! İslam ümmeti "la ilahe illallah, Muhammed Resulullah" şehadetini ikrar edenleri cehennemlik ilan eden ve öte taraftan da "dinler arası diyalog" diyerek Müslüman olmayanları cennet ehli ilan eden sözde din adamlarını az görmüş değildir. Dolayısıyla Müslümanlar bu ve benzeri oyunlara gelmezler artık. Onun için kimse boşuna uğraşmasın.
Malum yazar şöyle diyor: "Hasan Nasrullah güya Hazreti Peygambere sahip çıkıyor ve Beyrut'ta gövde gösterisi yapıyor ve gösteri düzenliyor. Lakin Lübnanlı bir spikerin hatırlattığı, Üsame Rüfai gibi âlimlerin de temas ettiği gibi Suriye rejiminin cellatları halka 'la ilahe illa Beşşar' dedirtiyorlar. Demeye zorluyorlar. Ve Hasan Nasrullah Beyrut meydanlarında hançeresini yırtarken öbür taraftan Beşşar'ı Allah'ın yerine koyan rejime desteğini sürdürüyor. Bunu nasıl anlamalı ve nasıl yorumlamalıyız?"
Acaba malum yazar haçlı ve siyon zihniyetin sermayeleri ve çirkef planları neticesinde Hz. Peygamber Efendimize yapılan küstahlığa karşı çıkan ve İslami değerlere derinden bağlı olup da İslam'ın değerleri, Müslümanların izzeti uğruna en azizlerini ve hatta canını bu uğurda feda etmekten bir an olsun geri durmayan Hasan Nasrullah'a neden bu kadar sert bir tonda karşı çıkıyor! Hz. Peygamber Efendimize karşı yapılan küstahlığın faillerini, figüranlarını ve patronlarını yüz binlerle kınayıp, onlara karşı çıktığı için mi? Yoksa dünyanın gözleri önünde 33 günlük İsrail ile yapmış olduğu savaşta destanlar yazan yiğitlerin komutanlığını yaparak yıllardır Filistin'de Müslümanların bebeklerine bile merhamet etmeyen, kavram tanımayan siyonist vampirlere karşı koyduğu için mi? Hasan Nasrullah, Filistin halkı kendisi gibi Şia olmamalarına rağmen "onlar bizim din kardeşlerimizdir, onların derdini dert edinmeyen Müslüman olamaz" ilkesi ile İsrail'e karşı savaşmıştır. Acaba malum yazar Hasan Nasrullah'ın bu mücadelesinden mi rahatsız oluyor?
Malum yazar, "Lübnanlı bir spikerin ve Üsame Rüfai adında bir âlimin söylemine dayanarak Suriye rejiminin cellâtları halka 'la ilahe illa Beşşar' dedirtiyorlar. Demeye zorluyorlar" diye bir iddiada bulunarak bir web sitesinin adresini veriyor.
Öncelikle hedef şaşırtmak için düzmece bir senaryodan ibaret olan bu tür gösterileri düzenlemek yapmak teknoloji çağında hiç de zor olmasa gerek. Bu necip millet, güzelim ülkemiz ve bu ümmet benzeri yalan senaryoları önceden de az görmüş değildir. Doksanlı yıllarda askeri, devleti halka öcü göstermek için asker elbisesi altında günahsız ve savunmasız insanları katledenlerin film ve senaryolarını az görmedi bu millet. Aslında bu Emevilerin Hz. İmam Ali'ye karşı başlattıkları ve geliştirdikleri bir yöntemdir. Emevi aktörleri ve taşeronları o gün, "biz Ali Şialarıyız" diyerek Ali Şiası adında insanları evlerinden sürüyor, derbeder ediyor ve katlediliyorlardı. Amaç Hz. İmam Ali ve Ali davasının başını çeken Malik Eşter'leri, Cundeb-i Azdi'leri halka kötü tanıtarak insanları daha rahat ve daha fazla sömürmekti.
Türkiye'de bulunan bir cemaatin şeyhini müceddid olarak ilan eden Üsame Rüfai'ye gelince: Biz Üsame Rüfai'nin Filistinin mazlum Müslüman halkına zulmeden İsrail'e, Irak'da bir buçuk milyon Müslümanı katleden ve Afganistan Müslümanlarına zulmederek onları sömürenlere karşı sesinin çıktığını ve adını ne hikmetse duymadık! İslam ümmeti "la ilahe illallah, Muhammed Resulullah" şehadetini ikrar edenleri cehennemlik ilan eden ve öte taraftan da "dinler arası diyalog" diyerek Müslüman olmayanları cennet ehli ilan eden sözde din adamlarını az görmüş değildir. Dolayısıyla Müslümanlar bu ve benzeri oyunlara gelmezler artık. Onun için kimse boşuna uğraşmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012