Bazıları, Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin İran'da devlet dairelerinde görevlendirilmediklerini iddia etmektedirler. Hâlbuki İran Parlamentosunda Ehl-i Sünnet kardeşlerimizden olan milletvekilleri bulunmaktadır. Belediye meclislerinde, valiliklerde, belediye başkanlıklarında, emniyet ve orduda Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz görev yapmaktadır. Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait okullar ve medreselerin dışında (Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin yaşadığı) İran'ın her bölgesinde Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camiler bulunmaktadır. İran İslam Cumhuriyeti genelinde 70 bin dolayında cami bulunmaktadır. Bu camilerden 60 bini Şiilere 10 bini Sünnilere aittir.
Hâlbuki İran İslam Cumhuriyeti nüfus sayımına göre (beş yıl önceki sayım) İran'da 72 milyon insan yaşamaktadır. Bunun % 99'u Müslümanlardan oluşmaktadır. Bunun da % 7'sini Sünniler teşkil etmektedir. Bu sayıma göre ülke genelinde 5 milyon kadar Sünni yaşamaktadır. Ve ülkede bulunan Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin camii sayısı 10 bin dolayındadır. Bu istatistiğe göre her 500 Sünni'ye bir cami düşmektedir. (Türkiye'de her 900 kişiye bir cami düşmektedir.)
Eğer ülkedeki % 7 olan Sünni nüfusu Şiilerden çıkarırsak geriye 66 milyon Şii Müslüman kalmaktadır. (bir milyon kadar öteki dinler) 66 milyon Şii nüfusa göre camii sayısını hesapladığımız zaman her 1100 Şii Müslüman'a bir camii düşmektedir.
Gayri resmi rakamlara göre ise ülkede bulunan Şii camilerin % 40'ı cami imamından yoksun bulunmaktadır. Yani her yüz camiden 40'ının imamı bulunmamaktadır. Ve bu camilerin büyük bir kısmı tamire ihtiyaç duymaktadır.
İran İslam Cumhuriyetinde yaşayan Ermeni Hıristiyan sayısı ise 150 bin dolayındadır. Ülkede Ermenilere ait kilise sayısı ise 300'dür. Buna göre her 500 Ermeni'ye bir kilise düşmektedir.
Dikkat edildiği gibi İran İslam Cumhuriyeti bir İslam ülkesi olmasına ve Şii mezhebi fıkhına göre yönetilmesine rağmen öteki din ve mezhepler Şiilerden çok daha fazla imkana ve ibadethaneye sahiptirler. İran İslam Cumhuriyeti şehirlerine göre Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait olan cami Sayısı:
Batı Azerbaycan Eyaleti (Urumiye bölgesi): Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 1465
Buşehr: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize camii Sayısı 106 Tahran: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 9 (ve sayısı bilinmeyen bir çok mescit)
Horasan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 746. Sistan-Belucistan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait cami sayısı 3546. Sistan-Belucistan eyaletinde yaşayan Sünni sayısı: 824.395 kişi olmasına rağmen cami sayısı 3546. Burada yaşayan Şii sayısı ise 898.184. Şiilerin cami sayısı ise sadece 322. Resmi rakamlara göre Sünni Şii sayısı neredeyse aynı olmasına rağmen Sünnilerin cami sayısı Şiilerin cami sayısından kat be kat daha fazladır!
Fars: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 212. Kürdistan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 1768. Kerman: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 21. Kermanşah: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 341. Gulistan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 1017. Gilan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 89. Hurmuzgan: Sünnilere ait cami sayısı 1032. İran genelindeki Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı toplam: 10344.
İran Parlamentosundaki Ehl-i Sünnet kardeşlerimizden olan milletvekillerinin listesi İran parlamentosunda görev yapan toplam milletvekili sayısı 290'dır. Bu milletvekillerinin 19'u Ehl-i Sünnete, 12'side öteki dini azınlıklara aittir.
Malum yazarın söylediği gibi Şiaları cami yıkan, azınlıkları haklarından mahrum eden olarak tanıtmak gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Malum yazar hakkında şunu da yazmadan geçemeyeceğim: Yeni Asya gazetesi 07 Haziran 2010 Pazartesi haberinde Mavi Marmara gemisi hakkında şunları söylemiştir; "Mavi Marmara gemisinin yolcularından Mustafa Özcan, gönüllüler arasında "Müslüman İsevi"lerin de bulunduğunu anlattı." Başka bir zaman şöyle diyor: "İsevi Müslümanlar bağlamında, siyah bir Amerikalı rahibenin Müslüman olması ve onun ötesinde hizmet verdiği kilisede beş vakit namaz kılmasıdır. Rahibe ve arkadaşları, kilisenin bir bölümünü mescid haline getirmişler ve oraya yaygılar ve kilimler sermişler ve topluca ve ferdi olarak orada beş vakit namazlarını eda ediyorlar. Homes Reden'in tek üzüntüsü, eskisi gibi çocukları vaftiz edememesi ve bu görevin elinden alınmasıymış." (MustafaÖzcan, 30.07.2009,http://www.timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=14796) Malum yazar "İsevi Müslümanlar veya Müslüman İseviler" diyerek neyi amaçlıyor acaba ve İslam dinine göre Müslüman'ın ancak ve ancak "Muhammedi Müslüman" olacağını bilmiyor mu acaba!? Bu konuda yorumu siz aziz okuyuculara bırakıyorum.
Altı bölümden oluşan bu konuya son noktayı koymadan önce Ayetullah Sistani'nin, Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz için söylediği bir sözü tekrar hatırlatmayı faydalı görüyorum. Şii Müslümanlara buyuruyor ki; "Sünniler sizin kardeşinizden de öteye canınızdır, özünüzdür." Bu sözü Irak Samarra'daki Askeriye Türbesine yapılan bombalı saldırıdan hemen sonra söylemiş ve böylelikle Müslümanlar arası birliğin zedelenmemesini sağlamış, Müslümanlar arası mezhep çatışması çıkarmak isteyenlerin planlarını alt üst etmiştir. Bizde; Ehl-i Sünnet kardeşlerimizden olan âlimleri, aydınları, yazarları, sanatçıları, siyasileri, kanaat önderlerini aynı hassasiyeti göstermeye, yakılmak istenen "mezhep savaşları" fitnesine beraber karşı koymaya davet ediyoruz ve İmam Malik'in şu sözünü hatırlatmanın da faydasının olacağını umuyoruz: Şeyh Abdullah bin Cibrin Mecmu Feteva kitabında şöyle yazmaktadır: İmam Malik şöyle demektedir: "Eğer birisinin kâfirliğine % 99 ve imanına sadece % 1 ihtimal versem, Müslüman'a hüsnü zandan dolayı onun amelini müminliğe yormak gerekir."
Sözlerimi Hz. Peygamber Efendimizin Medine'sinin kapısı, ilim şehrinin kapısı Hz. İmam Ali'nin şu hadis-i şerifleri ile noktalıyorum: "Bir fitne sizi kaplayıp çocuğu yaşlandırıp, yaşlıları yıpratınca, haliniz ne olacak?! O zaman insanlar bidatleri sünnet sanıp onlara amel eder ve onlardan biri değiştirildiğinde, "Resûlullah'ın sünneti değiştirildi" diyerek rahatsız olurlar, oysa insanlar kötü ve çirkin işler yapmaktalar. Ardından bela ve musibetler şiddetlenir, çocuklar esir düşer, ateşin odunu ve değirmen taşının taneyi ezdiği gibi fitneler onları ezer. İşte böyle bir durumda Allah'tan başkası için fıkıh (bilgi) edinirler ve ilim öğrenirler; fakat amel etmek için değil; ahiret amellerini vesile ederek dünyayı elde etmeye çalışırlar!" (Usul-u Kafi, Önsöz bölümü).
Hâlbuki İran İslam Cumhuriyeti nüfus sayımına göre (beş yıl önceki sayım) İran'da 72 milyon insan yaşamaktadır. Bunun % 99'u Müslümanlardan oluşmaktadır. Bunun da % 7'sini Sünniler teşkil etmektedir. Bu sayıma göre ülke genelinde 5 milyon kadar Sünni yaşamaktadır. Ve ülkede bulunan Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin camii sayısı 10 bin dolayındadır. Bu istatistiğe göre her 500 Sünni'ye bir cami düşmektedir. (Türkiye'de her 900 kişiye bir cami düşmektedir.)
Eğer ülkedeki % 7 olan Sünni nüfusu Şiilerden çıkarırsak geriye 66 milyon Şii Müslüman kalmaktadır. (bir milyon kadar öteki dinler) 66 milyon Şii nüfusa göre camii sayısını hesapladığımız zaman her 1100 Şii Müslüman'a bir camii düşmektedir.
Gayri resmi rakamlara göre ise ülkede bulunan Şii camilerin % 40'ı cami imamından yoksun bulunmaktadır. Yani her yüz camiden 40'ının imamı bulunmamaktadır. Ve bu camilerin büyük bir kısmı tamire ihtiyaç duymaktadır.
İran İslam Cumhuriyetinde yaşayan Ermeni Hıristiyan sayısı ise 150 bin dolayındadır. Ülkede Ermenilere ait kilise sayısı ise 300'dür. Buna göre her 500 Ermeni'ye bir kilise düşmektedir.
Dikkat edildiği gibi İran İslam Cumhuriyeti bir İslam ülkesi olmasına ve Şii mezhebi fıkhına göre yönetilmesine rağmen öteki din ve mezhepler Şiilerden çok daha fazla imkana ve ibadethaneye sahiptirler. İran İslam Cumhuriyeti şehirlerine göre Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait olan cami Sayısı:
Batı Azerbaycan Eyaleti (Urumiye bölgesi): Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 1465
Buşehr: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize camii Sayısı 106 Tahran: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 9 (ve sayısı bilinmeyen bir çok mescit)
Horasan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 746. Sistan-Belucistan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait cami sayısı 3546. Sistan-Belucistan eyaletinde yaşayan Sünni sayısı: 824.395 kişi olmasına rağmen cami sayısı 3546. Burada yaşayan Şii sayısı ise 898.184. Şiilerin cami sayısı ise sadece 322. Resmi rakamlara göre Sünni Şii sayısı neredeyse aynı olmasına rağmen Sünnilerin cami sayısı Şiilerin cami sayısından kat be kat daha fazladır!
Fars: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 212. Kürdistan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 1768. Kerman: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 21. Kermanşah: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 341. Gulistan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 1017. Gilan: Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı 89. Hurmuzgan: Sünnilere ait cami sayısı 1032. İran genelindeki Ehl-i Sünnet kardeşlerimize ait camii sayısı toplam: 10344.
İran Parlamentosundaki Ehl-i Sünnet kardeşlerimizden olan milletvekillerinin listesi İran parlamentosunda görev yapan toplam milletvekili sayısı 290'dır. Bu milletvekillerinin 19'u Ehl-i Sünnete, 12'side öteki dini azınlıklara aittir.
Malum yazarın söylediği gibi Şiaları cami yıkan, azınlıkları haklarından mahrum eden olarak tanıtmak gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Malum yazar hakkında şunu da yazmadan geçemeyeceğim: Yeni Asya gazetesi 07 Haziran 2010 Pazartesi haberinde Mavi Marmara gemisi hakkında şunları söylemiştir; "Mavi Marmara gemisinin yolcularından Mustafa Özcan, gönüllüler arasında "Müslüman İsevi"lerin de bulunduğunu anlattı." Başka bir zaman şöyle diyor: "İsevi Müslümanlar bağlamında, siyah bir Amerikalı rahibenin Müslüman olması ve onun ötesinde hizmet verdiği kilisede beş vakit namaz kılmasıdır. Rahibe ve arkadaşları, kilisenin bir bölümünü mescid haline getirmişler ve oraya yaygılar ve kilimler sermişler ve topluca ve ferdi olarak orada beş vakit namazlarını eda ediyorlar. Homes Reden'in tek üzüntüsü, eskisi gibi çocukları vaftiz edememesi ve bu görevin elinden alınmasıymış." (MustafaÖzcan, 30.07.2009,http://www.timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=14796) Malum yazar "İsevi Müslümanlar veya Müslüman İseviler" diyerek neyi amaçlıyor acaba ve İslam dinine göre Müslüman'ın ancak ve ancak "Muhammedi Müslüman" olacağını bilmiyor mu acaba!? Bu konuda yorumu siz aziz okuyuculara bırakıyorum.
Altı bölümden oluşan bu konuya son noktayı koymadan önce Ayetullah Sistani'nin, Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz için söylediği bir sözü tekrar hatırlatmayı faydalı görüyorum. Şii Müslümanlara buyuruyor ki; "Sünniler sizin kardeşinizden de öteye canınızdır, özünüzdür." Bu sözü Irak Samarra'daki Askeriye Türbesine yapılan bombalı saldırıdan hemen sonra söylemiş ve böylelikle Müslümanlar arası birliğin zedelenmemesini sağlamış, Müslümanlar arası mezhep çatışması çıkarmak isteyenlerin planlarını alt üst etmiştir. Bizde; Ehl-i Sünnet kardeşlerimizden olan âlimleri, aydınları, yazarları, sanatçıları, siyasileri, kanaat önderlerini aynı hassasiyeti göstermeye, yakılmak istenen "mezhep savaşları" fitnesine beraber karşı koymaya davet ediyoruz ve İmam Malik'in şu sözünü hatırlatmanın da faydasının olacağını umuyoruz: Şeyh Abdullah bin Cibrin Mecmu Feteva kitabında şöyle yazmaktadır: İmam Malik şöyle demektedir: "Eğer birisinin kâfirliğine % 99 ve imanına sadece % 1 ihtimal versem, Müslüman'a hüsnü zandan dolayı onun amelini müminliğe yormak gerekir."
Sözlerimi Hz. Peygamber Efendimizin Medine'sinin kapısı, ilim şehrinin kapısı Hz. İmam Ali'nin şu hadis-i şerifleri ile noktalıyorum: "Bir fitne sizi kaplayıp çocuğu yaşlandırıp, yaşlıları yıpratınca, haliniz ne olacak?! O zaman insanlar bidatleri sünnet sanıp onlara amel eder ve onlardan biri değiştirildiğinde, "Resûlullah'ın sünneti değiştirildi" diyerek rahatsız olurlar, oysa insanlar kötü ve çirkin işler yapmaktalar. Ardından bela ve musibetler şiddetlenir, çocuklar esir düşer, ateşin odunu ve değirmen taşının taneyi ezdiği gibi fitneler onları ezer. İşte böyle bir durumda Allah'tan başkası için fıkıh (bilgi) edinirler ve ilim öğrenirler; fakat amel etmek için değil; ahiret amellerini vesile ederek dünyayı elde etmeye çalışırlar!" (Usul-u Kafi, Önsöz bölümü).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012