Tüm gücümüzle saldırmaya devam edeceğiz, dediler ve saldırıyorlar. Filistinlilerin yaşadığı yerleri bombalıyorlar, kullandıkları binaları, yüksek kuleleri, okulları havaya uçuruyorlar. Sokaktaki katliamları zaten görüyorsunuz. Çocuklar ağlıyor, analar ağlıyor, Mescid-i Aksa ağlıyor.
İsrailliler ise Mescid-i Aksa yanarken sevinç çığlıklarıyla dans ediyorlar. Müslümanlara saldırıyorlar. Dükkânlarını yağmalıyorlar.
Emperyalist Haçlı devletleri, "İsrail meşru müdafaa hakkını kutlanıyor" diyerek her şartta yanınızdayız, mesajını veriyorlar.
Onun için bir daha diyorum ki, bu yaşananlar bin yıldır olduğu gibi bir inanç zulmüdür, inanç savaşıdır. Yahudiler ve Hristiyanlar, bizleri ne Kudüs'te, ne Anadolu'da ve ne de Mezopotamya'da istemiyor.
Peki, İslam dünyası Arap Birliği, İslam İş Birliği Teşkilatı ve ülkemiz ne yapıyor? Koskoca bir hiç!
Dünyayı bu zulme sessiz kalmamaya çağırıyormuşuz! Sessiz kalıyorlar.
Müthiş bir telefon diplomasisi gerçekleştiriyormuşuz? Dinlemiyorlar.
En şiddetli şekilde kınıyormuşuz. Tınmıyorlar.
Her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanındaymışız! Ölen, katledilen, yağmalanan Filistinliler. Bu nasıl yandaşlık!
Filistin özelinde ortada 70 yıldır kanayan bir yara var ve sen, 'keşke bu yara kanamasa, bu kanı durdurun' diyerek, kanayan yaradaki kanın durduğunu, yaranın iyileştiğini gördünüz mü? O kanı durdurmak için tampon yapmak lazım. Hem de çok sağlam bir tampon!
İslam dünyasının eksiği bu tamponu yapacak bir lidere sahip olmayışıdır.
Dün Prof. Dr. Haydar Baş şöyle diyordu: "Türkiye'nin artık bundan sonra başını öne eğip ciddi bir muhasebe yapması gerekir. Nedir bu muhasebe? Biz, Ortadoğu'da kabul etsek de, etmesek de Müslüman olarak bilinen ve Müslüman kişilerin oluşturduğu devletlerin ne olursa olsun sevgisini, takdirini kazanan bir millet ve devletiz. Binaenaleyh bizim politikalarımızın evvela bunların menfaatine olması, Türkiye'nin menfaatine olması lazımdır."
Peki, 19 yıldır iktidarın, Ortadoğu politikaları kimin lehine oldu?
Bugün BTP Lideri Hüseyin Baş, "Geldiğimiz noktada dünyanın özellikle de İslam dünyasının Türk milletinin adaletine her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır.
Bugün Mescid-i Aksa'da ve Gazze'de yaşanan İsrail terörü bu boşluğun bir tezahürüdür. İslam dünyasında akan kanın durması, ancak ve ancak güçlü bir Türkiye'nin varlığına bağlıdır" diyor.
Diğer taraftan siyasetin de, medyanın da ya bile bile ya da önemsemeyerek kullandığı, 'doğu-batı Kudüs' tanımlamasına da itiraz eden BTP lideri şöyle dedi:
"Bu arada üzülerek takip ettiğim bir husus da Kudüs için kullanılan Batı ve Doğu Kudüs ifadeleridir. Kudüs'ün doğusu, batısı yoktur. Kudüs bir bütündür ve tamamıyla Müslümanlara aittir. Bu ayrıştırma İsrail'in istediği bir ayrıştırmadır.
Şu soruyu da sormak istiyorum; bizlere her fırsatta dinlerarası diyalog, hoşgörü masalları anlatanlar, acaba bir grup Yahudi'nin Mescid-i Aksa'da çıkan yangını sevinç çığlıkları içinde izlemesine ne diyor? Netice olarak; dileriz akan Müslüman kanı durur ve bölgemize huzur gelir."
İsrail'e karşı ne yapılabilir? Bu yaraya hangi tamponlar uygulanabilir?
Kınamayı geç. Onu bütün Müslümanlar yapıyor. Ya ne yapılabilir?
Her türlü ticari anlaşmaları askıya alabilirsiniz.
Her türlü askeri anlaşmaları askıya alabilirsiniz.
Ülkemizdeki, İsrailli firmaların faaliyetlerini durdurabilirsiniz.
Ülkemizdeki, İsrail patentli ürünlerin satışını durdurabilirsin.
İsrail vatandaşlarının, ülkemizdeki mal varlıklarını dondurabilirsiniz.
Hava-kara ve deniz yetki alanlarımızı, İsrail'e kapatabilirsiniz.
Ortaya Mescid-i Aksa Masası kurup bu masaya Mısır ve Suriye de dâhil olmak üzere bütün İslam devletlerini davet edebilirsiniz.
Bunlar gibi kararları, İslam İş Birliği Teşkilatı ve Arap Birliği'ne sunup ortak karar çıkmasını isteyebilirsiniz. Böylece herkesin maskesini de ortaya çıkartabilirsiniz.
Bu başlıklardan bir tanesi bile gündeme geldi mi? Hayır.
Bu başlıkların bazıları ülkemize, tamamı ise Irak, İran, Suriye gibi ülkelere batı tarafından uygulandı, uygulanıyor.
Biz neden uygulamayalım? Öyle ya! Sayın Erdoğan, İsrail'e "terörist" diyor. O zaman gereğini yapacaksınız.
Yapabilirler mi?
Bugün İslam dünyasında ekonomisi bağımsız, siyaseti bağımsız bir ülke var mı? Yok. O halde sadece şiddetle kınarlar başka bir şey yapamazlar.
İslam dünyasının yeniden başı olmak istiyorsak, BTP lideri Hüseyin Baş'ın şu sözlerine kulak vermemiz lazım:
"Türkiye'nin bölgede ve dünyada güçlü bir ülke, İslam dünyasının hamisi olması ise öncelikle güçlü bir ekonomiden geçmektedir. Bu da ancak ve ancak Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçirilmesi ile olur.
BTP'nin parti programı olan Prof. Dr. Haydar Baş imzalı Milli Ekonomi Modeli güçlü Türkiye'nin ana şartıdır. Bu anlamda Milli Ekonomi Modeli sadece Türkiye'nin değil, İslam dünyasının da tek çıkış yoludur."
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025