Bugüne kadar film artistleri, şarkıcılar, futbolcular, basketbolcular, mankenler, top modeller, pop modeller bir şekilde siyasette kullanıldılar, taraf edildiler. Din adına konuşan kişileri mi soruyorsunuz? Onlar zaten az bir dünyalık menfaat karşılığı gönüllü taraf olmuşlardı.
Ama matematik hiç bu kadar siyasette kullanılmamıştı. Evet, rakamlar, yüzdeler siyasetçiler tarafından açıklama babında kullanılırdı. Ama 'ben, senden daha çok kişi topladım. Ben daha güçlüyüm' babında kullanılmazdı.
Hatırlayın! Yenikapı'da mitingler düzenlenirdi. Sayılar 2 milyon, 3 milyon olarak açıklanırdı. Geçen yılki milli birlik mitingine 5 milyon kişi katıldı, denildi. Kimse itiraz etmedi.
Sonra Maltepe mitingleri de var. Burada yapılan mitinglere de bir buçuk, iki milyon katılımcı olduğu açıklanırdı. En son 15 Temmuz'un yıldönümünde Şehitler Köprüsünde yapılan mitinge en az 3 milyon hatta 5 milyon insan katıldı, denildi.
Tamam, sorun yok. Ama sorun Kemal Kılıçdaroğlu'nun Maltepe'deki 'adalet mitingine' kaç kişi katıldı, tartışmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere hükümet ve medyanın bir kesimi sayı polemiği başlattı.
Ne gerek var?
Unutmayın! Sayılarla güç gösteri yapmaya kalkan, haklılık iddiasında bulunan kişilerden biri de Muaviye'dir. Öyle ki, dişi deveye erkek demiş ve kalabalıkları buna şahit göstererek haklılık iddiasında bulunmuş ve bunu kabul ettirmişti. Peki, Muaviye haklı mıydı? Asla.
Haklı olmak için sayı önemli değil. Hakkın yanında, hakkın ölçüsünde olmak; söz, fiil ve ölçülerini O'nun çizgisinde gerçekleştirmek gerekmektedir. Bunu yaptığın zaman karşında bir kişi de olsa, milyonlar da olsa sen haklısın, sen güçlüsün, demektir. Yoksa Yenikapı'ya 10, Maltepe'ye 9 milyon kişi toplasan ne olur? Türkiye tablosu ortada?
Ekonomi
Geçtiğimiz hafta özellikle yandaş medyada, '445 bin esnafa faizsiz kredi' başlıklarıyla hükümet yetkililerinin ekonomimizi canlı tutmak için yaptıkları açıklamalar öne çıkarıldı.
Ama detaylara indiğimizde ekonominin vahim durumu ortaya çıkıyor. Evet, 1 Ocak'tan bu tarafa 445 bin esnafa kredi dağıtılmış. Doğru. Kullandırılan kredi bakiyesi de 21 milyar 510 milyon 530 bin 269 lira. O da doğru.
Yanlış olan faizsiz kredi bölümü. 445 bin esnaftan sadece 49 bin 452'si faizsiz kredi kullanmış. Yani 395 bin 488'i faizli kredi kullanmış.
Esnaf niçin kredi kullanır? Hazır parası olmadığı, yaptığı işten kâr edemediği içindir. Yoksa alın teri ile kazanıp bankalara faiz vermek akıllı insanın işi değildir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 1 milyon 6 bin civarı esnaf var. Bu rakamın eğer dörtte biri faizli kredi kullanıyorsa ekonomide bir sorun olduğu açıktır.
Zaten 2016 yılında 101 bin 614 esnaf ve sanatkârın işletmesini kapattığını Gümrük ve Ticaret Bakanı açıklamıştı.
Yaz mevsiminde olmamıza rağmen işsizlik rakamlarının çift hanelerde olması, enflasyonun aynı seyri devam ettirmesi, doların yükselişi, iç ve dış borç yanında faizlerinin de ödeme vakitlerinin gelmesi, peş peşe yapılan zamlar, mevsimi olmasına rağmen hâlâ domates fiyatlarının gündemde olması ekonominin halini ortaya koyuyor.
Görmüyorsan cebine bak. Oradaki yokluğu görürsün belki.
Hâlâ AB'ye umutları var
Avrupa Parlamentosunun 647 oyla, "Türkiye'yi aramızda görmek istemiyoruz" kararına ülkemizden yapılan yorum ve tepkiler çok ilginçti. Hele Sayın Başbakan'ın tepkisi tarihe geçecek cinstendi. Nasıl mı?
AP, 647 oyla "Türkiye'yi aramızda görmek istemiyoruz" derken Sayın Binali Yıldırım, "Bizi aranıza almak istemiyorsanız bunu açıkça söyleyin" diyordu.
Sayın Cumhurbaşkanı da, "Avrupalı dostlarımız artık karar vermeli" diyor. Hangi dostlar? Almanya mı, Belçika mı, Fransa mı, Hollanda mı, hangisi?
Ama matematik hiç bu kadar siyasette kullanılmamıştı. Evet, rakamlar, yüzdeler siyasetçiler tarafından açıklama babında kullanılırdı. Ama 'ben, senden daha çok kişi topladım. Ben daha güçlüyüm' babında kullanılmazdı.
Hatırlayın! Yenikapı'da mitingler düzenlenirdi. Sayılar 2 milyon, 3 milyon olarak açıklanırdı. Geçen yılki milli birlik mitingine 5 milyon kişi katıldı, denildi. Kimse itiraz etmedi.
Sonra Maltepe mitingleri de var. Burada yapılan mitinglere de bir buçuk, iki milyon katılımcı olduğu açıklanırdı. En son 15 Temmuz'un yıldönümünde Şehitler Köprüsünde yapılan mitinge en az 3 milyon hatta 5 milyon insan katıldı, denildi.
Tamam, sorun yok. Ama sorun Kemal Kılıçdaroğlu'nun Maltepe'deki 'adalet mitingine' kaç kişi katıldı, tartışmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere hükümet ve medyanın bir kesimi sayı polemiği başlattı.
Ne gerek var?
Unutmayın! Sayılarla güç gösteri yapmaya kalkan, haklılık iddiasında bulunan kişilerden biri de Muaviye'dir. Öyle ki, dişi deveye erkek demiş ve kalabalıkları buna şahit göstererek haklılık iddiasında bulunmuş ve bunu kabul ettirmişti. Peki, Muaviye haklı mıydı? Asla.
Haklı olmak için sayı önemli değil. Hakkın yanında, hakkın ölçüsünde olmak; söz, fiil ve ölçülerini O'nun çizgisinde gerçekleştirmek gerekmektedir. Bunu yaptığın zaman karşında bir kişi de olsa, milyonlar da olsa sen haklısın, sen güçlüsün, demektir. Yoksa Yenikapı'ya 10, Maltepe'ye 9 milyon kişi toplasan ne olur? Türkiye tablosu ortada?
Ekonomi
Geçtiğimiz hafta özellikle yandaş medyada, '445 bin esnafa faizsiz kredi' başlıklarıyla hükümet yetkililerinin ekonomimizi canlı tutmak için yaptıkları açıklamalar öne çıkarıldı.
Ama detaylara indiğimizde ekonominin vahim durumu ortaya çıkıyor. Evet, 1 Ocak'tan bu tarafa 445 bin esnafa kredi dağıtılmış. Doğru. Kullandırılan kredi bakiyesi de 21 milyar 510 milyon 530 bin 269 lira. O da doğru.
Yanlış olan faizsiz kredi bölümü. 445 bin esnaftan sadece 49 bin 452'si faizsiz kredi kullanmış. Yani 395 bin 488'i faizli kredi kullanmış.
Esnaf niçin kredi kullanır? Hazır parası olmadığı, yaptığı işten kâr edemediği içindir. Yoksa alın teri ile kazanıp bankalara faiz vermek akıllı insanın işi değildir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 1 milyon 6 bin civarı esnaf var. Bu rakamın eğer dörtte biri faizli kredi kullanıyorsa ekonomide bir sorun olduğu açıktır.
Zaten 2016 yılında 101 bin 614 esnaf ve sanatkârın işletmesini kapattığını Gümrük ve Ticaret Bakanı açıklamıştı.
Yaz mevsiminde olmamıza rağmen işsizlik rakamlarının çift hanelerde olması, enflasyonun aynı seyri devam ettirmesi, doların yükselişi, iç ve dış borç yanında faizlerinin de ödeme vakitlerinin gelmesi, peş peşe yapılan zamlar, mevsimi olmasına rağmen hâlâ domates fiyatlarının gündemde olması ekonominin halini ortaya koyuyor.
Görmüyorsan cebine bak. Oradaki yokluğu görürsün belki.
Hâlâ AB'ye umutları var
Avrupa Parlamentosunun 647 oyla, "Türkiye'yi aramızda görmek istemiyoruz" kararına ülkemizden yapılan yorum ve tepkiler çok ilginçti. Hele Sayın Başbakan'ın tepkisi tarihe geçecek cinstendi. Nasıl mı?
AP, 647 oyla "Türkiye'yi aramızda görmek istemiyoruz" derken Sayın Binali Yıldırım, "Bizi aranıza almak istemiyorsanız bunu açıkça söyleyin" diyordu.
Sayın Cumhurbaşkanı da, "Avrupalı dostlarımız artık karar vermeli" diyor. Hangi dostlar? Almanya mı, Belçika mı, Fransa mı, Hollanda mı, hangisi?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024
- Erdoğan iktidarda olduğunu yine unuttu / 31.05.2024
- Hamd, dua ve tövbe / 30.05.2024
- Kobani’ye giden yolu açan AKP, patlatan HDP’dir / 27.05.2024
- Suçluyu saklamak suç mudur? / 26.05.2024
- Katledilen Filistinlilerin sayıları neden düşük tutuluyor? / 25.05.2024
- İmam Ali'nin seçildiği güne bir ay kaldı / 24.05.2024
- AKP döneminde ‘aile’ kurumu da dağıldı / 23.05.2024
- Erdoğan’ın cevaplanmayan sorusu: ‘Burası kabile devleti mi?’ / 22.05.2024
- Haydar Baş’a sırt dönmenin bedelini ödüyoruz / 20.05.2024
- Erdoğan iktidarda olduğunu yine unuttu / 31.05.2024
- Hamd, dua ve tövbe / 30.05.2024
- Kobani’ye giden yolu açan AKP, patlatan HDP’dir / 27.05.2024
- Suçluyu saklamak suç mudur? / 26.05.2024
- Katledilen Filistinlilerin sayıları neden düşük tutuluyor? / 25.05.2024
- İmam Ali'nin seçildiği güne bir ay kaldı / 24.05.2024
- AKP döneminde ‘aile’ kurumu da dağıldı / 23.05.2024
- Erdoğan’ın cevaplanmayan sorusu: ‘Burası kabile devleti mi?’ / 22.05.2024
- Haydar Baş’a sırt dönmenin bedelini ödüyoruz / 20.05.2024