"Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu"
Edip Cansever'in meşhur şiiri. Bilenler bilir. "Masa" metaforunu enfes bir şekilde işleyen güzel şiirdir. Gündem "masa" olunca aklıma geldi. Tabi Türkçenin anlam incelikleri devreye girince "masa" her şey oluveriyor, ne isterseniz o olabilir.
Politikada ise muhalefet liderlerinden bazılarının bir araya gelmesini ve bir koalisyon oluşturmasını temsil ediyor. Hele bugünlerde kahvelerde, evlerde, dükkanlarda vb. her yerde insanların dilinde. Bu konuyu teğet geçeceğim. Zaten, dediğim gibi, herkes konuşuyor. Malumu ilama gerek yok.
Ben de "masa" dışında veya "masa" da konuşulmayan bir konudan bahsetmek istiyorum: "HÜCRESEL DEPREM ANALİZİ"
Evet, adını ben koydum.
Masaya bırakıyorum.
Deprem çok çok güncel bir konu da, "Hücresel Deprem Analizi" diye terminolojiye dahil ettiğim mevzu, araştırdığım kadarıyla, bayağı yeni. Çok yeni… Yani az önce başladı. Taze…
Bu konuyu yaklaşık üç senedir düşünüp araştırıyorum. Ve dahi çevremde dillendiriyorum. Hücresel Deprem Analizi diye tabir ettiğim konu, ülkemizin içinde bulunduğu durum itibariyle, her evin deprem dayanıklılık seviyesinin ölçülerek şehirlerin deprem haritalarının bina bazında çıkarılmasına dayanıyor.
Ekranlarda, gazetelerde ve sosyal medyada görüp duyduklarımızın biraz ötesinde bir durumdan bahsediyorum. Eski veya çürük binaların tespit edilip yıkılması değil bahsettiğim. Kentsel Dönüşüm de değil.
Her binanın deprem dayanıklılık seviyesinin belirlenerek tüm insanımıza yönelik bir seferberliğin başlatılmasının şart olduğunu düşünüyorum. Bu zamana kadar, bir şekilde, öyle veya böyle binalar yaptık. Yönetmeliklere harfiyen uyarak yapılanlar, biraz orası değiştirilerek yapılanlar, biraz şurası kaldırılarak yapılanlar, yönetmelikten daha iyi (!) yapılanlar… Artık günümüze bakıp kesin çözüm aramalıyız. Kesin çözüm de, tüm insanımıza eşit bir uygulama ve tüm binaların ölçümünden geçiyor. Tabi ki bundan sonra yapılacak binaların, deprem ve fay hattı gerçeğine göre planlanması şart. Ancak, bugüne kadar yapılmış ve içinde yaşadığımız evlerimizin/binaların tamamının ölçümü de şarttır.
Gelelim bunun nasıl yapılacağına… Özel firmalar ilk seçenek gibi görülse de ben, üniversiteler eliyle yapılmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim. Jeoloji ve İnşaat Mühendislikleri ilk aklıma gelen… Hem üniversitelere bir uygulama alanı, öğrencilere staj; hem de tüm vatandaşlarımıza hizmet verilmiş olacaktır.
Yıkılma olasılığı yüksek binalara ekonomik destek verilmesi de şarttır. İnsanların ekonomik güçlerine bırakılmayacak kadar değerlidir insan hayatı. Çünkü bu insanlar, bizim milletimiz ve onlar olmadan bir devletimiz olmaz.
Böylece, deprem olasılığına karşı topyekun bir bilinçlenme ve seferberlik başlatmış oluruz. Yöneticilerin ellerinde böyle bir harita olması, acil müdahale için önemli bir veridir. Vatandaşlarımız için de binalarının durumunu öğrenmek, ilk olarak bir iç huzuru sağlayacaktır.
Girizgah bu kadar…
Masayı kuran, kaldırır derler.
Masayı kaldırma zamanı..
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020