4- "…(Muaviye'nin) 20 yıllık valiliği ve 19 yıllık hilafeti, İslam tarihinin altın çağlarındandır" iddianızı, İslam tarihinde bir yere koyamadım!
Öncelikle, Muaviye'nin derdi, Hz. Osman'ın katilleri değil, bilakis "hilafet"tir, hilafeti ele geçirmektir. Bunun delileri şunlardır:
- Muaviye, Sıffin Savaşı'ndan sonra Hakem Olayı'nda hile yapmıştır. Hakem Olayı'nın ardından yapılan antlaşmada Hz. Osman'ın katilleri konusu hiçbir şekilde yer almazken, Muaviye kendisini halife ilan ettirmiştir.
- Öte yandan, Muaviye hiçbir zaman Hz. Ali'ye biat etmemiştir. Ancak Hz. Ali'nin hilafeti sahabenin tamamının isteği ile gerçekleştiği için icmâ vâki olmuştur. Muaviye o dönemde halifelik isteğini açığa vurmamıştır.
Muaviye'nin kendine destek aramak için mektup yazdığı Muhammed b. Mesleme, cevaben şöyle yazmıştır: "Sen dünyadan başka bir şey dilemiyor ve hevesten başka bir şey izlemiyorsun. Sen Osman yaşarken ona yardım etmedin, öldükten sonra ise kalkmış onu savunuyorsun…" (El-İmame ve's-Siyase, s.90).
Halife Hz. Ali'ye biat etmeyip isyan ederek Sıffin Savaşı'na neden olması, asla ve kat'a "İslam tarihinin altın çağı" olamaz!
Belazuri, Ensabu'l-Eşraf adlı eserinde, "Muaviye, Hz. Hasan'a verdiği sözlerin hiçbirine sadık kalmadı. Hucr ve dostlarını şehit etti. Kendinden sonra halife seçme konusunu mü'minler şûrâsına bırakmayıp oğlu Yezid'i veliaht tayin etti ve Hz. Hasan'ı zehirledi" (c.2, s.47-48) diye yazmaktadır. Bunların gerçeğini bırakın dedikodusu bile insanı iman noktasında zafiyete götürür çünkü, ayet-i kerimede Ehlibeyt'in tertemiz olduğu vurgulanmıştır (Ahzab suresi, 33. ayet).
5- "Halifeliğin babadan oğula geçmesi, şer'i hükümlere aykırı değildir" ifadeniz doğru değildir çünkü Hz. Hasan ve Muaviye arasında yapılan bir anlaşma söz konusudur. Bu anlaşmanın 2. maddesine göre, "Muaviye'den sonra hükümet, Hasan'ın, Ona bir şey olur ya da beklenmedik bir gelişme yaşanırsa Hüseyin'indir." Dolayısıyla Muaviye'den sonra Yezid'in halife olması yapılan anlaşmaya aykırı olup hüküm geçersizdir.
6- "Halifelik için, şahsi üstünlüktense, güç ve siyaset aranır" diyerek getirdiğiniz delilin İslam ile uzaktan yakından ilgi ve alakası yoktur. Allah, Kur'an'da halife olarak "seçilenlerden" bahseder ve hiçbirinde güç ve siyaset geçmez! Peygamberimizin (sav) hadislerinde de halife ile ilgili güç ve siyaset geçmez!
7- "Kerbela Faciası" başlığının altında yazdıklarınıza gelince; "Ne işi varmış orada?" anlamına gelen ifadelerinizin muhatabı Hz. Hüseyin, Peygamberimiz (s.a.v) tarafından cennet gençlerinin efendisi olduğu ifade edilmiş ve ayet ile tertemiz olduğu Allah tarafından vurgulanmış bir insandır! Siz, Allah'ın tertemiz dediği insanın karşısına geçmekle, Allah'ın ayetinin karşısına geçtiğinizin farkında mısınız? Buradaki "tertemiz" olmak; kıyafet, elbise, yatak, döşek vs. ile ilgili olmayıp karakter, kişilik ve ahlak olarak, dolayısıyla da iş, tavır, icraat olarak ifade edilmektedir. Bu yüzden, Hz. Hüseyin'in ortaya koyduğu iş ve icraatlar, Allah'ın ifadesiyle "tertemiz" dir.
8- "Bu emri Yezid vermedi; nitekim isteseydi bunu daha evvel yapabilirdi" ifadeniz de komik olamayacağına göre çok ilginç! Yezid'in komutanı olan İbn Ziyad'ın ortaya koyduğu icraat, elbette ki Yezid'i bağlar ve onun işidir! Velev ki emri versin veya vermesin! Emri vermediğini düşünseniz bile, Yezid'in komutanı olduğu için, ortaya koyduğu hükümden Yezid de sorumludur ve yapmış kadar olur. Kaldı ki emri Yezid vermiştir. İbn Ziyad'a şu notu yollamıştır:
"Hüseyin'in Irak topraklarına doğru gelmekte olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. Gerekli gözcüleri ve silahlı adamları yerlerine yerleştir. En küçük bir şüphe durumunda sorguya çek ve küçük bir itham da olsa, bundan dolayı hapset. Ancak seninle savaşmayanları öldürme. Bütün bunlardan beni haberdar et." (Taberi, c.5, s.381).
Daha önce isteyip istemediğine gelince; Yezid'in amacı, Hz. Hüseyin'den biat almaktır; her ne şekilde olursa olsun! (devam edecek…)
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020