ABD'li zencilerin sembol isimlerinden, babası renginden ötürü katledilmiş, annesi bu acıyla ölmüş, kendisini sokaklarda bulmuş ve hapishaneye düşmüş, hapiste İslam ile tanışıp, Müslüman olmuş olan Malcolm X, "Bizi İsa ile Aldattılar" isimli kitabında ilginç bir o kadar da örnek bir olay anlatır. Kitapta, köle ticareti yapan İngiliz John Hawkings'ten bahsediliyor. Bu insan satan İngiliz'in gemisinin adı ise "İsa". Yani insanları "yenidünya'ya" (ABD'ye) götürmek, oralarda satmak için "İsa" adı kullanılıyor. Malcolm X şöyle devam ediyor; "Halkımız, buraya getirildiğinde; uğradıkları zulüm ve işkencelere isyan edip, geri dönmek istemiş ve kendilerini getiren gemiyi gözlemeye başlamışlardı. Kölelerin bu yüzden sık sık söyledikleri eski bir ilâhîleri vardı: "İsa'ya doğru koşalım, yurdumuza doğru koşalım." Bu ilâhideki İsa, Afrika kıtasından kölelerin getirildiği geminin adıydı. Eski köleler, bu gemiye tekrar binip, Afrika'daki yurtlarına yeniden dönebilmenin hayalini kurmaktaydılar. Fakat bugün beyni yıkanmış bazı zavallı zenciler veya gerçek köleler, kilise sıralarına oturup hâlâ; "İsa'ya koşalım." ilâhisini söylemekteler. Bu ilâhiyi dilinden düşürmeyen zencileri şimdi alıp Afrika'ya götürmeye kalksanız, korkudan ölüp ölüp dirilirler. Bu da zihinlerin nasıl bozulup, karmakarışık hâle getirildiğini çok iyi göstermektedir."Evet, benzer bir anlayış ülkemiz ve İslam coğrafyasında da hakimdir. Müslümanlar batıya özgür, çağdaş, adaletli, insanca yaşanılacak bir yer olarak bakıyorlar. Oysa gerçek böyle değildir. Hele Müslümanlara karşı batı dünyası her zaman vahşidir, zulüm sahibidir. Endülüs'ü hatırlayın. Tarık b. Ziyad gemileri yakmıştı. Gelen için dönüş yoktu. Ve İspanya'da bir İslam medeniyeti kuruldu. Hıristiyan dünyasına insanlık, ahlak, yardımlaşma, barış, huzur, adalet, bilim kavramları bizzat uygulamalı olarak gösterildi. Büyüdükçe büyüdü. Tam 800 yıl sürdü. Haçlı dünyası bundan rahatsız oldu ve o meşhur anlayış ortaya konuldu. İslam toplumunda fuhuş ve içki yaygınlaştırılacak, fitne desteklenecek. Başardılar. Endülüs zayıfladı, paramparça oldu. Haçlı Avrupa akla gelmedik vahşetlerle Müslümanları katletti. İslam'a ait ne varsa hepsini yıktı.Avrupalı Hıristiyan gemiciler, bu vahşetten kaçmak isteyen Müslümanları, gemilerine dolduruyor, biraz açıldıktan sonra insanları denize atıyor, geri dönüp gemilerini yeniden dolduruyor, onları da denize atıp tekrar kıyıya dönüyorlardı. Böylece yüz binlerce Müslüman'ı katlettiler. Aynı sahne 19. Yüz yılda Cezayir'de, Balkanlarda yaşandı. 20. Yüz yılda İslam coğrafyası bu sahnede oynamaya devam etti. Ve 21. Yüz yıldayız. Aynı oyun devam ediyor.BOP kapsamında İslam coğrafyası vahşet ve kan deryasına döndü. İnsanlar bu vahşetten kaçmak istiyor. Nereye? Avrupa'ya. Bilmiyorlar ki! Kendi topraklarındaki en ağır zulüm, Avrupa'daki rahat denilen yaşamdan daha şereflidir. Bakın! Osmanlıdan örnek vereyim. Hani bugün Osmanlı hayranları ortalıkta bol ya! Son Padişah, Avrupa'ya kaçtı. Tabi yanında zamanın önde gelenleri de vardı. Şimdi televizyonlardan Osmanlı hanedanının torunlarını izliyor ve görüyoruz. Göremediğimiz ise bu milletin, milli ve manevi değerlerinden hiçbir simgeyi taşıyor olmamaları. Yani Avrupalılaşmışlar. Diğer boyutta ise Avrupa hiçbir zaman Müslümanlara hoş görülü bakmadı, bakmazda. Macaristan Başbakanı Victor Orban, daha işin başında Avrupa'ya mülteci akınının kıtanın Hıristiyan kökenlerini tehdit ettiğini açıklamıştı. Macar polisi de mültecilere terörist muamelesi yapıyor. Sokakta fuhuş yapmayı medeniyet kabul eden anlayışlar, Suriyeli mültecileri ülkelerine sokmadan önce anlaşma imzalatıyorlar. Yere tükürmeyeceklermiş. Böyle bir aşağılama olabilir mi? Ben, böyle bir anlayışın da, medeniyetinde?Suriyelilerin bir kısmı Avrupa'ya yerleşti, diyelim. Sonra ne olur? Varlıklı, eğitimli kişi ve aileler, Sultan Vahdettin'in torunları gibi olurlar. Diğerleri de köle. 2. Ve 3. Kuşan ise annesi Alman, babası Türk, Mehmet School gibi bir şey olurlar. Ya da direk Hans ve Helga olurlar. Israrla aslını, neslini korumaya çalışanlara ise "ılımlı İslamcılar" yanaşır, bir camiye, bir kiliseyi gitmeyi iman olarak kabul ettirirler. Kısaca kaçmak yerine Haçlı ve Müslüman adlı uşaklarından kaçmak yerine şerefle mücadele edip, şehit olmak imani ve vatani bir gerekliliktir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025