'Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Musa (a.s.) hayatta olsaydı bana uymaktan başka yolu olmazdı.' (Feth-ul Bari c. 13 sh.281).
İslam birliği nasıl sağlanmalı veya İslam ümmeti dışındaki insanların ne durumda olduğunun cevabı yukarıdaki Hadis-i Şerifte beyan edilmiştir.
Resul-i Ekrem Efendimiz doğumundan, Allah-u Teala'ya ulaşıncaya kadar diğer inançlarla ilgili icraatları bugüne aktarılmıştır. Bu icraatlardan anlaşılamamış bugüne kadar gelen bizce hiçbir mevzu kalmamıştır.
Hepsi nüzul sebebi olan ayetlerle veya Resûlullah'ın (s.a.v.) aktardığı hadislerle açıkça beyan edilmiştir. İyi niyetli, samimi hiçbir Müslüman'ın makamı ve mevkisi ne olursa olsun bu gerçekleri saptırmaması veya değiştirmemesi gerekmektedir.
Zira dinler arası diyalog meselelerinde, 'insanlar (haşa) Allah'tan daha merhametliymiş' gibi bir algı ortaya sürdüler. Ve bu fitneyi İslam Coğrafyasına yayarak Müslümanları birbirlerine kırdırdılar.
Oysa Allah'ın (c.c) Yahudi ve Hıristiyanlarla ve diğer inançlarla ilgili hükümleri nettir.
Eğer İslam adına bir duruş sergilenecekse; 'bütün müminler kardeştir' ayeti bağlamında tevhidin merkezi Ehl-i Beyt olduğu gerçeğinde birleşip, Ümmet-i Muhammedi bir ve beraber aynı safta tutma gayretinde olmak bize düşen tek vazifedir.
Bu mevzunun biz, Müslümanları bir çatı altında birleştirmesi umuduyla Allah-u Teala'nın, 'iman edenlere' hitabıyla başlayan şu ayeti; "Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Çünkü onlar, birbirlerinin dostudurlar. Eğer sizden kim, onlar dost edinirse şüphesiz ki o da, onlardandır. Muhakkak ki Allah, o zalimleri hidayete ve doğruluğa iletmez" (Maide, 51) tüm dünya Müslümanlarına ölçü olması şarttır.
Efendiler! İyi bilinmelidir ki, biz hiçbir inanç mensubunu veya gurubu ayrımcılık yaparak dışlamıyoruz. Buradan kimseyi düşman ilan etmiyoruz. İnanç noktasında Allah'ın hükmü bellidir; 'Sizin dininiz size. Benim dinim banadır' (Kafirun, 5). Yargılayacak olan Allah'tır.
Biz burada kimlerle dost olmalıyız sorusunun cevabını veriyoruz; bu sonuca göre Müslüman'ın dostu ve kardeşi ancak ve ancak Müslümanlardır.
Neden biliyorsun, diyecek olursanız Allah'ın hüküm çok açıktır; "Ancak mü'minler kardeştir" (Hucurat, 10).
Bu gerçekler ışığında birbirimizi kandırmadan şu tespiti yapalım; eğer Müslüman veya mümin olduğumuzu savunuyorsak, kaçınmamız gerekenleri ve sevmemiz gerekenleri hiçbir şüphe duymadan ayrıca ortaya çıkan fitnelere kanmadan tüm oyunları bozarak, birlik beraberlik kurulması kolaylaşır.
Bugün insanımızın yukarıda belirtilen üç ana kuralı birleşme açısından faydalı buluyorum. Son olarak Allah'ın Resulü Veda Hutbesinde bize birleştirici unsur olarak; Kur'an ve Ehl-i Beyt'i bırakmıştır.
Bu iki emanete sarılırsak kardeş oluyoruz. Ayrılırsak dağılırız.
Allah (c.c) Ümmet-i Muhammed'e birlik ve beraberlik nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019