Lozan'a düşman Sevr'e dost yeni bir nesil yetişiyor!Fransız Le Figaro gazetesinde Adrien Jaulmes adlı Erbil muhabirinin Kuzey Irak izlenimlerini yayınladığı yazıda Türkiye'nin bugün yaşadıklarından çok daha şiddetli problemleri gelecekte yaşayacağını ortaya koyan ayrıntılar dikkatimi çekti. "Kürdistan bağımsızlığa koşuyor" başlığıyla Le Figaro'nun sayfalarında yer bulan haberde, geçmişte birbirlerini bir kaşık suda boğmaya çalışan Mesut Barzani ve Celal Talabani'nin artık aynı hedef için beraber çalışma yürüttükleri de ifade edildi. Batılı devletlerin Kuzey Irak'ta ne kadar etkin olduğunu caddelere konulan Batılı liderlerin isimlerini görünce hemen anlıyorsunuz.Benim dikkatinizi çekmek istediğim konu bu değil. Konuyu daha fazla dağıtmayalım ve hemen konuya girelim.Haberde Kuzey Irak'ta eğitim anlayışında köklü bir değişim yaşandığını ve artık Kürt tarihinin önemli olaylarının ayrıntılarıyla yeni yetişen nesle öğretildiği ifade ediliyor.Ne var bunda demeden önce şunları da okuyun lütfen. Kuzey Irak'taki okullarda tarih derslerinde Sevr Antlaşması, Osmanlı'nın Kürtlere bir bağımsız devlet sözü verdiği bir antlaşma olarak öğretilirken, Lozan Barış Antlaşması'nın, bu sözün tutulmayışının bir belgesi olarak öğretiliyor.İlkokuldan üniversiteyi bitirene kadar 14-15 yıl boyunca sürekli olarak bu anlayışla yetişen gençlerin, geleceğin Barzanileri, Talabanileri, Karayılanları ve Öcalanları olacağından emin olabilirsiniz. Hatta bugünkülerin cüretkârlıklarını bize aratacağından da hiç şüpheniz olmasın. Kuzey Irak'ta Lozan'a düşman, Sevr'e dost bir nesil yetiştirmek için ABD işgalinden bu yana hızla hummalı bir çalışma devam etmekte. Lozan bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş senedi hükmünde. Sevr ise Osmanlı'nın parça parça edilmesinin planı. Barzani ve arkasındaki güçler, zaman zaman cılız bir şekilde seslendirdikleri bağımsızlık fikrinin temellerini bu şekilde inşa ediyorlar. Yetiştirilen bu yeni nesil, dikkat ederseniz Suriye veya İran'a değil, bizzat Türkiye'ye düşman olarak yetiştirilmekte. Bu çarpık şeyler öğretilmiş ve bağımsızlık fikri aşılanmış gençler için Lozan'ı ortadan kaldırmak, Sevr'i ise hayata geçirmek artık tek ideal olmaktadır. İşte bundan dolayıdır ki, Le Figaro gazetesi, "Kürdistan bağısızlığa koşuyor" başlığını atmıştır. Türkiye ise başını kuma gömen ve tehlikelerden bu şekilde korunduğunu sanan devekuşu misali çevresindeki gelişmeleri görmezden gelerek, BOP projesinde verdiği katkıları daha da artırarak ve Barzani'yi Habur'dan besleyerek büyütmeye ve sattığı ucuz elektrikle aydınlatmaya devam etmektedir. Barzani'yi bugünlere getiren Türkiye'nin desteği, her şeye rağmen devam ediyor olmasını ise anlamak mümkün değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024