Dünyanın enerjiye olan ihtiyacı her geçen gün daha fazla artıyor. Yüzyıllardan beri bilinen ve yaygın olarak kullanılan enerji kaynakları petrol ve doğalgaz olduğu için paylaşımı dünya savaşlarına bile sebep oldu. Bugün bölgemizde kaynayan cadı kazanının ve yanan ateşin ana sebeplerinden birisi de enerji kaynaklarıdır. Ülkemiz bu anlamda özel bir yere sahip. Enerji politikası milli güvenlik politikası ile eşdeğer nitelik taşıyor. Sayın Başbakanın geçtiğimiz günlerde ülkemizde ‘sınırsız petrol ve doğalgaz kaynaklarının bulunmadığını’ belirtmesi ne anlama geliyor gelin bunu değerlendirelim.
Enerji Bakanının uçağı niçin Irak’a indirilmedi
Bir kere devlet güç demektir, bu gücü elinde tutan hükümetlerin milletin moralini bozmaya hakkı yoktur. İkincisi elbette petrol olsun, doğalgaz olsun veya diğer maden kaynakları olsun bunlar sınırsız olabilir. Bu anlamda hangi ülkedeki petrol kaynakları sınırsız olabilir ki…
Petrol ve doğalgaza vurgu aklımıza Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın uçağının Irak’a indirilmeme hadisesini getirdi. Bakan, Erbil’e hem petrol ve doğalgaz konferansına katılmak, hem de petrol ve doğalgaz anlaşması yapmak için gidiyordu. Hedefte Kuzey Irak Kürt yönetimi ve Türkiye arasında bir enerji koridoru oluşturmak da var. Bu proje göründüğü kadar masum bir proje değil. Arka planında bir takım kirli sonuçlara gebe. Bir kere Irak devletinin bütünlüğünü inkâr anlamına geliyor. Sen kalkacaksın bir devletin merkezi yönetimini yok sayacaksın ve bölünmeye aday bir bölgesiyle anlaşma yapacaksın. Bu AKP hükümetinin, ‘Irak’ın bütünlüğünü istiyoruz’ dediği politikasının da içinin boş olduğunu göstermektedir. Neticede merkezi yönetim, kendi bütünlüğüne yönelmiş bir tehdit olarak gördüğü için bakanın Irak’a gelmesine müsaade etmedi.
Kamuoyuna bu durum nasıl izah edilecek?
“Ne yapalım bizim sınırsız petrol ve doğalgaz kaynaklarımız yok. Ey vatandaş sizin de ihtiyacınız var, biz de mecburen Kürt yönetimi ile anlaşma yapıyoruz” denecek. Oysa bu anlaşmanın bir diğer yönü Kürt tarafına ağabeylik yapmak, finans olarak güçlendirerek bölünmelerini hızlandırmaktır. Son dönemde bakıldığında AKP hükümetinin Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi ile sıkı fıkı olduğu gözden kaçmamaktadır. Erdoğan’ın bu yaklaşımıyla yabancılara peşkeş çekilen madenlerimiz de gözden kaçırılmak istenmektedir.
Madem kaynaklarımız yok neden vatan topraklarımızın yüzde 20’si maden aramaları için ruhsatlandırılmıştır. O zaman ülkemizin enerji ihtiyacı nasıl karşılanacak diyeceksiniz.
Alternatif enerji kaynaklarımız niçin devreye konmuyor
Bakın, bizim ülkemiz alternatif enerji kaynakları açısından son derece özel bir coğrafyaya sahiptir. Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modelinde enerji kaynakları önemli bir başlığı oluşturur. Burada güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, akıntı enerjisi, dalga enerjisi, biomass enerji ve daha birçok enerji kaynaklarından bahsedilir. Dünyanın gittiği yön, temiz ve geri dönüşebilir enerji kaynaklarınadır. Yine son yıllarda devletler bu kaynaklara yöneliyorlar, üstelik gelip bizim ülkemizde de yatırım yapmaya başladılar. Ancak hükümet hala bu konuda ağır ve aksak gidiyor.
Bizim ülkemizde elektrik üretimi için gittikçe artan oranda doğalgaz kullanılıyor. Kömür madenlerimiz atıl bırakılıyor. Niçin kömür çıkartılmıyor, işlenmiyor; elektrik enerjisi doğal gazdan elde ediliyor?
Doğalgazdan elde edilen elektrik enerjisi kömürden elde edilen elektrik enerjisine göre maliyeti 10 kat artıyor. Hem vatandaşın cebi yakılmakta hem de milli servetimiz yabancılara peşkeş çekilmektedir.
Sınırsız olan petrol kaynakları değil, kaynakların tamamıdır
Devletimizin kırmızı çizgileri rengini kaybetti. Renk kaybolunca çizgide kayboldu. Bilelim ki, çizgi demek bağımsızlık demektir. Bakın Prof. Dr. Haydar Baş bey ne diyor, “ihtiyaçlar sınırlı, kaynaklar sınırsızdır.” Bizim anlatmak istediğimiz petrol ve doğal gaz kaynaklarının sınırsız olduğu değil, enerji kaynakların sınırsız olduğudur. Bütün bu gelişmelerden sonra haklıya hakkını haksıza haddini bildirme zamanı gelmedi mi?
Enerji Bakanının uçağı niçin Irak’a indirilmedi
Bir kere devlet güç demektir, bu gücü elinde tutan hükümetlerin milletin moralini bozmaya hakkı yoktur. İkincisi elbette petrol olsun, doğalgaz olsun veya diğer maden kaynakları olsun bunlar sınırsız olabilir. Bu anlamda hangi ülkedeki petrol kaynakları sınırsız olabilir ki…
Petrol ve doğalgaza vurgu aklımıza Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın uçağının Irak’a indirilmeme hadisesini getirdi. Bakan, Erbil’e hem petrol ve doğalgaz konferansına katılmak, hem de petrol ve doğalgaz anlaşması yapmak için gidiyordu. Hedefte Kuzey Irak Kürt yönetimi ve Türkiye arasında bir enerji koridoru oluşturmak da var. Bu proje göründüğü kadar masum bir proje değil. Arka planında bir takım kirli sonuçlara gebe. Bir kere Irak devletinin bütünlüğünü inkâr anlamına geliyor. Sen kalkacaksın bir devletin merkezi yönetimini yok sayacaksın ve bölünmeye aday bir bölgesiyle anlaşma yapacaksın. Bu AKP hükümetinin, ‘Irak’ın bütünlüğünü istiyoruz’ dediği politikasının da içinin boş olduğunu göstermektedir. Neticede merkezi yönetim, kendi bütünlüğüne yönelmiş bir tehdit olarak gördüğü için bakanın Irak’a gelmesine müsaade etmedi.
Kamuoyuna bu durum nasıl izah edilecek?
“Ne yapalım bizim sınırsız petrol ve doğalgaz kaynaklarımız yok. Ey vatandaş sizin de ihtiyacınız var, biz de mecburen Kürt yönetimi ile anlaşma yapıyoruz” denecek. Oysa bu anlaşmanın bir diğer yönü Kürt tarafına ağabeylik yapmak, finans olarak güçlendirerek bölünmelerini hızlandırmaktır. Son dönemde bakıldığında AKP hükümetinin Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi ile sıkı fıkı olduğu gözden kaçmamaktadır. Erdoğan’ın bu yaklaşımıyla yabancılara peşkeş çekilen madenlerimiz de gözden kaçırılmak istenmektedir.
Madem kaynaklarımız yok neden vatan topraklarımızın yüzde 20’si maden aramaları için ruhsatlandırılmıştır. O zaman ülkemizin enerji ihtiyacı nasıl karşılanacak diyeceksiniz.
Alternatif enerji kaynaklarımız niçin devreye konmuyor
Bakın, bizim ülkemiz alternatif enerji kaynakları açısından son derece özel bir coğrafyaya sahiptir. Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modelinde enerji kaynakları önemli bir başlığı oluşturur. Burada güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, akıntı enerjisi, dalga enerjisi, biomass enerji ve daha birçok enerji kaynaklarından bahsedilir. Dünyanın gittiği yön, temiz ve geri dönüşebilir enerji kaynaklarınadır. Yine son yıllarda devletler bu kaynaklara yöneliyorlar, üstelik gelip bizim ülkemizde de yatırım yapmaya başladılar. Ancak hükümet hala bu konuda ağır ve aksak gidiyor.
Bizim ülkemizde elektrik üretimi için gittikçe artan oranda doğalgaz kullanılıyor. Kömür madenlerimiz atıl bırakılıyor. Niçin kömür çıkartılmıyor, işlenmiyor; elektrik enerjisi doğal gazdan elde ediliyor?
Doğalgazdan elde edilen elektrik enerjisi kömürden elde edilen elektrik enerjisine göre maliyeti 10 kat artıyor. Hem vatandaşın cebi yakılmakta hem de milli servetimiz yabancılara peşkeş çekilmektedir.
Sınırsız olan petrol kaynakları değil, kaynakların tamamıdır
Devletimizin kırmızı çizgileri rengini kaybetti. Renk kaybolunca çizgide kayboldu. Bilelim ki, çizgi demek bağımsızlık demektir. Bakın Prof. Dr. Haydar Baş bey ne diyor, “ihtiyaçlar sınırlı, kaynaklar sınırsızdır.” Bizim anlatmak istediğimiz petrol ve doğal gaz kaynaklarının sınırsız olduğu değil, enerji kaynakların sınırsız olduğudur. Bütün bu gelişmelerden sonra haklıya hakkını haksıza haddini bildirme zamanı gelmedi mi?
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Suriye'de Pandora'nın Kutusu Açıldı / 12.12.2024
- 12'ye 5 kala Esad ile barışma / 06.12.2024
- Bayrak çekilen gemiler bizi savaşa sürükledi / 05.12.2024
- Karışıklık Suriye ile mi sınırlı kalacak? / 04.12.2024
- Dikkat! Çözümün adresi / 30.11.2024
- NATO’nun oltasındaki yemler / 29.11.2024
- Birinci, İkinci derken şimdi de Üçüncü Dünya Savaşı / 28.11.2024
- Algı yönetimi ve Atatürk devrimlerine yönelik tartışmalar / 22.11.2024
- Bakan Tekin’in maksadı üzüm yemek mi bağcı dövmek mi? / 20.11.2024
- 2025'te asgari ücrette artış ne kadar olacak? / 14.11.2024
- 12'ye 5 kala Esad ile barışma / 06.12.2024
- Bayrak çekilen gemiler bizi savaşa sürükledi / 05.12.2024
- Karışıklık Suriye ile mi sınırlı kalacak? / 04.12.2024
- Dikkat! Çözümün adresi / 30.11.2024
- NATO’nun oltasındaki yemler / 29.11.2024
- Birinci, İkinci derken şimdi de Üçüncü Dünya Savaşı / 28.11.2024
- Algı yönetimi ve Atatürk devrimlerine yönelik tartışmalar / 22.11.2024
- Bakan Tekin’in maksadı üzüm yemek mi bağcı dövmek mi? / 20.11.2024
- 2025'te asgari ücrette artış ne kadar olacak? / 14.11.2024