Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Arap Baharı eksenli çevremizdeki işgal ve mezalimlerin yanısıra, ülkemizdeki "demokratik açılım ve barış" sürecinin semeresi, bölgesel Kürdistanların çoğalması, İslam ülkelerinin kardeş kavgaları ve iç savaşlarla bölünmesi oldu.Amerika-İngiliz ve İsrail'in ektiği ve bahçıvanlığını yaptığı Haçlı tohumlarının meyveleri bunlar? Bu Haçlı tohum ve ağaçlarının mahsulu, İslam meyvesi olmaz, helal lokma olmaz; olsa olsa Ebucehil karpuzu olur.Kürt kardeşlerimiz başta olmak üzere bu coğrafyadaki tüm Müslümanlar bu gerçeği böyle görmeli, böyle bir harama asla tenezzül etmemelidir. Bu Haçlı ağacının Ebucehil karpuzlarına ağzı sulanmış görünen BOP eşbaşkanı Başbakan R. T. Erdoğan, Barzani, Apo ve bir kısım Güneydoğulu kardeşlerimiz de, bu gerçeği böyle idrak etmelidir.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye, İran, Irak ve Suriye'den alınacak topraklarla kurulacak Kürdistan da aslında nihai gaye değildir. Nihai hedef, Büyük İsrail'dir. Kürt kardeşlerimiz, Atatürk döneminde bozulan İngiliz oyununun, bugün İsrail eliyle yürütülen ikinci perdesine kanmamalılar" diyerek, hem tarihi bir tespit, hem de tarihi bir çağrı yapmıştır.Nitekim Irak işgaliyle birlikte Barzani riyasetinde Kuzey Irak Kürdistan'ı boy verdi. Suriye'de başlatılan muhalif fitne ve dıştan taşıma teröristlerin mezalimleriyle, PYD önderliğinde Rajova Kürdistan'ı bayrak açtı. Amerika'nın eş başkanlığını sürdüren AKP hükümetinin öncülüğündeki demokratik açılım ve Apo-PKK ile danışıklı barış süreci ile de, Diyarbakır merkezli Türkiye Kürdistanı'nın taşları döşeniyor.Erdoğan, Barzani, Apo ve sözcüleri, gerçekten bu coğrafyada Kürtler başta olmak üzere tüm Müslümanların haklarını, emek ve geleceklerini gerçekten dava ediyor olsalardı; kendi idare ve inisiyatif alanlarında ilk atmaları gereken adım, buralardaki petrole, madenlere, altına, bora, titanyuma ve doğalgaz yataklarına çöreklenmiş olan Amerikan, İngiliz ve İsrail şirketlerini def etmek olmalıydı.Erdoğan hükümeti, Türkiye'nin 7'de 4'ünü ecnebilere ya kiraya verdi, ya sattı, satıyor. Barzani, Kuzey Irak havzasındaki petrol ve doğalgaz havzalarını Irak Merkezi yönetimden kopartarak Amerikan, İngiliz ve İsrail şirketleriyle kırışıyor. Apo ve PKK, Güneydoğu'muzda yıllardan beri Türk askeri ve emniyetinin yanısıra yöre halkını hedef alırken; Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Mardin dağlarında günde şu kadar milyon varil petrol çeken Amerikan-İngiliz petrol şirketlerine veya Hakkari'de titanyum madenine çöreklenen İsrail firmalarına kış bile demediler, demiyorlar.Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM), ülkemizdeki ham petrol rezervlerinin yüzde 99.55'inin Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunduğunu açıklamaktadır. Bu rezervlerin büyük kısmının yabancı ve yabancı ortaklı şirketler tarafından değerlendirildiği göz önüne alınırsa; Kürt kardeşlerimize hak ve müreffeh bir gelecek temin etme davasında Erdoğan'ın da, Barzani'nin de, Apo ve PKK'nın da sınıfta kaldıkları görülecektir, görülmelidir. Bunlar, bilerek veya bilmeyerek, kendi koltuk ve ikballeri uğruna Kürt, Türk, Arap tüm Müslümanların topraklarındaki ve önlerindeki nimetleri ve hazır ekmeği çekip alarak Amerikan, İngiliz ve İsrail çanağına doğrayan yamaklardır? Kürt kardeşlerimiz başta olmak üzere Türk milleti bu gerçeği görürse, oyun bozulur.Hayati bir gerçek de şudur: Güneydoğumuz başta olmak üzere ülkemizde ve bölgemizdeki Kürt, Türk, Arap, Acem vs. tüm insanların hak, emek ve geleceklerini Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleriyle teminat altına alacak olan tek lider vardır; o da Prof. Dr. Haydar Baş'tır. O halde Kürt, Türk herkesin sahibi ve hamisi odur.Prof. Dr. Baş, Topraklarımız ve madenlerimize çöreklenmiş yabancıları Milli Ekonomi Modeli ile evrensel hukuka uygun olarak "Geri dön marşa marş" diyerek def ederken; maden ve kaynaklarımızı devlet-millet ortaklığıyla işleterek en helal rızık yolları açmaktadır. Dahası, kadın-erken her vatan evladına "vatandaşlık" ve "ev hanımı maaşı" bağlayarak sosyal adaleti temin etmekte, gelir dağılımında adaleti sağlamaktadır. Rusya başta olmak üzere 150'yi aşkın devlet, Prof. Dr. Baş'ın modeliyle şahlanmıştır. Prof. Dr. Baş, yabancıların da ekonomilerini, kendi kaynak ve kendi şartlarında batmaktan kurtarıp yükseltecek ekonomi modeline sahip olduğu için, ülkemizde ve bölgemizde ekonomik bağımsızlık ve barış adımları atmak için savaş gerekmeyecektir. Bilakis ülkelerine dönen işgalci güler de barış için can atacaklardır. Zira bugün Amerikan, Alman, İngiliz ve AB üyesi devletlerin siyasetçileri ve iktisatçıları da Prof. Dr. Baş'ı izlemekte, Baş'ın modelinin bazı esaslarını kendi şartlarına uyarlamak istemektedirler. Nitekim İsviçre bile "her yetişkine aylık 2500 İsviçre Frangı (5500-5600 lira) karşılıksız vatandaşlık maaşı verilmesi" için referandum hazırlığı içindedir.Kürt kardeşlerimiz başta olmak üzere yüce Türk milletinin kıymetli evlatları, kendilerinin gerçek sahip ve liderlerinin ecnebilerin çanağına ekmek doğrayan Erdoğan, Barzani, Apo ve PKK olmadığını; bilakis Prof. Dr. Baş olduğunu idrak ederlerse, bölünme oyunu da biter, ülkemiz de, bölgemiz de, dünya da huzur bulur. Kürt, Türk herkesin bilmesi gereken asıl gerçek budur? Gerisi ateşle imtihan!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019