Ö nceki gün başladığımız kur rejimler ve sermaye hareketleri hakkındaki incelemeye devam ediyoruz.
Kur Rejimleri
Kur rejimleri konusunda Lambert (1999) bilinen bir trilemmadan (üçlem) bahseder: Bir ülkede aynı anda hem sermaye hareketleri liberalleştirme, hem kuru sabit tutma hem de bağımsız (Merkez Bankası) para politikası uygulama imkanına sahip değildir; bunlardan birinden vazgeçmek zorundadır. Sabit kur ve bağımsız para politikasını aynı anda uygulamak için sermayeye kontrol getirmek gereklidir. Eğer sermaye hareketleri serbest olacaksa ya kurlar sabit değil esnek olacak, ya da bağımsız para politikasından vazgeçilecektir. Sabit kur ve serbest sermaye seçilmesi durumunda para kurulu ya da kur birliği gibi bir para politikası uygulamak zorunluluk olacaktır.
Genel kanı bir ülkede makro ekonomiyi en iyi dengede tutacak kur politikasının uygulanması gerektiğidir. Eğer parasal/enflasyonist problemler varsa sabit kur daha iyidir.
Sabit Kur
Sabit (ama ayarlanabilir) kur, Bretton-Woods anlaşmaso sonraso Meksika ve Asya krizlerine kadarki süre içinde gelişmekte olan ülkelerde tercih edilmişti (Edwards&Savastano 1999). Bu sistemde kur önceden belirlenir ve parasal otorite gerektiğinde (makro dengeler değiştiğinde) ayarlamalar yapar. Bu sistemin 3 avantaji vardır:,
1-Kur nominal çıpa olarak enflasyonu önlemede yardımcıdır. Gelişmekte olan ülkelerde kur çıpası olmazsa, ya enflasyon hedeflemesi ya da parasal hedefleme yapılması gerekir. Parasal hedefleme için Merkez Bankası'nın bağımsız olması ve kontrollü politika izlemesi gerekir. Kur-fiyat ilişkisi yüksek olan ülkelerde bu olgu daha belirgindir.
2-Sabit kur, kur riskini ve işlem maliyetlerini azaltır, ticaret ve yatırımı destekler. Gelişen piyasalarda kur varlıklar (assets) için fiyatı belirleyen temel göstergedir. Araştırmalara (Serven&Solimano 1993, Pindyck&Solimano 1993, Serven 1998) göre reel kur dengesizliği/aşırı hareketliliği (volatilite) yatırımları azaltır.
3-Eğer kuru sabitlemek için tek bir kura bağlı kalınırsa (Türkiye için Euro gibi), o ülkeyle ticaret artar.
Sabit kur için 5 tane dezavantaj sayılabilir:
1-Bir ülkede bankacılık sağlam temellere dayanmıyorsa, sabit kur ile kredi patlaması yaşanır, ancak olası bir devalüasyonda bu kredilerin çoğu ödenemez ve iflaslar sökün eder.
2-Yerel para açıga satılarak tek yönlü risk almak (devalüasyona oynamak) avantajlı hale gelir. Kur ile yapılan spekülasyonlar artar. (Benzer spekülasyonlar hisse senetleriyle de yapılabilir ancak bunları açıga satmak için önce kiralamak gerekir ve bu da maliyet getirir. Ayrıca hisse fiyatları Hong Kong'ta oldugu gibi yukarı da çıkabilir.)
3-Bu sistemde Merkez Bankası kuru savunmak için çok fazla atıl rezerv tutmak zorundadır. (Gerçi esnek kurdaki volatiliteyi önlemek için de benzer rezervler gerekebilir)
4-Sabit kur daha esnek emek politikası (işsizliğe tahammül) ve daha sürdürülebilir ve esnek mali politikalar gerektirir.
5-Ülkeye girecek aşırı miktardaki sermaye kurun reel olarak değerlenmesine ve faizlerin yükselmesine, ihracat ve büyümenin azalmasına yol açar. Yabancı para cinsinden borçlar gereksiz yere çoğalır, aşırı risk alınır. Dengesiz yatırımlar oluşur. (Moral hazard)
Kur Rejimleri
Kur rejimleri konusunda Lambert (1999) bilinen bir trilemmadan (üçlem) bahseder: Bir ülkede aynı anda hem sermaye hareketleri liberalleştirme, hem kuru sabit tutma hem de bağımsız (Merkez Bankası) para politikası uygulama imkanına sahip değildir; bunlardan birinden vazgeçmek zorundadır. Sabit kur ve bağımsız para politikasını aynı anda uygulamak için sermayeye kontrol getirmek gereklidir. Eğer sermaye hareketleri serbest olacaksa ya kurlar sabit değil esnek olacak, ya da bağımsız para politikasından vazgeçilecektir. Sabit kur ve serbest sermaye seçilmesi durumunda para kurulu ya da kur birliği gibi bir para politikası uygulamak zorunluluk olacaktır.
Genel kanı bir ülkede makro ekonomiyi en iyi dengede tutacak kur politikasının uygulanması gerektiğidir. Eğer parasal/enflasyonist problemler varsa sabit kur daha iyidir.
Sabit Kur
Sabit (ama ayarlanabilir) kur, Bretton-Woods anlaşmaso sonraso Meksika ve Asya krizlerine kadarki süre içinde gelişmekte olan ülkelerde tercih edilmişti (Edwards&Savastano 1999). Bu sistemde kur önceden belirlenir ve parasal otorite gerektiğinde (makro dengeler değiştiğinde) ayarlamalar yapar. Bu sistemin 3 avantaji vardır:,
1-Kur nominal çıpa olarak enflasyonu önlemede yardımcıdır. Gelişmekte olan ülkelerde kur çıpası olmazsa, ya enflasyon hedeflemesi ya da parasal hedefleme yapılması gerekir. Parasal hedefleme için Merkez Bankası'nın bağımsız olması ve kontrollü politika izlemesi gerekir. Kur-fiyat ilişkisi yüksek olan ülkelerde bu olgu daha belirgindir.
2-Sabit kur, kur riskini ve işlem maliyetlerini azaltır, ticaret ve yatırımı destekler. Gelişen piyasalarda kur varlıklar (assets) için fiyatı belirleyen temel göstergedir. Araştırmalara (Serven&Solimano 1993, Pindyck&Solimano 1993, Serven 1998) göre reel kur dengesizliği/aşırı hareketliliği (volatilite) yatırımları azaltır.
3-Eğer kuru sabitlemek için tek bir kura bağlı kalınırsa (Türkiye için Euro gibi), o ülkeyle ticaret artar.
Sabit kur için 5 tane dezavantaj sayılabilir:
1-Bir ülkede bankacılık sağlam temellere dayanmıyorsa, sabit kur ile kredi patlaması yaşanır, ancak olası bir devalüasyonda bu kredilerin çoğu ödenemez ve iflaslar sökün eder.
2-Yerel para açıga satılarak tek yönlü risk almak (devalüasyona oynamak) avantajlı hale gelir. Kur ile yapılan spekülasyonlar artar. (Benzer spekülasyonlar hisse senetleriyle de yapılabilir ancak bunları açıga satmak için önce kiralamak gerekir ve bu da maliyet getirir. Ayrıca hisse fiyatları Hong Kong'ta oldugu gibi yukarı da çıkabilir.)
3-Bu sistemde Merkez Bankası kuru savunmak için çok fazla atıl rezerv tutmak zorundadır. (Gerçi esnek kurdaki volatiliteyi önlemek için de benzer rezervler gerekebilir)
4-Sabit kur daha esnek emek politikası (işsizliğe tahammül) ve daha sürdürülebilir ve esnek mali politikalar gerektirir.
5-Ülkeye girecek aşırı miktardaki sermaye kurun reel olarak değerlenmesine ve faizlerin yükselmesine, ihracat ve büyümenin azalmasına yol açar. Yabancı para cinsinden borçlar gereksiz yere çoğalır, aşırı risk alınır. Dengesiz yatırımlar oluşur. (Moral hazard)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Talhaoğlu / diğer yazıları
- KOBİ'lerle kalkınma / 21.06.2002
- Kâr/zarar / 24.05.2002
- Amerika AŞ.'nin Sonu mu Geliyor ? / 21.05.2002
- Enron ve Türkiye / 11.05.2002
- Merkez ve Büyüme / 07.05.2002
- Vergiler / 29.04.2002
- Devlet desteklemiş, Japon yapmış... / 25.04.2002
- Krizden harcamayla mı çıkılır yoksa tasarrufla mı? / 23.04.2002
- Dolar düşüyor. Sevinelim mi ? / 09.04.2002
- Yeni ekonomik program / 28.03.2002
- Kâr/zarar / 24.05.2002
- Amerika AŞ.'nin Sonu mu Geliyor ? / 21.05.2002
- Enron ve Türkiye / 11.05.2002
- Merkez ve Büyüme / 07.05.2002
- Vergiler / 29.04.2002
- Devlet desteklemiş, Japon yapmış... / 25.04.2002
- Krizden harcamayla mı çıkılır yoksa tasarrufla mı? / 23.04.2002
- Dolar düşüyor. Sevinelim mi ? / 09.04.2002
- Yeni ekonomik program / 28.03.2002