Hemen baştan yazmalıyım,
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) iktidarında, Türkiye'deki tüm köprüler ve yollar tabii ki ücretsiz olacak.
Ne demek, vergi ödeyen bir vatandaş olarak, kendi ülkemde kullandığım yola ayriyeten para ödeyeceğim! Yetmedi, köprüden geçmek parayla, geçmemek de parayla.
Ülke değiştirmiyorum ki, alt tarafı bir şehirden başka bir şehre seyahat ediyorum, başka bir yere gitmiyorum.
Neredeyse Büyükşehir de "şehir vergisi" isteyecek.
Tam bir ortaçağ uygulaması. Veya üçüncü dünya ülkesi olanlara uygulanan bir model.
Türk devleti, kendi imkanlarıyla ihtiyaç olduğu bölgelerde bir an olsun neden köprüsünü ve yolunu yapamıyor ?
Neden yabancı yatırımcıya ihtiyacı var?
Hatırlar mısınız; BTP ebedi genel başkanı merhum Haydar Baş Bey'in, bir kaç kez sorarak açtığı konu aklıma geldi: "Türkiye'de mühendis mi yok? Taş, kum, çimento, su ve demir mi yok? Çalışacak işçi mi yok? Para basacak imkan mı yok?
Hayır! Hepsi var, ama uygulanan millî bir ekonomi modeli yok, demişti.
Merak ediyorum, günümüzde yol ve köprü yapımı için ayrılan bütçe, bilim, sanayi ve teknolojiye ayırdığımız bütçeden daha az mıdır, yoksa tam tersi midir? Sormak suç değil ya!
Milli duygularımızı okşayan köprü isimlerine, kısmen yabancı yatırımcıların paraları ve dövizleri üzerinden geri ödemeleri, nasıl yakıştırıyorlar bilemedim.
Yüzde yüz Türk malı olsa, olmuyor mu? Yerli malı da değil, "Türk Malı" olsun lütfen köprülerimiz.
Maalesef yarıdan çok fazla yabancı banka ve finans kuruluşlarından olmak üzere, milyarlarca Avro krediler sağlanarak bu köprü inşa edildi.
Vatandaşımızın bireysel olarak ülkemizde kredi çekmesinin ve geri ödemesinin nasıl bir çile olduğunu sanırım hatırlatmaya gerek yok, üstüne bir de döviz bazında alınan borçlar, kamçı değil affedersiniz kazıktır.
Bayramdan bayrama köprülerin ve otoyolların ücretsiz olması kaç kişiyi sevindiriyor hep merak ediyordum. Bir İzmirli olarak, sadece ücretsiz olduğu için, Çanakkale'ye yola çıkmam.
Ticari şirket kamyoncuların köprüden ödeyeceği ücreti, yine vatandaştan çıkacak.
Yanlış anlaşılmasın, ben köprü ve tünelden yanayım. En fantastik köprüler bizim olsun, en uzun tüneller bizim olsun. Fakat, her şeyiyle bizim olsun. Bizim derken; fikri, çizimi, mühendisleri ve yatırım yapmak isteyen Türk firmaları.
Pırıl pırıl genç idealist mühendislerimiz var. Fırsat verin, bakın en kısa zamanda nasıl bir Türkiye'de yaşayacağız.
Bizim genç mühendislerimiz bir başka. Diğer ülkelerin köprülerini de çizmeye başladığında, tekrar hatırlayacaksınız "Ne mutlu Türküm diyene!" demenin bizleri nasıl mutlu edeceğini.
"Bağımsızlığı herkes sever!" öyle değil mi?
Lütfen unutmayalım, tam bağımsızlık ancak tam iktisadi bağımsızlıkla mümkündür. Öyleyse gençler ve genç kalanlar, Bağımsız Türkiye Partisi'nin Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı bul. O, fazla uzak değil, senin elinde; telefonunda! Takibe al. Hür yaşamanın anahtarı onda, karar senin.
Başka bir yazımda buluşmak üzere, Saygılarımla selamlıyorum.
- ‘Pardon, sıra kimde?’ / 24.12.2024
- Elimizdeki telefon / 04.12.2024
- Milletin Kuvveti / 26.08.2024
- 3 Kasım 2002’ye farklı bakış / 09.07.2024
- Cepteki para / 19.12.2023
- Mutlu köleler! / 02.12.2023
- Kılavuz / 30.09.2023
- Gençler! Kaçmak çare mi? / 29.07.2023
- Ben BTP'liyim! / 15.07.2023