CHP Kurultay Bildirgesinde "Avrupa Özerklik Şartı" vurgulanarak, bu şarta konulan muhalefet şerhinin kaldırılacağı ifade edildi.
HDP'nin söylemi olan "özyönetim" ile CHP'nin öne sürdüğü "özerklik" aynı şey midir?
Her iki kavram örtüşmese de, HDP'nin eylem ve söylemi kendi geleceklerini belirleme hakkı çerçevesinde devlet içinde devlet olma hedefini amaçlamaktadır.
CHP ise, yerel özerklik şartıyla belediyelere yerinden yönetim ilkesi doğrultusunda daha fazla imkânlar tanınmasını istemektedir. Her iki partinin hedefledikleri farklı da olsa, Güneydoğu bölgemizdeki durumun vahameti ortada iken Kılıçdaroğlu'nun özerkliği ısıtması, doğru zamanlama değildir. AKP İktidarının açılım politikasından farklı olmayan feci sonuçlar doğurur.
CHP de, HDP de " Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı "na dayanmaktadır.
Bu Şart'ın kurallarına göre özerklik:
Kamu hizmetlerinin önemli bir bölümünün, yerel yönetimlerce, kendi sorumlulukları altında ve yasalar çerçevesinde, yöre halkının çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi ve yerine getirilmesi hakkı ve imkânıdır.
Yerel yönetimlerin özerkliği, bu yönetimlerin seçim yoluyla oluşturulan karar organları(meclisler) eliyle yönetilmesini, kendilerine görevleriyle orantılı gelir kaynakları sağlanmasını, kendilerini ilgilendiren her konuda, devlet tarafından yapılan düzenlemeler için görüşlerinin alınmasını, üzerlerindeki devlet gözetim ve denetiminin sadece "hukuka uygunluk" denetimiyle sınırlı olmasını, yurt içinde ve dışında başka yerel yönetimlerle işbirliği yapmakta, ulusal ve uluslararası derneklere üye olmakta özgürce hareket edebilmelerini, hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla yargı yerlerine başvurmakta da özgürce davranabilmelerini anlatmaktadır.
Türkiye, söz konusu Şart'ı 1992'de onaylamış olmakla birlikte 10 kadar maddesine çekince koymuş ve bu maddelerdeki kurallarla kendini hukuken bağlı duruma getirmekten kaçınmıştır. Çekince koyduğu maddeler devletin yerel yönetimler üzerindeki gözetim ve denetim yetkisini sınırlamakta, yerel yönetimlerin daha özgürce hareket edebilmelerine imkân vermektedir.
Çekince koysak da koymasak da, Anayasa'nın yerel yönetimlerle ilgili 127.maddesinde bu yönetimlerin özerkliğinden söz edilmez. İşte CHP, çekince koyduğumuz maddelerden bu muhalefeti kaldıracaklarını tekrarlayıp durmaktadır. Anayasa'nın da buna uygun düzenlenmesi gerekecektir.
İşin esasına gelelim: Özerklik Şartı, HDP'nin ve DTK'nın(Demokratik Toplum Kongresi) anladığı ve yorumlamak istediği, üniter devleti federalizme dönüştürecek bir özyönetimi asla zorunlu kılmamaktadır.
Nitekim Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşların resmi yaklaşımları da bu yoldadır.
HDP'nin söylem ve eylemleri nedeniyle bir partinin Başsavcılığa müracaat ederek parti kapatma isteminde bulunmasının hukuki yönünün tartışmasına girmeden, şu kadarını söyleyelim; iç savaşın eşiğine gelinmişken özerklikten bahsederek, bölücülerin ekmeğine yağ sürmeyelim.
HDP'nin söylemi olan "özyönetim" ile CHP'nin öne sürdüğü "özerklik" aynı şey midir?
Her iki kavram örtüşmese de, HDP'nin eylem ve söylemi kendi geleceklerini belirleme hakkı çerçevesinde devlet içinde devlet olma hedefini amaçlamaktadır.
CHP ise, yerel özerklik şartıyla belediyelere yerinden yönetim ilkesi doğrultusunda daha fazla imkânlar tanınmasını istemektedir. Her iki partinin hedefledikleri farklı da olsa, Güneydoğu bölgemizdeki durumun vahameti ortada iken Kılıçdaroğlu'nun özerkliği ısıtması, doğru zamanlama değildir. AKP İktidarının açılım politikasından farklı olmayan feci sonuçlar doğurur.
CHP de, HDP de " Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı "na dayanmaktadır.
Bu Şart'ın kurallarına göre özerklik:
Kamu hizmetlerinin önemli bir bölümünün, yerel yönetimlerce, kendi sorumlulukları altında ve yasalar çerçevesinde, yöre halkının çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi ve yerine getirilmesi hakkı ve imkânıdır.
Yerel yönetimlerin özerkliği, bu yönetimlerin seçim yoluyla oluşturulan karar organları(meclisler) eliyle yönetilmesini, kendilerine görevleriyle orantılı gelir kaynakları sağlanmasını, kendilerini ilgilendiren her konuda, devlet tarafından yapılan düzenlemeler için görüşlerinin alınmasını, üzerlerindeki devlet gözetim ve denetiminin sadece "hukuka uygunluk" denetimiyle sınırlı olmasını, yurt içinde ve dışında başka yerel yönetimlerle işbirliği yapmakta, ulusal ve uluslararası derneklere üye olmakta özgürce hareket edebilmelerini, hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla yargı yerlerine başvurmakta da özgürce davranabilmelerini anlatmaktadır.
Türkiye, söz konusu Şart'ı 1992'de onaylamış olmakla birlikte 10 kadar maddesine çekince koymuş ve bu maddelerdeki kurallarla kendini hukuken bağlı duruma getirmekten kaçınmıştır. Çekince koyduğu maddeler devletin yerel yönetimler üzerindeki gözetim ve denetim yetkisini sınırlamakta, yerel yönetimlerin daha özgürce hareket edebilmelerine imkân vermektedir.
Çekince koysak da koymasak da, Anayasa'nın yerel yönetimlerle ilgili 127.maddesinde bu yönetimlerin özerkliğinden söz edilmez. İşte CHP, çekince koyduğumuz maddelerden bu muhalefeti kaldıracaklarını tekrarlayıp durmaktadır. Anayasa'nın da buna uygun düzenlenmesi gerekecektir.
İşin esasına gelelim: Özerklik Şartı, HDP'nin ve DTK'nın(Demokratik Toplum Kongresi) anladığı ve yorumlamak istediği, üniter devleti federalizme dönüştürecek bir özyönetimi asla zorunlu kılmamaktadır.
Nitekim Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşların resmi yaklaşımları da bu yoldadır.
HDP'nin söylem ve eylemleri nedeniyle bir partinin Başsavcılığa müracaat ederek parti kapatma isteminde bulunmasının hukuki yönünün tartışmasına girmeden, şu kadarını söyleyelim; iç savaşın eşiğine gelinmişken özerklikten bahsederek, bölücülerin ekmeğine yağ sürmeyelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023